karanlık bir odada, hafif sesli bir müzik eşliğinde, yatakta yatarken, deniz kenarında, yıllar sonra ziyaret edilen ve geçmişini düşündüün bir yerde, araba kullanırken...
tren istasyonları. Ordaki nostalji hiçbir yerde yok günümüzde. Klasik filmlerin içinde içmek gibi bir duygu veriyor insana. Sanki ben jp belmondo yum da jean seberg i bekliyorum bi tren istasyonunda. bir de bizim deniz manzaralı balkon, özellikle geceleri adamı kanser edecek güzellikte.
uzun yolculuk yaparken gecenin bir vakdi mola anı gelir o buz gibi havada 30 dakika mola verilir ya işte o an. kullanmıyorum ama hep içinlere imrenirim.
(bkz: sahil)
hele de güneş batmak üzereyken havadaki o durgunluk anında denizden çıkıp kurulanmadan yakılan sigara birkaç orgazm tadındadır. tam olarak sayı veremiyciğim şimdi.