Bu ve birçok haber neyi gösteriyor biliyor musunuz? ülkenin yönetilemiyor olduğunun açık göstergesi. çünkü düzgün yöneticiler gerçek sorunları tespit edip çözmek için uğraşır. olmadık konulara dalıp soru işareti bırakan tipler, sonuçlardan etkilenenleri nereye çeksen oraya gelir kıvama getirmek için birebirdir. yani, sike sürecek aklı olmayanlar bu beyanlarda bulunanlar değil, bu beyanlarla kendini oyalayıp gerçek gündemini kaçıranlardır. bununla ilgilenirken asıl gündem olabilecek konuları göremeyenlerdir.
ülkenin iktidarı tek başına iktidar olduğunu iddia ederken bir cemaat ve bir terör örgütü ile ittifak yapıyor, koalisyon kuruyor. çözümü kendisi arayacağına özelleştirmede satış yaptıkları firmaları ve türlü türlü çeteleri taşeron olarak kullanıyor. tüm icraatler de mimari; bir tane ülke yönetimine yakışır bir karar, bir icraat yok. daha da bunu göremeyenler kusura bakmasın, sike sürülecek aklınız yok!
bu kadar aşağılık kompleksine de pes doğrusu ki ne pes. kaleciyi barcelona isteyecek, sen de göndermiyorum diyeceksin.
bir kere, onur üzerinde sözleşmesi var diye hak iddia ediyorsun, adam senin bu kasmalarına karşılık sözleşme yenilemezse ne yapacaksın? bence kadro dışına çıkartmaya giden ve onu bitiren hamleler yapacaksın, ben kaymağını yemiyorsam başkası da yemesin hesabı.
be kardeşim, senden önceki yönetim onur u keşfeden teknik direktörü kapının önüne koymuş (bkz: şenol güneş), sen de kendisi boştayken iyi bir trabzonsporlu, efsane bir futbolcu ve teknik direktör olan bu insana organizasyonunda yer vermemişsin. onur u alıp turşusunu kuracaksınız değil mi?
halbuki şenol hoca eminim ki çalışıyor olsa, teknik direktör olmasın altyapıları sorumluluğuna verin mesela; kaç tane onur çıkartır acaba hiç düşündünüz mü? ancak, elin siki ile gerdeğe girin. sanki sporla ilgili herşeyi de çözmüş gibi koca spor bakanı da kulübünüzün iç işleriyle ilgili yorum yapsın.
özetle, sike sürecek aklınız yok. süreç yönetecek kabiliyetiniz yok. iyi işler yapacak genç bir sporcuyu yıldızlaştıracak vizyon zaten yok. biraz aklınız olsaydı, onur u ne yapar eder barcelona yolunu açardınız. onur neu camp a bir kere ayak bassa sonraki birkaç yıl onlarca genç onur kapınızda bitiverirdi. o barcelona ki 20 yaşında bile değilken yetiştirdiği kaleciden hala ekmek yiyor, kapınıza gelip kalecinizi almayı aklından geçirse bi buyur eder çay ikram edersin. ama reflekse bakıyorsun, uzaylıyı görünce taş atan zihniyetten gram farkı yok. hayır, eski yönetim milli takımın omurgasını üç büyüklere kaptırdı, bu kulübün yönetimiydi o da, herşeyi bırakın daha yeni olan bitenden de ders çıkartamıyosunuz ya. (bkz: isyan ederim)
izleyin bakın adamlar olaya nasıl bakıyor, tüm yönetim hatta bakanlar kurulunu toplayın bir carlos puyol kadar insanlık çıkar mı o topluluktan merak ediyorum.
röportaj verip ailesine sitem eden anne modeli. ne desem ki?
önce söylemeliyim, daha televole yayınlanırken tuğba altıntop için üzülmüştüm. çünkü rafet el romanın kızlarını zorla ondan uzak tuttuğuna dair haberler vardı ve bir anneye böyle zulüm yapılır mı diye isyan etmiştim.
şimdi düzeltiyorum, anne böyleyse çocukların hali gerçekten vahim. bu nedir şimdi yani, hadi rafet'e çemkir de, kendi çocuklarını gazetelere şikayet etmek nasıl bir mantıktır anlamadım gitti? ablacım bu yan komşun değil, herkes duyuyor, en çok da kızların! nasıl bir mahsulsünüz anlayamadım gitti ya!
Yukarıda bahsedilen bilgiyi servis eden ve ona inananların yaşadığı durumdur. daha da diyeceğim yok, bir memleketi olduğu gibi aldınız, sömürdünüz, sattınız, çöktünüz. ve gün geldi, belli artık, beceremiyorsunuz. elinizde kalmayacak, yanınıza kalmayacak. tonlarca yalan söylüyorsunuz, hadi yandaşınız anlamıyor, yahu hadi muhalifiniz de anlamazlıktan geldi; kardeşim siz kendiniz yalan olduğunu biliyorsunuz. insanın kendiyle hesaplaşması, vicdan dediğiniz kavram allah'ın lütfudur, allah inancıdır; hakkın yerini bulacağı, doğrunun bir gün ve en geç mahşerde ortaya saçılacağı inancı dinin temelidir. bütün bunları yapıp inançlı olduğunuzu söylüyorsunuz ya, en büyük yalan bu ve bilmem farkında mısınız? bu büyük yalancılara inananlar, sike sürülecek aklınız yok ve bilmem bunun farkında mısınız?
Yukarıdaki yazıdaki düşünce tarzına inanmak, okumak, ciddiye almaktır. ulan balyoz davasında somut delil yok allah'ın belaları. yok, yok, yok!! ne var, bir tane söyleyin? yok, ama "sonradan oluşturulan deliller kadar ciddi delillerin de olduğu bir gerçek" yazarak aradan kaynatacaksınız değil mi lafı? Bir de;
--spoiler--
Çetin Doğan darbeci olmaktan çıkacak mı?
kardeşim yok, somut delil yok! çetin doğan darbeci demen için elinde somut delil olması lazım. ben de sana "Elif Çakırdarbeci olmaktan çıkacak mı? kimi inandırabilirsiniz buna?" desem nasıl duruyor?
iğreniyorum hepinizden, yazılarınızın okunmadığı ne kadar belli, okunsa kapı dışarı çıkacak yüzünüz olmaz utanmazlar! elinizde patladı işte, o manipüle etmeye çalıştığınız gerçekler kabak gibi ortada, sular çekildi ve siz kurak arazide can çekişiyorsunuz. yok buradan ekmek size, hadi hadi!!
üstad'ın bahsettiği yazarların yazıp konuştuğuna inananları çoğunlukla nitelediğimiz sıfatlarla kendisi o yazarları nitelemiş. dolayısıyla gözüken odur ki, kendi başına hayatta kalamayacak, sike sürülecek aklı olmayan insanlar böyle birbirlerine umutsuzca tutunup öyle yaşantı sürdürüyorlar. üzerine şimdilik fazla yazmayayım, bence yazıyı okuyun. ama başlık altına bu kadar fazla entry giriyor olmanın, sike sürülecek aklı olmamanın boş bir hakaret değil de somut bir durumun tespiti olduğunu gösterdiğini, kaçırmadan takip ettiğim birinci hatip ve yazarın dile getirmesinden hoşnut olduğumu belirtmek isterim.
Cumhuriyet savcıları bu ülkede boş yere var, bir iş yapmıyorlar temalı yazılar yazmayı düşünürken eyleme geçtiklerini yukarıdaki haberden gördüm. Konuyla ne ilgisi var derseniz, iki şekilde var, Şayet anayasayı tanımayan insanlar devletin temsil ve yönetim makamını işgal edip yönetim şeklini değiştiren faaliyetlerde bulunurken buna dava açıyorsa savcı için, bunu yönetim erki olanın hakkı olarak normal karşılıyorSak da bizim için geçerli olan tanımdır.
üniversitelerden liste geliyor, o listeye göre görev ihracı yapılıyor.
Oğlum şaka mısınız siz? andaval mısınız siz? Ergenekon balyoz tertibi dediğiniz zaten savcı ve hakimlerin soruşturma yapmadan polis raporuna göre işlem yapması değil miydi? bu kadar hataydı-sehvendi üzerine, lan sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer diye bir laf var. dünyanın en mal insanını oraya oturtsan der ki geçende bir bok yenmiş, aman bu sefer adaletli davranıp usulü neyse öyle yapalım der. tek kişi var mıydı fetö temizliği için destek vermeyen arkadaş; muhalefet vekillerinden vatandaşa bir kişi söyleyin??!?!?!
kaldı ki savcı-hakimin görevi inceleme yapmak değil mi? işsizlik zebil gibi, insanların tepkisinin olduğu ve gayet vatanperver bir iş; gerekiyorsa kadro arttırır gerekli incelemeyi yaparsınız ya, ne biçim bir şey bu? sinsi misiniz, aptal mısınız, kurnaz mısınız, hödük müsünüz, ne haltsınız, ne ayaksınız oğlum?!?!
yok işte, sonra hakaret etti deyip geçiyorsunuz, bunu yapanların sike sürecek aklı yok!
gerine gerine söylememiz gerekenler var. Bu cemaate yan bile bakmamış, göz bile kırpmamış insanlardanım. dershanesine gitmedim, sohbetine gitmedim, beleş ders etkinliklerine katılmadım, kitaplarını kıçıma silmek içimden gelse bile tuvalet kağıdı niyetine bile kullanmadım, cemaatini dikkate almadım, öğretileri vb. düşüncelerine sümüğümü silmedim. bunu hak ettiğini hep düşündüm, bugün haklı olduğumu görüyorum, yarın da şartlar nasıl değişirse değişsin aynı düşüncede olacağım kesin.
bir de diğerlerine bakalım, o etkinliklere katılan, kameralara poz vermekten kaçınmayan, fetullah etiketi ile birçok iş yapmış isim yapmış tip. Devlet büyüklerine sorsan, onlara kim karşıya fetöcü o. Ama sanki bu akıl değil de ar yoksunluğundan. Sıkıntı orada.
24 Haziran seçimlerinde koyduk diye silah atan ve caddelerde dolaşanlar. Seçim bitti ve icraatler yerine geldi; rejim değişti, bayram ikramiyeleri ödendi, millet kıraathanesi millet bahçesi kuruldu.
Ama aa o da ne döviz kurları patladı! Hep Amerika yüzünden dediniz, başkanını pamuklara sardığınız, önceki başkanını gömdüğünüz Amerika. Şimdi de biz söylemiştik diye son 1 2 yıldır ekonomik durumla ilgili uyaran ekonomist ve muhaliflere seviniyorlar diye suçluyorsunuz.
Be amına koduklarım! Ulan bu iş boka saracak yapmayın etmeyin deyince de olmuyor, e günü gelip boka sarınca da olmuyor. Daha Makul yaklaşalım hatayı kabul etmek zor diye ne kadar zamandır daha medeni yaklaşıyoruz ama sizin taraf ne yardan geçiyor ne serden!? Ne yapalım lan ne yapalım, Göz göre göre yandaşlarını dövize endeksli devlet güvencesine alan ahlaksız bir anlayış var, cevabınız var mı? Beni geç devlet bahçeli sormuştu, niye bu anlaşmalar TL ye çevrilmiyor? Niye ABD ye 1 milyar dolar verip radarlarına yakalanan sözde görünmez uçakları alıyoruz? Ahlat ta saray ne iş? Neden hala en lüks makam arabalarına biniliyor, hem de ithal bunlar??
Dediklerimiz çıkıyor, doğru tahminde bulunmak keyiflidir normalde ama ekonomik durum hepimizi perişan etti ve edecek. Buna sevinilmez, ki insanları hapse tıkar gazlar ölüme terk ederken sevinenler vardı, kimdi hatırladınız mı?
Sike sürülecek aklınız yok, muhalefeti de neyle suçluyor iseniz daha beterini hükümet yanlıları yaptı. Bugün uzak durmaya çalışmanız onlarla ortaklık yaptığınız gerçeğini değiştirmez. Liberaller, fetö, PKK, Abdullah Öcalan, Barzani, Reza Zarrab, ABD, ab...
kendilerini en büyük camia sanması
putin tezahuratı yapmaları
sampiyon sanıp sahaya atlamaları
5 yıldızlı sanmaları
28 sampiyonlugu savunmaları
şike yapmadık demeleri vs vs.