vardır efendim böyle bir şey. olaylar üstüne binmiştir, artık belli bir raddeden sonra peygamger sabrının bile işlemeyeceğini düşünürsün işte o anda o sözcükler ağzından pıtır pıtır dökülüverir birer birer: "sikerim böyle aşkın ızdırabını yaa!!!11"
elbette isyan bayrağını açtığınız olay illa daha sevgili filan olacak değil. iş yerinizdeki patronunuz üzerinize çok iş yüklemektedir, yüklemesine rağmen sesinizi çıkartmıyorsunuzdur, işlerinizi hallediyorsunuzdur. hem de vaktinde. adam bakar bu götürüyo bu işi, biraz daha yükleme yapar... biraz daha biraz daha... sonra gelir nası gidiyo gibilerinden bi yoklama çeker. siz hık mık dersiniz yolunuza devam edersiniz. ama bu sefer de size bu kadar yüklenmesine rağmen yaptığınız işi eleştirmeye başlar. üstünüze gelir, kendinizi savunursunuz, olaylar büyür... sonuç: siktiri çekip çıkıp gidersiniz.
işte insan ilişkilerinde bu isyan noktası dediğimiz eşik değeri bizim ne kadar olgun olduğumuzu gösteriyor. ha tabii ki bunu hakedene ya da karşılığında size kocaman bir nah göstermeyeceklere bu sınırı daha da yukarda tutmayı tercih edebiliriz. ama iş yine dönüp dolaşıp aynı noktada birleşir yanılmıyorsam; emek...(#5361332)
özel tanım: street fighters ya da tekken oynuyorsunuz diyelim ki... karakteriniz ölmeden önce hassiktir çekersiniz ya şöyle bir, işte orda çektiğiniz hassiktir noktası, aslında gerçek hayata farklı bir motodla uyarlandığında bu siktir çekme eşiği oluyor. mesela kimisi son vuruş kala bu sözü söyler kimisi de canı yarısına geldiğinde. bu da bu eşiğin kişiden kişiye değişiklik gösterdiğine işaret eder. ancak siktir çektikten sonra ya da oyunda öldükten sonra gerçekleşenler ortaktır: ikisinde de gözünüz kararır dünyayı göremezsiniz bir süreliğine...