eve gelen zarfla kaçınılmaz olan dayatmadır.
gelirim yok, işim yok, babamın yanında sığıntı gibi yaşıyorum ve devletimiz 213 tl prim ödemeye layık gördü beni.
bravo akp seninle daha güzel günlere (!).
5 lira verip 10 lira almaya çalışan devletin dayatmasıdır. zam zam zam derken kafasını yerden kaldıramayan halka bir de bir ev kirası boyutunda olan zoraki para ödemesi getirildi.
iş yok, güç yok, gelir yok. eee bu ülke sınırları içerisinde nefes alıyorsun diye alınan vergi mi, prim mi, ne lan bu?
yemin ediyorum mantık bu, nefes alsın yeter. her türlü siker, bütçeye para aktarırız.
allah devlete zeval vermesin dedirtir.arkadaş bende liseyi bitirdim sigortasız 1 yıl yaşadım yine akp iktidardaydı ama para istemiyorlardı, ne oldu da para istemek zorunluluğunu hissettiniz.liseyi yeni bitirmiş dershaneye giden bu durumdan dolayı çalışamayacak olan adamdan nasıl sigorta primi istersin,hangi mantıkla istersin.bu adam bu parayı neresinden ödeyecek.bunları düşünmediniz mi.allah tez zamanda doğru yolu buldursun sizlere.başka bişey demiyorum.
insanları yollamanın başka bir versiyonudur bu. işsizlik sorununu çok iyi çözmüşler gibi bide utanmadan böyle saçma sapan bir kanun ortaya atıyorlar. aslında bunlara değil, bunları başımıza musallat edenlere sövmek lazım. "bu kadar mı körsünüz?" diye isyan etmemi sağlayan durum.
organize olunup sert protestolarla gündeme getirmek gerekmektedir.
hatta isyan etmek, insan hakları mahkemesine gitmek gerekmektedir.
bu resmen soygundur.
sigortası olmayan insan çalışmıyordur, çalışmayan insanın zaten parası yoktur, sen ona işsizlik maaşı vereceğine; tutup har(a)ç alıyorsun, bu ne sosyal devlet anlayışına nede başka bir anlayışa sığar.
türkiye'de devlet en büyük tefecidir. bu da bunun en büyük delilidir.
alınan vergilerle; parklar, bahçeler, duble yollar yapılmaktadır, fakat olan yine vatandaşa olmaktadır çünkü, o yaptığı duble yollarda gitmek için yine benzinden dünyanın vergisini almaktadır, alkolü tütünü söylemiyorum bile.
bu bir dayatmadır, insanlara zorla sağlık hizmeti satmaktır, şimdi devletin özel hastahanelerden farkı kalmamıştır.
bu şekilde alınan primler hiç bir şekilde sigortalarımıza işlenmemektedir.
artık muhalefet veya diğer partiler aptal aptal suni gündemle ilgilenmemeli, halkın bu kanayan yarasına el atmalılardır.
son olarak, eğer bu har(a)cı ses etmeden öder ve bu uygulama teorikte olduğu gibi pratikte de başarılı olursa;
ey türk halkı siz koyunsunuz, yolunmayı bekleyen tavuksunuz, lale devrinde ot kafası yaşayan berduşlarsınız, allah bu hükümetin değil, bu hükümeti başımıza getiren sizlerin belasını versin. işte bu noktada oy vermenin yükümlülüğü ortaya çıkıyor. evet sen bunu okuyan ve bu partiye oy veren sen, senin yükümlülüğün, senin seçtiğin bu hükümet senin cebinden olmayan paranı çalıyor. ey yeni jenarasyon, ey yeni mezunlar daha iş hayatına atılmadan işsizken borçlandırılan bir sistemdesiniz, uyanın artık, harekete geçin.
not: ben işsiz değilim, borcum da çıkmadı. ama kanıma dokunuyor... taraf da değilim, ama taraf olacaksam bu rezillerin tarafı olmam.
kasım 2010'da doğum yaptım, ücretli ücretsiz izinlerim hepsi mart 2011'de bitti. 4 aylık çocukla işe dönmeye zorlanmış olmam başka bir entry konusu tabii. Ben doğum iznindeyken eşim yurt dışında çalışmaya başladı. Çalıştığı şirket yasal zorunluluk olmadığı için yurtdışında çalışırken sigortalı yapılmadı. Benim de eşimin yanına gitmem gerekeceği için işten ayrılmam gerekti. Zaten çocuğuma kendim bakmak istiyordum. işyerimle konuşup beni onlar işten çıkarmış gibi bildirim yaptırdım ve 8 ay işsizlik sigortasından faydalandım. Devlet-i alimiz lütfetmiş işsizlik sigortasından faydalananlara (ki o sigortayı hak etmek aslında hiç kolay değil) sigorta primi ödüyor. Bu süre içinde kendisi ve ailesi de tedavi alabiliyor. Aralık 2011 de işsizlik sigortam da sona erdi ve eşim hala yurtdışındaydı. bir yaşındaki bebeğimin sağlık güvencesi ortadan kalkıyordu. ilk başta 18 yaş altına anne babasının sigortası olmaksızın bakılacağı bilgisiyle sistemlerinde gerekli geçişi yapsınlar diye sgk'ya gittim ve bana bu salak uygulama bildirildi. ikametgahımın olduğu yerin kaymakamlığında gelir testi yaptıracakmışım da, o test kredi kartlarımla karşılaştırılabilirmiş ve yalan söyleme şansım yokmuş, halime bakılırsa en yüksekten ödemem gerekecekmiş, eğer yaptırmazsam sağlıktan faydalanamayacağım gibi bir de ceza ile karşılaşacakmışım diye söylediler. Hatta büyük bir iyilik yapıp 213 tl GSS'ye ödeyeceğime 290 TL isteğe bağlı emeklilik primi ödeyip emekliliğime de yatırım yapmamın mantıklı olacağını öğütlediler. Çaresiz kabul ettim. Beğenip de kullanmadığım sağlık hizmetleri için yaklaşık 2500 tl ödedim 8 ay boyunca.
Sonra eşim türkiyeYe döndü ve tekrar sigortalı oldu, ben de gidip isteğe bağlılığımı ve dolayısıyla zorunlu prim ödememi sonlandırmak istedim. Ağzında köpek boku kadar sakız olan kevaşe bir memure bana bir form doldurttu ve sen şimdi git 15 gün sonra gel, kocanın üzerine kayıt ettir kendini dedi. Peki diyip gittim, sonra fırsatım ve de ihtiyacım olmadı, cehennemin dibindeki SGK müdürlüğü'ne gidemedim. Aylar sonra şeytan dürtüp iş bankasında prim borcum var mı diye sorgulattığımda üzerimde 1200 tl borç çıktı. SGK'ya gittiğimde ödediğimiz primlerin neye yaradığını da öğrendim. Meğer her ilde bir veya iki olan SGK müdürlüğü sayısını ilçe sayısı kadar yapmışlar ve sigortalıları ikametlerine göre dağıtmışlar, her birine yeni binalar yeni badem personeller tabii... Benim o kevaşe memureye verdiğim formun bu devir teslim işleri arasında kaybolduğunu, o kevaşenin de sigorta kapamamı yapmadığını öğrendim. isteğe göre sigortalılık borçsuz ve geriye dönük olarak sonlandırılabiliyormuş, yani ödediğiniz kadar süre için sigortalı olarak sayılabiliyormuşsunuz, primini ödememeye başladığınız dönemden itibaren de sigortasız sayılıyormuşsunuz, borcunuz da siliniyormuş. Kapatayım dedim ama bu sefer de eşimin çalışmaya başladığı tarih ile eşimin üzerinden sağlık hizmetleri almaya müstehak sayıldığım provizyon tarihleri arasındalki süre için GSS primi tahsil edeceklerini söylediler. Çıldırdım. Kevaşe bir karının sorumsuzluğu nedeniyle o kadar para vermem gerekmesine delirdim. Bir süre sonra bir yerlerden bağlı bulunduğum sgk müdürlüğünün başındaki bademi tanıyan birisine ulaştık. Onun selamıyla badem müdüre gittim ve durumu anlattım. Badem Müdür bana sistemin bu problemi kendi içinde çözeceğini yani eğer bana sistem prim borcu çıkartırsa onların eşimin sigorta kayıtları ile karşılaştırma yapıp bu borcu re'sen silecekleri konusunda garanti verdi. O günden beri aklıma geldikçe ziraat bankasına gidip borç soruyorum. Biliyorum ki bu hükümet biraz daha yolsuz kalırsa eski defterleri karıştırıp benim durumumda olanlardan da para isteyecek.
25 yaşını doldurmuş, okumakta olan veya yeni mezun bir gencin, eli ekmek tutmadan kendisinden destek primi istenmesi, ödemezse sağlık konusunda işinin allaha kalması, tek kelimeyle vicdansızlıktır. devletin, bu durumdaki gençlere iş bulmak yerine para almaya kalkışması, toplumun sosyal haklarının azar azar elinden alınmasına başlangıçta tepki göstermemesinin doğal bir sonucudur. anne babalarının tepkisizliğinin ceremesini, hem evlatlar ve hem de ceplerinden evlatları için prim ödeyerek kendileri çekmektedirler.
hadi akp bunu yaptı da muhalefetin buna karşı ne gibi bir icraatı var merak ediyorum. kahveci müdavimi emekli tipli amca var ya hani o partinin başında, saçma sapan icraatlar yapacağına buna karşı çıksaydı şimdiye gönlümü almış olurdu. olm herşey paraya dayanıyor, din min yalan hikaye, yarrağı yemişiz bak, uyutup uyutup sikiyorlar bizi. muhalefet de buna dahil.
Gelir testi yapılarak, bu kişilerin aylık ne kadar prim ödemeleri gerektiği ortaya çıkacak.
13 ayrı kuruma bağlanılarak, 28 ayrı parametre üzerinden kişinin gelir sorgulaması yapılacak.
Aile içindeki kişi başı geliri asgari ücretin üçte birinden fazla olan bütün vatandaşlar Genel Sağlık Sigortası primi ödemek zorunda kalacaklar. Buna göre;
Geliri brüt asgari ücretin üçte biri (295 TL) ile asgari ücret (886,5 TL) arasında olanlar aylık 35,4 TL ödeyecek.
Asgari ücret ile asgari ücretin iki katı (1.773 TL) arasında olanlar aylık 106,4 TL ödeyecek.
Geliri asgari ücretin iki katından daha fazla olanlar aylık 212,8 TL zorunlu sağlık primi ödeyecek.
Sosyal güvencesi olmayan ve gelir testi yaptırmayan vatandaşların da aylık geliri asgari ücretin iki katından (1.773 TL) fazla kabul edilecek ve aylık 212,8 TL prim alınacak
bahsedilen 1 milyon 700 bin kişinin priminide şu an devlet ödüyor zaten ve bu uygulama başlayalı yıllar oldu. araştırmadan sazan gibi atlayan arkadaşlar dağılın. *
Acıyorum lan size, dünyada boşuna yaşıyorsunuz. kendi çabanızla birşey araştırmıyor kim ne derse ona inanıyorsunuz. Aslında komik oluyorsunuz.