utangaç insanlar genelde oynamıyor.
sahneye çıktığı anda gelen davetliler sanki kendine bakıyor duygusuna kapılıp dalga geçildiğini
düşünerek asla sahneye adımını atmıyor. öyle ki kendi çocuklarının düğününde oynamayan insanlar var.
en asil duyguların insanı olan benimdir. genelde düğünlerde canım sıkılır. hiç sevmem. çalan müziği yok sayarak insanların oyun hareketleri izleyerek gülerim. (bkz: canın sıkıldıgında yapılan ilginç şeyler.)
Hayatımda halay konvoyuna katılmamış bir insanım. Düğünlerde klasik müziğin neden çalınmadığına hala anlam veremiyorum. Lililili gibi şarkılar eşliğinde göbek atan teyzelerle empati kurmaya çalışırken kendime uzaklaşıp depersonalizasyon eşliğinde panik atak geçiriyorum.
Slow müzik eşliğinde sevdiceğinize sarılıp dans etmek varken gidipte hiperaktif komşu çocukları gibi kinetik enerjinizi halay konvoyunda harcamayın yazıktır günahtır. O kadar enerjiniz varsa spor yapın kardiyo kasın.
Oyun havalarını çok severim ankaranın bağları olsun misket olsun ama gel gelelim düğünlerde oynayamıyorum arkadaş. Bu yıl apartmandan birinin kızı nişanlanmıştı, nişanı apartmanın aşağısında yaptılar oyun havalarının sesi öbür mahalleden duyuluyor. Neyse ben eve yeni dönüyordum hemen koşa koşa çıktım merdivenleri bütün perdeleri çektim ışıkları söndürdüm açtım balkon kapısını ses odamdaymış gibi geliyor zaten, kendi başıma oynadım ankaranın bağlarını, gayette keyifliydi. Nişana inip orda kasıntı kasıntı oturmaktansa evde bütün oyun havalarına tepinerek eşlik ettim. Düğünlerde çekinip oynayamayanlara tavsiye ederim belki bir ısınma turu olur, belki bizde bir gün utanmadan düğünlerde göbek atarız kim bilir.
sevmiyordur, oynamayı bilmiyordur ayrı. bahaneler önemsiz iş bu meselede. mahallenin, tüm sülalenin en koca karı, en apaçi, en barzagli ablaları, abileri sahneye kalkmış; sikindirik elektro saz ve org eşliğinde kurtlarını dökerken o, bir köşeden iğrenen gözlerle seyreder. kendisine sunulan "gel hadi kurtlarını dök" teklifini yine o asil duygularıyla reddeder. varsa birasından, vodkasından yoksa limonatasından bir fırt çeker, acısını içine gömer. neden 3. dünya ülkesi olduğumuzu şöyle bir gözden geçirir. ankara'nın bağlarının amına koyar, evine yol alır.
öyle bağın amına koyayım, gecenin kilit cümlesidir.
ağır asosyaldir. sürekli rezil olacağım duygusuyla yaşar, öz güveni eksiktir. ben ne anlarım oynamaktan bahanesine sığınır, düğünleri boş görür, gerçekler ile yüzleşemez. rahatlaması ve hayatı dolu dolu yaşaması tavsiye edilir.
bir iki kadeh bir şey içtin mi g.tü başı dağıtan insanlardır. olimpos - çıralı'da dayımın kızının düğünü oldu ama şekil düğün hiçbir aile büyüğü yok. sadece 30-40 yaş arası. hepsi de okumuş, alim adamlar. bir de ben varım. ciddi ciddi durdum uzun süre. sanki düğün değil de 32.gün programına gelmiş gibi herkesle siyaset konuşmaya çabalıyorum. tüm ısrarlara rağmen zerre oynamıyorum. elimde rakı takılıyorum. sonra portekiz'den tekila getirmişler onlar bir çıktı ortaya. son hatırladığım pistten omuzlarda zorla çıkartıldığım.