bırakmış olduğunuz gerçeğini bilişsel olarak işlemiş ve kabullenmiş, anlamış olduğunuzda diyebiliriz.
tüm bağımlı olunan maddelere karşı, bıraktıktan sonra karşılaştığınızda canınızın istemesi normal görülür. aksine “hiç canım istemedi” diye bir reddetme hali olduğunda o bağımlılığın henüz bırakılmamış olduğu aşikardır.
Beyniniz artık o maddeyi tanır. Bir yansıması, çağrıştırması bile terkardan canınızın istemesini sağlayabilir. Ve canınızın istemesi olağandır. Beyninizde haz sistemini güçlü bir şekilde çalıştırmıştır çünkü bir zaman.
Canınız istediğinde örneğin, bırakma sebebiniz aklınıza geliyor ve iki tarafı da bir teraziye koyduğunuzda bilişsel olarak oturttuğunuz kısım ağır basıyorsa bırakmışsınızdır.
“Evet canım istiyor, fakat bu mekanizmayı tanıyorum. Önce haz sistemimi güçlü şekilde uyarıyor, sonrasında tekrardan canımın istemesine sebep olarak vücuduma fazladan madde alarak buna devam etmeme sebep oluyor. Canımın istemesinin normal olduğunu biliyorum. Bu madde bende iyi şeyler uyandırsa da kendime göre belirlediğim şu sebeplerden dolayı (sağlık sorunları, sosyal ilişkilerimi bozması, hastalıkları tetiklemesi, pis kokmam, ten rengimin dişlerimin sararması, solunum sıkıntılarına sebep olması, kanser riski, ya da spesifik olarak kendi hayatınızdaki olumsuz yönleri) onu içmemeyi tercih ediyorum. içtiğimde iyi gelen yönlerini de biliyorum (kendimi iyi hissetmem, rahatlamam, keyiflenmem, sosyal bir araç olması) yine de tüm bunlara rağmen istemediğime karar verdim”
Olumsuz yönleri kadar olumlu yönlerini de düşünmek gerekiyor. Çekinmemek, canım istedi diyebilmek önemli. fakat gerçeklik sınırları içinde düşünmek gerekiyor yararlı olan kısımlarını da.
Tüm mekanizmayı gerçek haliyle öğrendikten sonra canınız istediği halde içmemeyi tercih ediyorsanız, bilişsel süreciniz biyolojik sisteminize ağır basıyorsa, bırakmış sayılabilirsiniz.
Çok önemli bir soru. Mesela bugün içmeyeli 12 gün falan oldu. Bıraktım sayılıyor muyum? Bırakık mıyım artık ben. Ben artık yeşilaycı mıyım? Neyim ben şimdi?