Bir matthew quick kitabıdır. Konusu çok güzeldir, bir akıl hastasının ayrıldığı karısına geri gönmek için yaptığı şeyleri en keskin bir şekilde anlatıyor. Kendi teorisi de çok güzel;
hayatının, yapımcılığını Tanrı'nın üstlendiği bir film olduğuna inanıyor ve mutlu sona ulaşması için tanrı ona fiziksek olarak formda olmasını, duygusal açıdansa kitap okumasını emrediyor; bunların karşılığında ayrıldığı karısının ona geri dönmesini sağlayacağını anlatıyor. Filmi de çıkacaktır. Bradley cooper oynayacaktır. Bu adam bu konulardaki filmlerde çok güzel oynuyor. Okunası kitaptır, filmi çıkınca izlenmelidir de.
aday olduğu ana dallardaki ödülleri kazanamayacak film. kendisinden kat be kat daha iyi filmlerle yarışması herhalde şanssızlığı olacak.
ancak son zamanlarda izlediğim en keyifli filmlerden biriydi. sanki biraz 500 days of summer tadı verdi bana. biraz daha umut, biraz daha mücadele. kaldı ki o filmden de kat be kat güzel olmuştur. bu denli adaylık alması bu tarz bir filmin bile büyük bir başarıdır kanımca. ayrıca hem bradley cooper hemde de niro'nun oyunculukları muhteşemdi.
jennifer lawrence için "izlemeliyim izlemeliyim" diye 1 aydır yanıp tutuşuyordum, sonunda da izledim; sıcacık bi film. filmin başında tek "delinin" pat olduğunu sanarken, tiffany kızımızın gelmesiyle "hasiktir bu da deli lan" gibi tepkiler verirken, sonradan verdiği "kimseyi dinlemeden, hikayelerini bilmeden yargılama" mesajlarıyla göt etti bi nevi.* son yarım saati de "ağlasam mı gülsem mi anasını satayım nasıl samimi bi film lan bu" dedirtiyor insana.
robert de niro, bradley cooper ve tabii ki jennifer lawrence ın oyunculuklarına bayıldım. aday oldukları ve kazandıkları tüm ödülleri haketmişler.
imdb puanı, fragmanı ve oscar adaylığını da göz önünde bulundurarak büyük beklentilerle gittiğim belki de bu yüzden beni hayal kırıklığına uğratmış filmdir. yine de izleyenlerin kalbini ısıtmayı başarıyor.
yalnız tiffany rolündeki Jennifer Lawrence adeta parlamış, bu sene oscar alırsa hiç şaşırtmaz.
filmde beni en çok rahatsız eden detay özellikle sonu olmak üzere her türlü detayın fazlasıyla önceden kestirilebilir olması. yani izlerken hiç şaşırtmıyor, her şeyi önceden rahatlıkla tahmin edebiliyorsunuz.
tek merak ettiğim şey acaba pat nikki'nin kulağına ne söyledi? zaten o da izleyicinin hayal gücüne bırakılmış.
şepşeker film.
de ilk entry şimdi ve benim sayemde mi oluyor... pes.
iyi oyunculuklar, romantik komediden fazlası ve albenisi olan bir film.
oscarlar'da adı sıkça geçiyor, bi yandan o kadar da değil diyorum. bi yanda oscar dediğin ne ki diyorum...
dün akşam sevgiliyle izlediğim filmdir. tam da yeni başlayan ilişkiler için gidilmesi ideal bir filmdir. sonunda hafif ağlatır. samimi ve güzel bir filmdir.
ilk baslarda jennifer in oyunculugunu biraz fazla gozumuze soksa da bardleycim onu yeteri kadar telafi ediyor. cok daha vurucu bir finali olabilirmis ama filmdeki samimi havaya zarar verebilirdi.
klasik bir amerikan aile filmi havasinda ama basrolde manyaklar olunca sevimli olmus. sevdiceginizle seyredin seyrettirin efendim pisman olmazsiniz.