15 yıllık tiryakinin, karşısında ezildiği sigara denen illeti ezip, yeni bir hayata merhaba demesi ile elde edeceği getirilerdir.
rahat bir nefes.
deliksiz ve düzenli uyku.
sinirleri alınmışcasına relax bir bünye.
stresten hızla uzaklaşan bir hayat.
spor yapmaya başlayan bir insan.
dik durmakta zorlanan, sürekli öksüren, merdiven inip çıkarken soluk soluğa kalan, kendisini on yaş yaşlı hisseden bir insandan, sportif, yerinde duramayan, ciğerlerine doya doya nefes dolduran, duş altında nefessiz kalmaktan zevk alan, düzenli ve baştan çıkarıcı bir seks hayatının kapılarını aralamış yepyeni bir insana dönüşmüş bir genç adam.
nefesi kokmuyor.
üstü başı kokmuyor.
elleri kokmuyor.
ellerini yüzüne, gözlerine sürdüğünde gözleri cayır cayır yanmıyor.
sigarasız uyanıyor, sigarasız yemek yiyor, sigarasız çay içiyor, sigarasız sevişiyor, üstelik yaptığı her şeyden keyif alıyor, bir sigara yaksam beklentisi ile yaptığı her şeyi es geçmiyor.
adam gibi yaşıyor, adam gibi seviyor, adam gibi sevişiyor.
kısacası sigaranın ta a...a korum diyor ve aslında hayatın sigara ile elele verip a...a koduğu bir adamken, hayatında, sigaranın da a...a koyan bir adam haline geliyor.
sigarasız hayatın getirileri işte bunlar.
ben götürülerinden yola çıkmayı tercih ederek, sürekli korkutarak sigaradan tiksindirebileceğini zannedenlerden değilim.
ben cehennemi işaret etmek yerine, cenneti vadetmekten yanayım.
cennetiniz bir sigara uzaklığında tiryakiler.
o sigarayı aştığınızda cennetinizin kapısını aralamayı bırakın, kırdınız demektir.
edit: kilo alındığını ya da alındığını öne sürerek sigaranın tecavüzüne maruz kalmayı haklı göstermeye çalışan arkadaşlarımı spor, kondüsyon gibi kavramlarla tanıştırmak isterim.
sigara nedeniyle tanışamadıkları o kadar çok güzellik varki anlatamam.
-ne anlıyorsunuz bu sigaradan anlamadım
- bizi kimse anlamıyor zaten boşver
- şimdi şu karşıdaki villayı görüyormusun yanındaki arabayıda söylememe gerek yok
- evet
- toplasan içtiğin sigaraların parasını şimdi seninde neyse
- birşey söyleyeyim sana
- bozulma ama onlar zaten benim.
