devletin zorla sağlık sigortası yapması, istemiyorum diye birşey yok.
şimdi sazan gibi atladığıma göre şunları sorayım.
adam düşün 3 aydır işsiz sigortasız çalışmaya razı oluyor gariban. işverenlerin hepsi şerefli değil ya olm. e bu adamın aldığı 3 kuruşa sağlık sigortası nezdinde göz koyuyorsun. 35 35 tir olm. lan ben bile bazen ayın sonunda işe gitmek için borç alıyorum lan!
e bu adam öğrenci iken yeni mezun oldu. babası annesi çalışıyor. belki keyfine bakacak ortalama bir ailesi var. devlete 5 ay sonra 1000 lira borcu olduğunu öğrenirse ne sikim yapacak. işe girip devlete mi çalışacak bir ay boyunca?
gelir vergisini asgari ücretten cart diye kesmeyi bilen devlet, ekmekten, ilaçtan bile kdv alan devlet, çalışmayan adamın parasına göz koyan devlet bunu yapan.
aynı devlet koskocaman spor kluplerinin kaç bin dolarlık vergi borcunu affeden devlet.
bu sgk olayı tamamen varlık vergisidir. başvuru formundaki sorular, evin kaç odalı, kirada mısın, kaç televizyon var, lcd mi tüplü mü, kaç arabanız var, markası nedir, buzdolabı çamaşır makinası var mı? ulan sen benim sağlığımla mı ilgeliniyon yoksa varlıklarımla mı? bu vergiyi 2. dünya savaşı sırasında yokluk içersinde ismet Paşa çıkardı diye onu yerin dibine sokan yobazlar, hani nerdesiniz? bi laf söylesenize.
sorgulamadan sonra bana 1700 tl borcunuz var diyen saçmalık. ulan 24 yaşındayım okulun bitmesine daha var ne bok yiyeceğim ben 25 yaşımdan sonra? bilgisi olan yazarlar mesaj kutumu yakarsa çok memnun olurum.
Asıl saçmalık geçen sene sigortamı yaptırdığımda başladı bu sene oldu yeni sınıfa geçtim ana sigortam bitmiş yeniletmem gerekiyormuş haber verdiniz mi? yok. illa hasta olup hastaneye gittiğimde öğreneceğim değil mi? Evet. 800 lira da borcum varmış nerden geldi bilmiyorum. 280 lira veren devletin onu geri alması ne acayip ne acayip.
Bu partiye oy veren herkes, ödesin şimdi bakalım. Partiniz sizi çok seviyor. Cebinizdeki son kuruşu da alsın, hala onlara oy verin. Sizler buna müstahak oluyorsunuz; sebep sonuç ilişkisi.
18 yaşını geçince aile sigortasından düşüren hükümetin ailenin kazandığı paraya göre işsiz adamdan para almasıdır. insafsızlıktır, vicdansızlıktır, haraçtır!!! ulan sgk ayrı bir şey diyor, ziraat ayrı bir şey diyor, provizyon bambaşka bir şey diyor. bu kadar bilinmeyeni denklem yapıp insanların hayatına sokanların ömürleri boyunca kulaklarını çınlatacağım.
Part time çalışan özellikle öğrencileri etkileyen dayamadir.
Işveren tarafından 10-15 gün yani çalıştığı süre kadar sigortası ödenen öğrenciler bu durumu belge ile bildirim yapmazlar ise geri kalan süre için prim yatırmak zorunda kalıyorlarmış.
Öğrencisin, okuldan kalan vakitte çalışıyorsun hem de sigortali ama yine de devlet baba yetmez diyor. Vay amk.
üniversite mezunu bir işsiz olarak "yerin dibine girerek" bağkur emeklisi babama bunu söylediğimde, "olur mu oğlum? bir yanlışlık vardır. adam zaten işsizse neden ondan her ay para alsınlar ki?" diye bir soru yöneltti. ne bok diyeceğimi bilemedim. aylardır yaptığım iş başvurularıma da bir yanıt alamıyorum. bu "güvenceden" yararlanmak istemiyorum da diyemiyorum. devletin izni olmadan ölemiyorum da. tek bir şey diyorum: allah'ım sen durumu biliyorsun. sen bu zulmü, "ustalık dönemini" kendini yırta yırta savunanların, ak parti şakşakçılarının götünde patlatırsın inşallah. bizi bu zor durumda bırakanların, boyunlarını, altlarında bırakırsın inşallah.
sosyal güvenlik kurumuna başvurup "gelir testi" yaptırdığınızda, ebeveynlerinizin gelir durumuna göre yükselecek yada düşecek olan dayatmadır. zira bu dayatma "primin gelire göre ödenmesi" mantığıyla ortaya çıkmış, geliri yüksek olana yüksek prim, geliri düşük olana da düşük prim çıkması mantığıyla devam etmektedir. gelir testi sonucunuza göre hiç bir prim ödemesi çıkmayabilir, veya tavan rakam olan 213 tl ödeme çıkabilir. bahsedilen dayatma "başvurmaz iseniz" koşulu ile doğrudur, başvurmayı zorunlu kılma durumu ise muhtemelen altyapıların ve veritabanlarının güncellenmesi amacı taşımaktadır.
büyük bir kazık değil aslında ama bazı durumdaki pek çok insanın belini bükecek uygulama.
gezi parkında gösterilen direniş bu ve bunun gibi kimseye sormadan, ne derler, ne düşünürler, altından nasıl kalkarlar diye merak etmeden alınan kararlardan sonra gösterilmiş olsaydı bu kadar borca batmazdık herhalde. hükümete kızıyorum ama halka da kızıyorum. gezi eylemlerinde slogonlar ön plana çıkartılacağına bunlar milletin gözüne sokulsaydı daha anlamlı olacaktı. gittik orda demokrasi adına kendimizi temsil ettik bir şekilde ama gelinen noktada eylemcilerin yarattığı algı ortada. "sen neden burdasın" diyen birkaç elemana "sigorta dayatması, kurtaj yasağı, ertesi gün hapının reçeteye bağlanması, o bu şu" dediğimde gülüp "ya memleket elden gitti sen ne diyorsun" tepkisi almıştım. kafalarda iktidarı devirmek vardı heralde diye küfür etmedim buna. neyse, eylemin insanları iyice sokağa döktüğü gün bu sözlükte de yazmıştım, umarım doğru argümanlar kullanılır, mantıklı talepler sunulur ve tekrarlanmak üzere tadında bırakılır diye. eylemcilerin taleplerinde "başbakanın istifası"nı gördüğümde "al işte amk" demiştim. eylemler bu ülke insanı için çok büyük bir umuttu ama malesef savuşturuldu. bundan sonra akp'ye, tayyip'e çatmadan önce iki kere düşünmesi lazım insanların. o kadar bok attığım insanlarla demokratik mücadelemi verirken ben üzerime düşeni yapıyor muyum diye. acayip komik, müthiş yaratıcı duvar yazılarını sosyal medyada paylaşıp gırgır yaptıktan sonra ona buna sallayıp adamı hasta etmeyin amk. *
işsizlerin 213tl'yi ödemesi için hırsızlık, uyuşturucu satıcılığı, fuhuş gibi işlere yönlendiren, ekonomiyi canlandırmaya yönelik akpnin müthiş ekonomi planıdır.
türkiye yi savaş ülkesine çevirmenin, içten içe çökertmenin değişken yöntemleri. müslüman devletimin müslüman yönetimi tarafından hak görüle. Hak adalet artık sadece Allah a bırakılan durumdur.
üniversite mezunuysanız ve işsizseniz ailenizin yanında ikamet ediyor olsanız dahi gelir testi yaptırıp g0 kademesinde bulunarak ödemeyeceğiniz, borcunuzun bulunması halinde ise sgk ya başvurarak sildireceğiniz dayatmadır.
