simya dedikleri sende bulunur

entry1 galeri0
    1.
  1. Doğunun bütün yıldızları senin geldiğin yerden doğdu, esen çöl rüzgarları sandal ağacının narin kokusunu senle taşıdı, ne zamandır beklediğim ziyaretçi dalgalanan kumların siluetiyle geldi.

    Çöllerin tozunu üstünden silkerek geldin ey simyacı.

    Şöyle geç, otur. Dinginliğin huzurunu bu fakir kulübede etrafa bir sır gibi yay. Bozulan bütün anlar tek bir anda birleşsin, yerkürenin kalbi şu anda bir kereliğine benim için atsın; tüm zamanlar boyunca beklediğim sendin.

    Bilmediğim sırları bana sonunda getirdin. Görebilmem için yüzündeki bilinmezlik peçesini çıkar at. Korkma, ben gözlerini kaçıracağın denli ben değilim.

    Ellerinin ahenkli devinimiyle gizemleri canlandırışın kimyanın bütün kurallarına karşı geliyor, yok olanı var ediyor; çözüyor sonra tekrar birleştiriyor. Üstünde oturarak hafifçe eğildiğin eski kilimin şimdi renkleri canlanıyor, iran dokumasına dönüşüyor. Köhne kulübenin duvarları artık gökkubeye benziyor.

    Getirdiğin kutlu rüzgar kapıdan içeri girip seni sarıyor, gülümsüyorsun. Soluğun rüzgarda girdaplar yaratıyor, soluğum tutuluyor. Küçük girdaplar üstünden silkelediğin tozları havaya savuruyor, ellerini uzatıp tek bir hece söylüyorsun;
    KAF! Tozlar altın zerrelerine dönüşüyor. Soluğunu tutmamalısın diyorsun, içime çektiğim her nefesle zerreler ciğerlerime hücum ediyor. O zerrelerle binlerce zerreye bölünüyorum, artık seni görebiliyorum.

    Simya dedikleri sende bulunur. Aşk bende.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük