şiir üç kelimeyle roman yazmak gibidir. şiir imge ve semboller işidir. yazıldığı dilden başka bir dile aktarılması imkansızdır. olsa olsa o şiiri anadilinde okuyup gerçekten anlayabilen, başka bir şair tarafından yeniden yazılabilir. bir iddiadır, tercümanlardan çok edebiyatçılar destekler. özellikle türkçe gibi içinde bir çok yabancı kelimeyi eritmiş, aslında eş anlamlı olan kelimelere nüanslar yüklemiş dillerde çevirmenlerin karşılaştığı en temel sorundur.
şiirde ses uyağı kullanılmıştır, aynı seslerin uyumu yakalanmıştır. aktarılamaz. gönül der mesela şair, karşılığı yoktur. turgut uyarın cambaz'ını başka dilde okusanız hiçbir şey anlamazsınız. bu nedenle uluslararası üne kavuşan şairler çoğunlukla politik kimlikleri şairliklerinin önüne geçmiş şairlerdir.
ismail tunalı, sanat ontolojisi adlı kitabının, sanat eserinin tabakalarını incelediği bölümünde üzerinde durduğu husus. ayrıca roman ingarden da bu görüşü destekler: bir sanat eseri, özellikle şiir başka dile çevrilince dilin yapısı bozulduğu için anlatım ve anlam da bozulur.
sabahattin eyuboğluhayyam rubailerinin hemen hepsini kafiyeli çevirmişti..hassittir demiştim vakt-i zamanında..şimdi bakıyorum da anlam dağılmış bir hayli..farsça bilen bir arkadaş var o da aynını söylüyor..belki artistlik olsun diyedir,bilemeyeceğim..
rivayete göre, beethoven'a çaldığı bir parçadan sonra neyi anlatmak istediğini sormuşlar, o da şarkıyı bir daha çalmış ve "bunu" demiş. işte şiir de böyle bir şey. tercüme edemezsin ne dilden dile ne kalpten kalbe.