denize karşı oturunca insan bir şey yiyip içmek zorunda degil. keyif sigarası yakmak zorunda da değil. belki düşünceleriyle başbaşa kalmak istemiştir deniz eşliğinde.
tanim lazim ise; ankara da yasayip deniz kenarinda yasamaktan birhaber gebesleri bize gostermis baslik. Gece denize de girmeye korkar bunlar. Izmire zatrn hic gelmesinler zira sozlukteki her kadiba yavsadiklari gibi yavsasalar dayagin alasini yerler. Hos zaten hakediyordur da.
Sigara içtiğini hayal eder. Bırakalı bir kaç yıl olmuştur belki ama o his o özlem hala içindedir. Geçer denizin karşısına parmak arasında hayal ettiği sigarasını yavaşça ağzına götürür, gözlerini kısıp uzaklara bakar ve derin bir nefes çeker hayali sigarasından. Sonra hayali dumanını üfler denizden gelen soğuk hava dalgasına doğru.
Varsa bir bardak demli çay, biraz da yalnızlık alır yanına. Deniz kokusunu iliklerine kadar içine çeker. Kafasındaki can sıkıcı bir kaç düşünceye yol verir.
Keyfini bekler merakla, belki bir sandalla gelir, belki bir gemiyle...
denizin kendisini dinler, dalgaların sesini, denizin kokusunu içine çeker, veya belki bunları da yaparken içki içer yani olay sadece sigara ile kısıtlı değil.