geçenlerde tanıştığım yunan kızın amını yalarken duydum bunları. sonrasında kızın yalovalı olduğunu, ailesinin selanik göçmeni olmasını fırsat bilip kendine yunan dediğini öğrendim. oysa bir türk kızının amını yalamak gayet travmatik bir trajedi olarak gelirdi bana. öğrenmiş oldum... türk kızlarının amı da yalanabilirmiş. gerçi kızın amını yalarken arkada ferhat göçer çalıyordu, wish you were here'ı söylüyordu adam. "kesin gülmekten sikemeyeceğim kızı" derken adamın şarkıyı iyi söylediğini fark ettim.
işte bunu söyledi bana kız. son zamanlarda kendi içimde çıktığım ruhani yolculuk bana kararlar almama vesile oldu. mesela kadınlara aşk ile dokunmaya karar vermiştim. öyle ki yunan kızın, yani bizim yalovalı kızın gırtlağına penisimi yapıştırmak varken vajinasını yalamaya yeltendim. birkaç dil darbesinden sonra kız lafa girdi.
-dur lütfen.
+ne oldu ki? hoşuna gitmedi mi?
-harika geldi ama erkek adam sert siker, duygusuz siker, hoyrat siker... sikerken acımak çok postmodern bir yanılgıdır.
+laflara bak amına koyayım. sartre'ı sikmeye çalışıyormuşum da haberim yokmuş
-ya kemal yanlış anlama... biz kadınlar aslında amlarının yalanmasından hoşlanmayız. biz seks esnasında hakarete maruz kalıp aşağılanmayı, hor görülmeyi severiz... ama toplum baskısından iyi biri gibi davranmak zorunda kalıyoruz...
+biliyordum azizem... şimdi seni küçük bir orospu gibi acımadan sikeceğim.
-acıma bana kema... glup glup...
sonrasında kızın ağzına boşaldım, anal sekse zorladım ve işim bitince suratına 20 lira fırlatıp kovdum. sonra da 20 liraya ihtiyacım olduğunu fark edip parayı geri istedim. anladım ki kadınlar sadece güvende hissettiklerinde toplumun sıkıcı baskısından kurtulup kendileri olabiliyorlarmış. bırakalım da kadınlar özgürlüklerini doya doya yaşasınlar...
