15 ya da 16 yaşındayım o aralar. kanımız deli kaynıyor, merak ettiğimiz her şeyin peşine gidiyoruz o aralar.
o ara arkadaşlar arasında bir sigara içme fursayı baş gösterdi. bakkaldan dal alıyor, sırasıyla birer nefes çekerek döndürüyorduk aramızda. tabi acemilikten komik duruma düşen arkadaşlar da yok değildi. bir keresinde kerem diye bir arkadaş derin bir nefes alıp içine çekmeye çalışmış, öksürük krizine girip eve gitmişti. bir tanesi de yeni gelinin tuttuğu tarrak gibi tutuyordu sigarayı. emanetçiydi zaten pezevenk.
gel zaman gir zaman ritüel haline gelen bu olay alışkanlık haline dönüştü. ben artık arkadaş grubundan dal alıyor, aldığım bakkal da eroin satıyormuş havasında tedirginlikle sigarayı veriyordu bana.
+bak oğlum bunun cezası var, yakalanırsak ebemizi zükerler.
-köyde ebe yoktu fırlatma doğduk fuat amca bişiy olmaz.
eve giderken arka sokaklardan dolanıp gidiyor, bir yandan da etrafı kesiyor, tüttüre tütüre gidiyordum. bir an duraksadım kim var kim yok diye derken kulağımda bir el hissettim;
karşımda peder vardı!
+nabıyorsun lan sen?
-valla ağız dudak alışkanlığı içime çekmiyorum.
evet peder benden hesap soruyordu. arka sokaktaki kilise den tanıdık olan pederin nasıl olur da sokağından geçtim diye kendime galiz küfürler saydırıyodum içimden.
nasıl bu durumdan yırtarım derken bana zorla istavroz çıkarttı, yarın kiliseye beklediğini, gelmezsem babama söyleyeceğimi söyledi. amen diyip oradan ayrıldım.
eve varmadan içimden kelime i şahadet getirip sigaramı söndürdüm.
sonra da vay efendim neden camiye gitmiyorum diye babamdan dayak yemeye başladım. o günden beri sigaraya tövbeliyim...