sözlükteki cümle-i alem yazarların entrysini silen moderatördür efendim kendileri. bu sonuca şuradan vardım: silentcry kelimesindeki "c" harfini çıkardığImız zaman, "sil entry" şekline dönüşmektedir ki bu da durumun vehametini ben ve diğer yazar arkadaşlarıma anlatmaktadır. *
taaa ben sözlüğe yeni geldiğim zamanlar moddu ve bana fırça atmıştı. o zamandan tırstım ben bu adamdan. şimdi bunu yazarken bile tırsıyorum. ama rahatladım lan!
ozlemisim adeta yazari. ancak kiskanc oldugunu kabul etse daha bi' anlasacagiz kendisiylen. "iyyyy ezik yazar" diye dalga gecerken sinir olusuna kurban oldugum. * sirf su entryi girmeyeyim diye de binbir turlu oyunla aklimi almaya calismasini kinadigimi belirterek kendisine buradan yanagini somuren imojun yolluyor, "yavyum yeyim $eni ben" diyorum.
bonus: aramiza hosgelmis ikinci nesil ezik aman pardon eski moderator, simdilerde yazar. -ahaha-
son zamanların modası olan, konsepti anlamadan sözlüğe sazanlayıp; anı defteri tadında, "en sevdiğim meyve" kıvamında, forum formatına bile uymayan, 500 karakterlik yazı bakınız içine alınınca legal olduğu sanılan, noktalama, imla kurallarından nasibini almamış, aramaya inanmadan yazılmış ve daha nice saçma niteliği bulunan entryleri silinince kin kusulan moderasyonun bir üyesi. moda bireysel yüklenmelere kayınca, malesef nasibini almış bir insandır silentcry.
ha bir de alt trendi var bunun: "bu moderasyon/moderatör bana taktı"*. ne kadar komik oysa ki. neden mi? çünkü bu modaya uyanların daha sözlükte gammaz diye bir güruhun olduğundan habersiz olduğunu gösteriyor. kimse şimdi "ama bilmemek değil öğrenmemek ayıp hölölölö ühühühü" demesin. bilmiyorsa, öğrenmeden gelmesin; öğrenmeye kasıyorsa da herşeye sazanlamasın öyleyse.
bu bir yana, bir de şöyle bir durum mevcut: bu moderasyon 6 kişilik bir oluşum. bildiğim kadarıyla hiçbirinin mesleği sözlükçülük, sözlük mühendisliği, sözlük bakıcılığı, sözlük müşavirliği, sözlük elfi, sözlük bıyıklısı falan değil. hepsinin işi gücü başka. yani sözlüğe gönüllü olarak zaman ayırıyor bu insanlar. e bre zeki insan, zor bela zaman ayırıp burayla ilgileniyor bu insanlar, bir de işi gücü yok sana mı takacak lan? ya da hadi taktı, hiç mi otokontrol mekanizması yok kendi aralarında? kimseye mi hesap vermiyorlar?
bu yazıyı, bu başlık altında yazmam tamamen bardağın bugün, bu başlıkta taşmasından kellidir. aklından binbir çakallık, çirkeflik geçirecek dinozorlar şanslarını başka bir zaman denesinler.
şahsen silentcry ile moderatör olmasından çok önce tesadüfen irc'de ettiğimiz iki kelamdan fazla tanışıklığımız olmamakla birlikte, kafamda kalan imajının gayet olgun ve mütevazı olduğunu söyleyebilirim. bunu hemen hemen hiç tanımadığım diğer moderasyon üyeleri için söylemem de hiç zor olmaz.
"nası lan? götünden iltifat uydurma olm" diyen arkadaşlara, hala sözlükte yazabiliyor olmalarını bir neden olarak göstermekten şeref duyarım. şimdiye kadar işleyiş bakımından tanıma fırsatım olan ilk moderasyon ekibi olmayan uludağ sözlük moderasyonunun gördüğüm en fazla -hatta belki bazılarının haketmediği kadar fazla- toleransa sahip moderasyon oluğunu vicdanım son derece rahat söyleyebilirim. artık küstahlık ve kışkırtma raddesine gelmiş onlarca başlık ve entry'e rağmen bırakın uçmayı, çaylak olan uuser bile yokken bunu söylemek çok çok kolay.
daha fazla kafa ütülemeden, son bahsetmek istediğim konu ise sözlük denilen olayın konsepti. dediğim gibi forumtr, donanimhaber gibi forumlarda doktora yaptıktan sonra* yeni ufuklara yelken açmak isteyen ve "aaa olm neqzel deqishik ßir forum! aqalım ßaßoliiea" şeklinde sözlüğe ne olduğunu anlamadan sazanlayıp, susuz kaldığını farkeden balık arkadaşlar, bir demokrasi arayışına girişiyor sözlükte.
sözlük konseptinde demokrasi sözde geçerlidir. uygulamak moderasyondaki keyfiyet faktörüne bağlıdır. ve burdaki tüm yazarlar, moderatörler, forumcular, anketçiler, balıkçılar, trolcüler, küfürcüler, pornocular olarak biz sözlüğe kaydolurken o kutucuğu işaretleyerek; "ben bu keyfiyet faktörünü ve göreceli demokrasiyi kabul ediyorum. ultraslan başlığında ayar verdiğimde bana kıl olan bir moderatör beni uçurabilir, 10 dakika sonra nickimi bile hatırlamayabilir" diyoruz. zall ne demiş bilmiyorum. o demeyebilir, karıştırma şimdi. hala anlamayanlar için bunun anlamı şu: ben bu entry'yi yazdıktan sonra, "seni gidi koca götlü pis yalaka" diyen bir moderatör keyfine beni pekala uçurabilir, sorgusuz sualsiz.
kısacası, böyle bir keyfiyet faktörünün zerresine elleşmeyen bu moderasyonun üstüne giderek yapılan ayıptır, günahtır hatta taoculuk ve dombililiktir.
gidin şimdi bi sırlar dünyası, bi beşinci boyut falan birşey izleyin bi çay için kendinize gelin. hadi bakıyım.
emekli mod ve yazardir. niçin bu karari aldi ve niçin uyguladi bilmiyorum. zaten beni de enterese etmez. ama garip olan yitip giden ömür yapraklari gibi birbir bildiğimiz insanlar gidiyor. herneyse fazla bir şey demiyorum ve dememe lüzum yok.
bari hiç olmazsa sevdiği bir şeyle veda edeyim sanal olaraktan, evet simdi ekranlarimiza Bahtiyar Vahabzade'nin elveda şiiri geliyor:
Diyorum;
Sefası bitti ömrümün,
Şimdi dağa çıkarım, düze elveda.
Düze duman çöker, düze kar yağar,
Bahara elveda, yaza elveda...
Bahtiyar;
Derinde sızlayıp yaran,
Kalbini dağlayıp üzer herzaman.
Göze hüzün çöker, göze yaş dolar,
Sevince elveda, düşe elveda...
Şimdi özkökünden süzülen benim,
Özge budaklara dizilen benim,
Şimdi ne sen sensin ne de ben benim,
Biz ki biz değiliz bize elveda.
