Dershane sınavında önümde oturan kızdır. O ne biçim kokudur öyle. Git bir yıkan , dişini macunla gel demek istersin lakin diyemezsin.
işte o derece kötüdür koku.
mistir, yerim ben onun kül tablası kokulu öpücüklerini.
audrey hepburnden bu yana, sigarayı seksi içebilen kızların sayısı arttığından beridir kendimi daha bi beybi feys hisseder oldum.
kız dediğimiz, kadın dediğimiz dünya denilen bok çukurundaki gübrenin kalitesiyle güzel yetişmiş çiçeklerdir ya da biz onları öyle sanarız öyle görmek isteriz.
bu yüzdendir ki savaşlarda kazalarda önce kadınlar ve çocuklara yaşam hakkı tanınır, çocuklar çocuktur görecek güzel günleri vardır fakat neden kadınlar ?
işte bu sebepler birleşip de kadın denilen o yüce varlık ortaya çıkınca insan ondan her zaman temiz, güzel, bakımlı ve sevgi dolu, adeta bir çiçeğin vücut bulmuş hali olmasını bekler bu beklentiler sonucunda adeta bok gibi sigara kokan kadın da diğerleri gibi olmuştur, artık onu çekici zarif kılan özellikler bir bir yok olmaktadır iticiliği bu sebeptendir.
insan sigara içebilir, kokabilir ama kadın olmak demek her zaman tetikte olmak demektir, sigara içtikten sonra ağzına bir sakız atıp güzellik unsuru olmaya devam etmek demektir.