Türkiye'de işlerin bir türlü rayına oturamamasının nedeni, bu ifadenin halkın büyük çoğunluğunun diline ve zihnine yerleşmiş olmasıdır bence.
+ abi yarın iki finale birden gireceğim.
- siktir et, gel batak oynuyoruz.
+ Kanka nedir bu ya? hep pc başındasın. tezini ne zaman yazacaksın?
- siktir et abi ya yazarız bi ara.
+ yarın ofiste çok iş var, halletmem gereken bir sürü dosya var.
- amaan siktir et gel kafaları çekelim bugün.
+ olum kızın kalbini çok kötü kırdın git gönlünü al.
- siktir et alırız bi ara gel bak film çok heyecanlı.
+ ailene gidecektin bugün hani?
- siktir et başka zaman giderim, gel pes oynayalım.
Şeklinde örnekler çoğaltılabilir. Bu ifadenin bizde sirayet ettiği tembellik, vurdumduymazlık, önemsememe gibi hisler yüzünden hep bi olmamışlık, yarım kalmışlık ve bunların beraberinde getirdiği mutsuzluk yer etmiş durumda ülkede. Gerçekten siktir edilmesi gereken şeyleri siktir etmekte fayda var ama her şey de siktir edilmez. Aradaki bu inceyi iyi görmemiz lazım.
gelmiş geçmiş en boş teselli cümlesi olabilir. neden kimseye dert anlatılmaması gerektiğinin en önemli kanıtıdır. problemlerinizi kendiniz çözmeye alışmalısınız.
bunun bir üst versiyonu, senden daha kötü durumda olanları var, haline şükret denen o sixxo cümledir. işte empati yoksunluğu nelere kadir..