içme şekli, sigara yakma sıklığı, sigara yakma arifesindeki duygu durumu, kullandığı markaya duyduğu bağlılık, yakarken kullandığı ateşleme aracı, herhangi bir kap yada tabaka kullanıyorsa bunlara ait özellikler değerlendirilerek yapılacak analizdir.
sadece marka ile sadece gösteriş, kalite ve maddi durum değerlendirmesi yapılabilir.
prestige: gerilla*
samsun 216: yaşlı dede
camel: az parayla çok lezzet alan öğrenci
winston: indirim olunca camel'a geçen öğrenci
kısa marlboro: ortam piçi
kısa parliament: ağır abi
uzun marlboro-parliament: kamyoncu,tırcı
murattı: dersane hocası
lark: parliament'e parası yetmeyen insan
l&m: marlboro'ya parası yetmeyen insan
kent switch: kız öğrenci
davidoff slim: eskort hatun
viceroy: inşaat işçisi
marlboro: adam gibi adam, ağır abi/hatun.
chesterfield: konuşkan, girişken, hafiften janti.
parliement: harcayacak parası olan, ortamlarda havası olsub isteyen, aslında normalde öyle olmamasına rağmen malesef günün koşullarında apaçilere düşmüş sigara.
l&m: böyle ufak şeylere fazla önem vermeyen plaza hatunu/abisi.
tekel: leş. kaç kaç kaç.
samsun: daha da leş. ve de keş.
viceroy: özgüven patlaması yaşan insan kişisi. (sigaranın adı söyleyebiliyor ya da söyleyebildiğini düşünüyor.)
pall mall: ev hanımı/erkeği. emekli. balkonda bütün gün bir sigarayı öbürüne bağlayan geveze komşu teyze/dayı.
kent: şehirli, çalışan erkek. zor yaşam şartlarına göğüs gerebilen hırslı ve istekli insan kişisi.
davidoff: hayata karşı duruşu belli, bir yerde kapıdan girince kendine mutlaka dönüp baktıran bir auraya sahip, cebinde gerçekten parası olan, kültürlü, beyefendi. büyük ihtimalle dedesi beyoğlunda kravatla dolaşırdı.
west: asi ve farklı olduğunu göstermek isteyen eski zaman delikanlısı. hafiften janti.
polo: zengin kocalı, iki çocuklu, ev hanımı sigarası. hafif meşrep. hayatında hiç çalışmayı düşünmemiş, lise mezunu. ondan zengin koca bulup hemen evlenmiş. çocuk da yapmış ve kıçını yaymıştır.
bianca: polonun çalışan kesim versiyonu. yine hafif meşrep, yine liseden sonra pek bir şey yapmamış ama biryerde sekreter falan işte.
winston: net öğrenci.
monte carlo:düşük gelirli kesiminden. alt kademe bir işte çalışıp evini ucu ucuna geçindiriyor. sessiz, sakin, kendi halinde, hatta vur ensesine al ekmeğini modunda bir insan
kişisi.
camel: hafiften dönek bir kişilik. marlboro pahalılanınca "camel ne iğrenç kamyoncu sigarası bööö hayatta içmem" diyen kerkenezler, marlboro bir taraflarına kaçmaya başlayınca camel a geçiş yapıp "biz hiç de öylebişey demedşk camel da iyidir." demişlerdir. bu camel içenlerin hepsi değil de (yani asıl camelcılar değil de) bazıları çok dikkat edilmesi ve asla güvenilmemesi gereken insan kişileridirler. zira hem dönek hem yalancıdırlar.
muratti: kamyoncu ya da minibüs şoförüdür bu insan kişisi. öyle değilse bile ruhu öyledir.
not: burada yazılanların gerçek kişi ve kurumlarla hiçbir bağlanntısı olmayıp tümü genellemedir.
edit: bazı yerlerde yazım hatası yapmışım. dönüp düzeltmeye üşendim, mazur görün.
edit:fakat yazmaya elim varıyor o yüzden yazıcam psikolojide sigara penis i sembolize eder sallamıyorum bizzat derste proftan duydum yani sigara içen birinin oral libidoya yatkınlığı vardır tabi kanıtlanmış değil bende fikre pek katılmasamda böylede bi fikir var.
marlboro: klasik adamdır. her şeyin ortalamasından hoşlanır. uçlarda yaşamaz. belirli bir standartı vardır, altına düşmez. gelenekçidir.
marlboro lights: genelde kendine güvensiz tiplerin sigarasıdır. ortamlara dalmak için birebir olduğundan en çok tercih edilen sigaradır. genelde piç mizaçlı erkeklerin tercihidir.
parliament: farklılık peşinde olanların sigarasıdır. görünüşe daha çok önem verir bu insanlar. değişik moda akımlarının en önde giden takipçilerindendir. savundukları ve haklı oldukları tek nokta ise parliament'in kolay söndürülümesi ve eli kokutmamasıdır.
winston: geçmişte yaşayan insanların sigarasıdır. evden sürekli sağ ayağıyla çıkarlar. eğer futbolcu olsalardı maçtan önce dua etmeyi asla ihmal etmezlerdi.
winston blue: kendilerini zorlamayı sevmeyen, taşak keyfi yapan insanların sigarasıdır. genelde tembeldir bu sigarayı içenler. bu sebeplerden içimi kolay olan winston blue'yu tercih etmişlerdir.
lark: en favori insan tipim. her birinde bir komanda olabilme potansiyeli var. yağmur ormanlarına bırak lark kullanan kişiyi, orada hayatta kalacağı yetmezmiş gibi kendi kabilesini kurup orada hakimiyet kurabilir.
maltepe: ıssız bir adaya düşse, palmiye ağacının yaprağını parşömen kağıdına sarıp sigara niyetine tüttürebilecek insanların sigarasıdır. sigaranın içinden çimen çıksa bile umursamazlar.
samsun 216: güvenilecek insan sigarasıdır. içenler harbi delikanlıdır. ayrıca otlanılması kolay bir sigaradır.
sigara içen bir insan markadan ziyade içerken aldığı zevke önem verir.
askere giderken winston içen ben askerde satılmadığı için monte carloya döndüm.
monte carlo içen birisi olarak sigaramı bulamayınca camel black alıyorum. o da yok ise marlboro alıyorum.
ancak daha sonra ilk markete girip monte carloyu tedarik edebiliyorum. marlboro da çekmecemde zor günler için kalıyor.
mutlaka fiyatı için de düşük fiyatlı sigara içenler var. ancak 7,5 tl veren 10 tl de verir.
bu nedenle:
kent: sigaraya 5 yıl kadar önce başlamış olanlar, parlak paketinden dolayı bir ortam kurabileceğini düşünen gençler,
marlboro: gece kulübü sigarası. beyaz gömlek giyip telefon+marlboro bir de şirket arabasının anahtarı ile kombinasyon yapıp masa üstüne koyanlar,
winston: kararsızlar, eski tadı bulamayıp bir umutla içenler,
camel: alternatif sigarası. o yoktu camel aldım diyenler,
l&m: bunu bilmiyorum çevremde içen yok
viceroy: bir oturuşta tek sigara içmenin tatmin etmediği kişiler,
lark: viceroyun aynısı,
murattı: winstondan dönenler
olarak tanımlanabilir.