bir özentiyle başlar, zaman ilerledikçe alışkanlık haline gelir ve sıradanlaşır.en son noktaya gelinip doktor bırakman lazım dediği andan itibarense, o artık senin vazgeçemeyeceğin bir tutkundur.
bakkaldan bir miktar para verilerek alınan, kağıttan kutusu ve üzerinde jelatini bulunan paketi, önce jelatinini açıp, daha sonra paketin içinden bir adet elimize alarak, çakmak veyahut kibrit yardımı ile, filtre olmayan ucundan yakıp, bir nefes içimize çektikten sonra, "hiii annem geldi" yapmakla beraber gerçekleşen eylem. daha sonraki içişlerinizde "annem geldi" yapmanıza gerek yoktur.
bıraktıktan sonra, başkalarındaki sigara içme davranışını garip olarak değerlendirmek
mümkün: dışarıda, ayakta, yağmurlu ve soğuk bir günde, boşluğu seyrederek sigarayı içine çekmek ve sigara içmeye eşlik eden çeşitli mimik ve küçük hareketlerde bulunmak. bunun yapılması engellense, rahatsız olmuş edaları takınmak. bu bir rahatsızlık ve davranış bozukluğu.
soğuk bir kış günü, yatmadan önce odanda içersen, odanın penceresini açmak istememenden dolayı, göz gözü görmez bir hale sokmaya yarar. sanki odana sis bombası atılmıştır. *
ben dahil bir çok insanın psikolojik olarak rahatlattığı şeklindeki yanlış kanı nedeniyle bırakamadığı eylemdir. aslında sigara içmeyi psikolojik olarak rahatlamayla özdeşleştirdiğimiz için bırakamayız. bu tıpkı pavlov un deneyindeki köpeğin zil sesini etle özdeşleştirmesi gibidir.
sigara içmek, bağımlı olunan "sigara" adlı maddeyi içine çekerek içerisinde bulunan nikotin, benzen vb. kanserojen maddeleri vücuda almaktır. ciğerlerimize dolan karbonmonoksit gazı vb. zehirli gazlar ile sigara içmek ölüme gitmekle eş anlamdadır. ayrıcada içilen sigaranın çeşitli bahaneleri vardır. aşk acısı, sinirlenmek, yemekten sonra gibi alışkanlık haline getirilir. adam annesiyle kavga eder çıkar sigara içer. bu şekilde yaptıkları zaman bağımlılıkları ve sigara içme miktarları giderek artar. sonuçları kötü olabilir.
"hayatımız duman, dumanlanmaya devam." diye bir giriş yapayım.
onüç ondört yaş zamanlarında "yak bitane lan bişey olmaz, ehzeh annenden mi korkuyosun yoksa, korkak lan bu, gel inşaatta içeriz olm, " larla başlatan arkadaşlarıma burdan gerçekten teşekkür ediyorum. kızma anlamında değil lan övme anlamında. iyi ki alıştırmışlar. gerçi o zamanlardan sonra kartaltepenin kardeşlerini korumaya çalışan ağır abilerinin ellerinde sigarayla üstümüze gelip "sen sigara mı içiyosun lan, birdaha görim ağzında söndürürüm onu" demeleriyle göt korkusu yüzünden bir müddet ara verdik ama neyse ki lise mahalleye biraz uzaktı. lise bir, iki, üç. üniversite bir, iki, üç, dört. kaç oldu lan hah işte yedi yıldır kesintisiz devam. neler geldi neler geçti, maltepeler, ballıcalar, monte carlolar, lmler, piç zamanlarda * marlborolar, cameller.* son dört senedir winston box'ımla birlikte mutlu mesut geçiniyoruz. bazı geceler bitmesin diye içmeye kıyamadığım son dal sigaralar bile oluyor. yakıp içtikten sonra küllerine bakıp üzüldüğüm. en sinir olduğum da, bir işle uğraşırken yanık unuttuğumda boşa gidenler. sizlerden de özür diliyorum kültabağında yanık unuttuğum sigaralarım, affedin beni. bağımlıyım hacı, ama pişmanmıyım hayır. iyi ki başlamışım diyebiliyorum. winston ne kadar premiumlarını çıkarıp, marlboro fiyat ve kalitesine ulaşmaya çalışsa da senin yerini alamaz, seviyorum seni winston box'ım. senin de beni sevdiğini biliyorum bebeğim, karşımda durup bakışın bunu anlatıyor bana.
sigara içiyorsun, ölüceksin. sen içmiyorsun ölmiyceksin dimi ? olsun ama sen daha erken ölüceksin. felsefe bu hacı hızlı yaşa genç öl cesetin yakışıklı olsun.