iyi top oynadığın halde yine işkence çekmemek adına halı saha maçına gitmek istememeyi de bilmezler.
sabah kalktığında ağzındaki iğrenç ötesi tadı hiç bilmezler.
hasta olduğunda sigara içmen nedeniyle öksürüklerin nasıl şiddetlendiğini de bilmezler.
kışın odanda sigara içtiğin için oda duman altı olduğunda nasıl iğrenç ve boğucu bir havanın ortaya çıktığını dahası bu
dumanın çıkmasını sağlamak için buz gibi havayı içeriye doldurup sonucunda götün donmasını da bilmezler.
her gün 8 tl yi, bütün bu saydıklarımı tekrar tekrar yaşayacağını bildiğin halde yine de enayi gibi vermenin psikolojisini de bilmezler.
amaaaa
yemekten sonra sigaranın keyfini, içkiyle sigaranın keyfini, şehirlerarası yolculuklarda molalarda içilen sigaranın keyfini, kahveyle sigaranın keyfini, çayla sigaranın keyfini, bir kavgadan sonra sigaranın keyfini, sevgiliyle yaşanılan bir tartışmadan sonra veya herhangi bir üzücü olaydan sonra sigaranın keyfini, çok istediğin bir şeyi yaptıktan sonra ki zevk sigarasını, orgazm sigarasını, güzel bir şarkı eşliğinde içilen sigarayı, eski günleri düşünerek içilen sigarayı ve de uyanınca yakılan bir sigaranın keyfini de bilmezler.
eksiler ve artılar bunlardır. ancak artılar olarak adlandırdığım şey de size eksiler olarak ilerde geri dönecektir.
içmek ya da içmemek sizin bileceğiniz iş. ancak her sigara içen insan gibi tavsiyem asla ve asla başlamayındır.
yazın yapılan halı saha maçı sonrası kan ter içinde kalırsın.
maç biter bitmez halı sahanın dışına çıkarsın, buzlu bir şişe suyu fondipleyip yakarsın yârini ağzında.
onun keyfini akdenizli adama soracaksın, önünde monica belluci olsa tenezzül etmez o kondisyonda.
- sigara içme arkadaşlığının ilerde gerçek dostluğa dönüşme ihtimalini. ileri derece bir sosyalleşme aracıdır sigara.
- winston soft klasik paketinin sürprizlerle dolu olduğunu. en bitti denilen anda içinden bir tek dal çıkarıp mutlu eder insanı.
- kibritteki kükürt kokusunun, zippo gaz kokusunun sigaranın ilk nefesine nasıl sindiği..
- yere tek parça düşmeyi başarmış külü, işaret parmağını yalayarak yine tek parça nasıl alınacağını..
"*sabah uyandığında ağzın leş gibi kokar,
*terin, hatta sidiğin bile iğrenç ötesi kokar,
*yanındakiler seni sevdiği için "ya bi siktir git, domuz yemiş gibi kokuyorsun" demez,
*cebindeki son parayı da sigara verip eve kadar yürümeye razı olursun,
*sevgilin seni sırf kırmamak adına öper yoksa kimse küllük öpmek istemez"
diye uzayıp giden ve sigara içenlerin hiç bilemedikleri ve bilemeyecekleri şeylerdir.
normalde içtiğin sigaradAN fazla sigara içilen gecenin ertesi gününe yansıyan boğaz ağrısını,
birayı bira, votkayı votka yapan o güzel tadı bilmeyecekler.
sigarayı bıraktım arkadaşlar.
bende özlüyorum şimdi o tadı yalan söylemicem.
ama o tadı hiç bilmeyin daha iyi.
çünkü bira içerken sigaraya yeni başlarsanız bira hep aynı gelir. ama sigarayı bıraktıktan sonra bira içerseniz o bir bira değildir artık.
sigara içen kişilerin, sigarasız hayat hakkında bilemeyecekleri fakat biraz düşününce tahmin edecekleri gerçeği ile karşı karşıya olan bilememe halidir.
sigara içen ve sigarayı bırakabilecek kadar şanslı olan azınlık her iki bilememe sürecinden de muhaftır.
bu muhafiyeti tatmış bir bünye olarak, sigara kullanan arkadaşlarıma gayet net söyleyebilirim ki sigaranın verdiği anlık hazların karşılığında feda ettiklerinizi bir bilseniz, sigara konusundaki değişmez fikirleriniz çok hızlı bir şekilde ve sonsuza kadar değişirdi.
ceplerindeki son parayla sigara mı alsam bişiler mi yesem diye düşünürken sigara almaları sonucu eve geldiklerinde öküz gibi yemek yemenin ne demek olduğu. işin şakası bir yana sigara içmeyen kişiler sürekli sigara içtikleri için ukala insanlar tarafından eleştirilmenin ne demek olduğunu bilmezler. anne ve baba dışındaki kişiler size sigara içmemenizi önerebilir sağlığınız açısından ancak bunu sürekli tekrar eder hatta sizi sigara içtiğiniz için azarlamaya başlarsa işte ona bir dur demek gerekir.
kebaptan sonra, deniz kenarında, orgazm sonrası yakılan vs. sigaraların verdiği mutluluğu bilemezler. çok dertliyken yakılan efkar sigarasının, sevinçliyken yakılan keyif sigarasının, beklerken yakılan sabırsızlık ve merak sigarasının tadını bilemezler. lakin sabah kalktıklarında boğazlarının balgamla dolmasını, 2 adım yol yürüyünce kesilmeyi, maçlarda 15. dakikadan sonra iptal olmayı, gece nefes darlığı çekmeyi, oruçta iftara kadar açlığı susuzluğu umursamadan sigara kriziyle savaşmayı, hergün en az 6 milyonunu havaya üfürmeyi, ötv zamlarında lan daha ne kadar girecek korkusunu, allah korusun ileriki zamanlarda kolunun bacağının kesilmesini, felç geçirmeyi, kalp krizini ve bilimum kanser hastalığını da sigara içenlere nazaran bilme ihtimalleri çok azdır. zaten ikinci saydıklarımı bilmeyi kimse de istemez. ilk saydıklarımın da zaten zevkini bilmedikleri için yaşamamış olmak bir eksiklik duygusu hissettirmez. neyse uzatmayım her şeyin bedeli vardır. sigara içmenin bedeli kesinlikle verdiği zevke değmez ancak yine de içilir.
not:yazar bu entryi girerken aynı zamanda sigara içmektedir.