günlük yaşamın psikopatolojisi
Kitabında aktardığına göre (bkz olympia yayınları 2016 syf 100-101)
bir tanıdığının dil sürçmesine bilinçaltında neyin sebep olduğunu bulmak için günlerce kafa yorup bilgi topluyor. Dr r. Diye bir şahıs, kadın davayı kazanmış diyeceği yerde adam davayı kazandı demiş freud'a. Günlük sohbet esnasında. Bizimki de buna kafayı takmış. Neymiş Niye orada kadın değil de adam demiş. Hipotez geliştirmiş yetmemiş Gitmiş günler sonra dr. R.'nin arkadaşlarına falan kendi izahını onaylatmış.
Sapıksın olm. Adamışsın kendini. Sırf bu sebeple bile saygı duyarım.
Düşlerin Yorumu isimli kitabinda su tespitlere yer veren psikanalizin kurucusu.
Gördüğümüz, söylediğimiz, arzu ettiğimiz ya da yaptığımız şeylerin düşünü görürüz.
Dikkatli bir gözlem, bir düşü, bir gün öncesinin yaşantılarına bağlayan bir ipliği hemen her zaman bulacaktır.
Bir düşün içeriği, değişmez bir biçimde düş görenin bireysel kişiliğine, yaşına, cinsiyetine, sınıfına, eğitim standardına ve alışılmış yaşam biçimi ile geçmiş tüm yaşamının olay ve deneyimlerine az ya da çok bağımlıdır.
Düşler Ne denli garip sonuçlara ulaşırlarsa ulaşsınlar, aslında gerçek dünyadan kopamazlar; ve de en yüce ya da en saçma yapıları bile, temel malzemelerini ya duyular dünyasında gözlerimizin önünden geçenlere ya da uyanıklık düşüncelerimizin akışı içinde önceden yer almış bir şeylere (başka bir deyişle, dışsal ya da içsel olarak daha önce yaşamış olduğumuz bir şeylere) borçludur.
12 yaşına geldiğinde 6 farklı dil konuşabilen dahi çocuk. Annesinin ilgisi her zaman en çok kendisinde olmuş (elbette onaylamıyorum) kız kardeşlerinden biri piyano öğrenmeye başlamış ve sigmund rahatsız olunca piyanoyu evden atmışlar.
Tıp fakültesini derece ile bitirmiş.
Bir deney esnasında kokaini yaratıp kokain bağımlısı olmuş. Nişanlısı martha'ya bile kokain gönderiyormuş.
Neyse evlenen barklanan freud abimizin 3 oğlu da 1. Dünya savaşına katılmış. O kadar parasız kalmış ki patates karşılığında yazı yazıyormuş o dönem . Zatüree ve Kötü beslenmeden kızı sophie ölmüş. Sigmund freud için çok büyük bir yıkım olmuş.
Sonrasında freud ağız kanseri olmuş ve çenesinde protez ile yaşamak zorunda kalmış. Tutunduğu tek dalı kızı anna kalmış. Hitler avusturya'yı da feth edince ; ülkedeki en yaşlı yahudi olan ve çok iyi korunan sigmund freud' un (hitler kendisinden nefret etmektedir) kızı anna'yı tutuklatmış. Ülkeden gitme karşılığında anna'yı serbest bıraktırmış sigmund freud. Sonra ingiltere'ye gitmiş ve sürgünde ölmüş.
Eserlerinde menbaını cinsel güdüleme indirgediği her türlü sevgi çeşidinin yönelim nesnesinden bahsederken -söz konusu olan çoğunlukla bir 'özne' de olsa- işgüzar bir kararlıkla 'obje'(objekt) sözcüğünü tercih eden psikanalist.
Olgunlaştıkça kimseyle uğraşasın gelmiyor. Kendini yetiştirememiş insanlardan uzaklaşıyorsun. Seni hasta edecek insanlarla birlikte olmaktan vazgeçiyorsun.
birçok ailede erkekler sağlıklı ancak sosyal açıdan istemeyecek bir ölçüde ahlaksızdır, kadınlar ise soylu ve aşırı incelmiş olmakla birlikte ağır bir sinirlilik sergilemektedir. Kültürel standart herkesten cinsel yaşamı sürdürülmesini talep ediyor, bu talebi birisi kendi örgütlenmesi sayesinde hiç zahmete girmeden başarıyla sürdürürken diğeri en ağır bedeli ödemek zorunda kalıyorsa, o zaman bunun da diğerlerinin yanı sıra sosyal bir adaletsizlik olduğu aşikardır.
Psikanaliz ve bilinçdışı konusundaki görüşlerini büyük ölçüde benimsemiş biri olarak, sadece "her sadist, mazoşisttir" iddiasında ayrı düşüyorduk üstadla. Ya da böyle bir şeyi kabullenmek istemiyor ve o sebeple de inanmıyordum.
Fromm'a göre "Her sadist, mazoşisttir" iddiasının altmetninde şu var; mazoşist (köle), efendisine karşı koşulsuz bir itaat ve aidiyet hisseder, onu adeta yaratılış sebebi sayarak onsuz olmayı hayal dahi edemez, onun verdiği acı olmaksızın yaşayamaz. Efendisi yoksa eksiktir.
"Peki sadisti mazoşist yapan nedir?" Sorusunun cevabı da şu; sadist, mazoşist kadar net bir çizgiyle ayrılmasa da, ona itaat eden, acı çektirerek boyun eğdireceği ve hükmedeceği biri olmadığında, yani sadist dürtülerini yaşayacak biri olmadığında sadist dürtülerini yaşayamaz. Hükmedeceği, acı çektireceği biri yoksa eksiktir.
Yani aslında "sadist, mazoşiste muhtaçtır." Sadizmini yaşayabilmek için bir mazoşiste muhtaç olan, dolayısıyla mazoşistten mahrum kaldığında acı çekeceğini bile bile sadizmden haz duyan biri, "mazoşisttir".
Bir kere daha huzurunda saygıyla eğiliyorum yüce üstad.
Freud şöyle demiş: “Bir insan bir yere bakıyorsa orada ilgilendiği bir şey vardır. Bir insan bir yere hiç bakmıyorsa, orada ilgilendiği bir şey kesinlikle vardır.” Bu böyledir; görmezden gelmeye çalıştıklarımız gördüklerimiz, sustuklarımız konuştuklarımızdır.