Bu orjinal el işi sırmanın tarihi Selçuklulara kadar uzanır. Maraş şehri ve çevresinde hüküm süren Dulkadiroğlu Emine Hatun ve Sıtki Hatun Prenses Osmanlı sarayına gelin giderken çeyizlerinde Maraş'ın sırma işinden yapılan çeyizleri ( Yatak örtüsü, Bohçalar, seccadeler, şaseler, sabahlıklar, Kuran kapları, Bindalli model, düğün ve nişan kıyafetleri ) kullanmışlardır.
Maraş işi tek yüzlü bir işlemedir. Desenin altı özel olarak hazırlanan karton ile kabartılıp yedi kat sırma desen üzerinden atlatılarak kenarlarda içlik ile karşılıklı tutturulur. Aynı işlem yanyana uygulanarak işlenir. işleme tekniği araç ve gereçleri diğer işlemelerden farklıdır.
Bu işleme Maraş ilimizde yapıldığı için "MARAŞ iŞi" adını almıştır. Maraş'ta halk arasında "SIRMA iŞi" olarak adlandırılır. Araştırmalara ve Maraş'ta bu işi yapan ustaların verdikleri bilgiye göre Maraş işi XVI. Yüzyılda ülkemize Arap yarımadasından geçmiştir. O tarihten beri yerleşmiş, benimsenmiş ve geliştirilerek bünyemize uydurulmuş, milli işimiz haline getirilmiştir. Bugün Maraş'ta bu işlemeyi sanat haline getiren 4-5 usta vardır. Bu ustaların yaptığı işlemeler şaheserdir. Mesleklerini oğullarına öğreterek devam ettireceklerini söylemektedirler.
Maraş işi ilk zamanlarda Çukurova beylerinin binici takım ve başlıklarına gümüş sırmalarla işlenirdi. Daha sonraları Maraş'ta, Antep ve Kilis'te erkeklerin kullandıkları fesleri süslemiştir. XVIII. Yüzyılda silah kılıflarında, palaskalarda kemer ve erkek yeleklerinde görülür. Zamanla halk tarafından öğrenilmiş ve zengin ailelerin kızlarına çeyizler hazırlanmıştır. Örneğin yatak örtüsü, sedir örtüsü, seccade, bohça ve gelinlik. Folklor ekibi kıyafetlerinde kullanılarak zamanımıza kadar gelmiştir. Son yıllarda, milli işimiz olarak benimsediğimiz Maraş işini daha fazla geliştirip yaymak üzere Milli Eğitim Bakanlığı tarafından seminerler düzenlenmektedir. Maraş Kız Enstitüsünde, Ankara ve istanbul olgunlaşma enstitülerinde özel olarak kurulan atölyelerde çalışmalar sürdürülmektedir.