Kesinlikle evde bulunan sigara paketi ile ilgilidir. insan issizlikten arada sırada 1 dal yakıyor ama o sigara paketi olmasa içmeyecekti. Neymiş sigarayı bırakmanın ilk şartı eve tütün sokmamakmış.
sigara içmek benim için psikolojik seans oldu artık. canım sıkıldığında, moralim bozulduğunda hatta sevincimde bir tane içerim kendime ayırdığim içimdeki sesi dinlediğim kendime ayırdığim küçük vakittir.
şu zamana kadar hiç bir faydası görülmeyen ve görülmeyecek zıkkımın içilmesi fiili.
son zamanlarda ciddi olarak bırakmayı düşünüyorum.
başlamadan önce ve sonraki halimi yan yana koysan 1.500 km koştursan eski ben şimdikine 1 değil, 2 tur bindirir.
içmeyen yazarlara da tavsiyem sigara sadece pişmanlıktır.
Bunu sürekli olarak efkarla, dertle bağdaştırmaya çalışan tiplere neden sinir olduğumu bilmiyorum.
Ve aslına bakarsınız her sigara dumanıyla efkarlanan insanlar olduğu gibi, bunu bir zevk unsuru olarak kabul etmiş olan bir kesimin varlığı bize gösteriyor ki sigara da bakış açısına göre değişen güç unsurlarındandır.
Bakın ne diyeceğim. Aslında sigara içmek bankaya olan tonla borcun son taksidini ödemek için kartınızı bankamatiğin yeşil ışıklarla bezenmiş deliğine soktuğunuz o anki mutluluğu verir size. ya da ilk borcu öderken ki hüznü. sorun şu ki bankaya borçlanmak zorunda mısınız?
doğal seleksiyonda koşar adım geri gittiğinizi gösterir.
akranların torun severken ya da cruise seyahatine giderken senin boğazında bir delikle* saçma bir hayat sürmeni ya da bütün birikimini geçireceğin hastalığı tedavi etmek için harcayacağını garanti altına alır.
zamanı şundan 4 yıl öncesine geri sarabilsem şu anki aklım ile tekrar başlamayacağım, irademin zayıflığını tekrar tekrar bana kanıtlayan tütünümsü zehirli çubuktur.
sabah yine alarm çalmıştır, yataktan zorla ittire ittire kalkarsınız. aceleyle bir şeyler tıkıştırıp giyinip makyaj yapıp yüzünüze en güzel gülümsemenizi takıp işe doğru yola çıkarsınız.
işe vardığınızda çantanızı masaya koyup bir kahveyle aşağı bahçeye inip nefes almak adına bir sigara yakarsınız. işte o an! zirve! güne hazırsınız. gelsin telefonlar, müdürünüz söylensin amaaaaaan!
içinize çektikçe cızırdayan kağıdın kırmızılığı, eve gittiğinizde, karşılayan kimse olmadığında da yoldaş olur size. bir tane daha yakarsınız, her seferinde bu son diyerek.
içmiyorum ama çok kafa bir arkadaşım var haftada bir buluşuyoruz ve bir paketi 2 saat içinde tüketiyoruz dertlerimizi anlatırken. sonra nedensizce üşüyor ve tebessüm ediyor insan.