silgilerin kullanım sırasında kaybolmasıyla alınamayan randımandır. hiç bir silgi yoktur ki sonuna kadar kullanılıp tükensin. ben tükettim diyen beri gelsin. gelemez çünkü yok öyle bir silgi. her yolu denedim gene de sonuç alamadım. silginin üstüne adımı yazdım, kalemime bağladım, boynuma astım. yine kayboldu, yine kayboldu. en kötüsü de yeni silgi aldıktan sonra eski silgiyi sınıfta üstünde bir ayakkabı iziyle bulmaktır. görünce için acır, çabaların aklına gelir. ama o yerdeki pis silgiye tenezzül etmezsin. sıfıra sıfır elde var sıfır.
okulların başlamasıyla artan silgi kullanımı, öğrencinin psikolojisini etkileyen bir durumdur. devamlı silgi kaybetmek "ulan ben mal mıyım bu kaçıncı silgi" gibi iç hesaplaşmalara yönlendirir öğrenciyi. yanındaki sıra arkadaşı için de zordur. "al ulan al hepsi senin olsun. kalemkutuyu al, yeter ki bi sus!" gibi tepkiler verilebilir. kalpler kırılabilir. yeni silgi alındığında "lan yine mi silgi aldın. boynuna asıcam o silgiyi" şeklinde arkadaşların yeni dalga geçme konusu olabilir öğrenci kişilik.
silgiyle ilgili beklentilerinize göre değişecek durumdur.ne beklenir ki zavallı bir silgiden. elini attığında kalemliğinizde olması ve mümkünse karalamadan silmesi. zaten fazlası silgiye de zarar.
yaratıcı zeka bu devrede tükürükle ıslatılmış işaret parmağını devreye sokar. ıslatılmış parmak yazıyı sayfaya dağıtır, hele ki bu dağılan yazı bir sınav kağıdının üstüne yazılmışsa o parmak ceza olsun diye döte sokulur.