10 yıl babadan ayrı kalınmış ise, baba ile arada uçurumlar var ise, ve sana karışacak bir baba yok ise ortalıkta, rahat rahat kıçı koltuğa yayıp televizyon karşısında sigara içebiliyor iseniz, bombok bir hayatınız var demektir.
babanızın hala size karıştığı günlerin kıymetini bilin. ve kıçınız rahat değilken, yusuflayarak için sigaranızı.
genelde erkek çocukları için kabustur. kuzenimin, amcamın balkona aniden girmesiyle bir elinde telefon bir sigarayla basılınca saliselik panikle telefonunu aşşağı sallamışlığı var.
çok kez yakalanmışlığım var. adam artık terasa hava almaya gidiyorum dediğim zaman yorulmaya oraya kadar balkonda içiver gitsin diyor. öyle bir adam babam.
adrenalin, nikotine göre çok daha bağımlılık yapan bir hormon olduğuna göre sigara bağımlılığını arttıracak olan durumdur. buna hatta agresyonal feedback denir.
kaynak : biri isviçreli ve biri boğaziçili göt loplarım.
sanki tadı başka bir olandır. arkadaş 21 yaşındayım 7. sınıftan üni 2. sınıfa kadar buram buram hissettiğimdir. üç ve dörtte yakalanmazsak yırttık sayılır.
tenhada sigara içerken aniden peder bey belirir, sigara atılır ama duman içerde kalır, akabinde şu diyalog başlar;
baba - napıyon lan ?
evlat- ..........
baba - o duman g.tünden çıkmıycak üfle artık ,
evlat- tamam yaw nooldu ( bu sırada ağızdan dumanlar çıkar)
baba _ arabanın anahtarını ver,
içses- hay arabasının da anahtarınında a.q.
kendim denedim her baba için aynı sonuç verirmi bilmem. gidin söyleyin babanıza ben 16 yaşımdayken söyledim ve babamın cevabı: zıkkım iç, zaten biliyordum.
evet arkadaşlar şuan 18 yaşımdayım ve babamın yanında sigara içebiliyorum. tabikide övünmüyorum bununla, ama gizli saklı içeceğinize rahat rahat için saygılar.
yakalanın babaya, öğrensin olsun bitsin.
belli edin sigara içtiğinizi.
azıcık tartışırsınız.(ilk öğrendiğinde 2 ay harçlığımı kesti ve telefonumu kırdı)
sonra baba; "oğlum bana içmiyosun ki, kendine zarar veriyosun" der.
6 sene sonra öyle rahat sigara içersiniz ki anlatamam.
bugün evime uğradı.
"oğlum naber" dedi.
"iyi baba" falan fişmekan derken, küllüğü boşaltayım dedim, yanan sigara da küllükte.
"sigara mevzuysa iç oğlum iç" diyordu. zira yanında zorla yaktırdığını da hatırlıyorum.
"başkasıyla içeceğine benle iç"demişti.
neyse masada yeni aldığım bir karton sigarayı gördü. ben kendisine daha ucuza geldiğini söyleyince gülümsedi.
bu kadar rahatım işte. evime sigara içmeyen insan almıyorum. dumanlı hava sahası.
baba arkadaşın paketi valla. korktuğu için bana verdi bende nasıl birşey diye merak ettim diye yaktım yoksa valla ben içmiyorum denmesi muhtemel olan yalanın birkaç saniye içinde söylenmesi gereken zaman.
"kalkılır, şaşkın ve yumruklarıyla dişleri sıkılmış olan babaya şuh bir ifadeyle yaklaşılır*. aslında sigarayı, "top" hareketinin düşey eksene göre simetriği alınıp da yapılan tutuş şekli çok daha havalı olsa da, burada sigara, banal bir şekilde işaret ve orta parmakların arasına kıstırılır. sigara ağza götürülür, yanma çıtırtıları eşliğinde içe çekilirken duman, babanın etrafında yavaşça bir tur atılır ve babayla yüzyüze gelindiğinde, yüzüne bir halka üflenir*. eblehleşen babanın tepkisi beklenmeksizin, mekan yavaşça terk edilir" durumudur.
terminalde yolcu ederken babaya, 'ben bi gazete alıp geleyim' diyecekken yanlışlıkla 'ben bi sigara alıp geleyim' diyen insan kadar rezil rüsva olmamıştır. zaten baba bile şaşkınlıkla kahkaha atmıştır ne şapşal çocuğum var diye...
sigaraya 23'ünde başladım. ama 8 yaşında babama yakalandım elimde sigarayla. ahırdan çıkarken hemde.
babamın ömrü hayatında ilk defa ahıra gireceği tutmuştur. onda da 8 yaşındaki oğlunu sigara içerken yakalamıştır.
annemin köyünde bir yaz mevsimiydi. hava sıcak. bütün ahali ekin biçmeye gitmiş. annem ve babam da takılmış peşlerine. ben de o sıralar bir hata sonucu kafa dengi olduğum kardeşimle takılıyordum. kayısı yemekten, arı yuvalarına çomak sokmaktan, solucan yakalayıp tavuklara atmaktan bıkmıştık. sıkılıyorduk. hayat anlamını yitirmiş, efkar basmıştı. hayat zordu anlayacağınız. işte o ara gözümüze teyzemin pencerenin önünde unuttuğu sigarası, köpek öldüren uzun maltepe paketi ilişti. evde kimse yok, bahçede in cin top oynuyor. şeytan dürttü amk. sanki biri izliyormuş gibi çaktırmadan aldım sigarayı camın önünden.
ufuk:kardeşim
ufuk: abi ya biri gelirse?
ben : gelmez olm kim gelcek bu saatte?
ufuk: abi ben çok korkuyom (kork tabi amk daha 6 yaşındasın)
ben : ahıra gidelim lan?
ufuk: inekten de korkuyom abi ben.
ben : korkma lan ben varım bişe yapmaz. (inek askerlik arkadaşım sanki amk)
indik ahıra. yaktık karşılıklı birer tane. ilk nefeste kafa göz döndü tabi. bide gülme tuttu bizi. abartmayayım ama hayatımın en mutlu anlarından biriydi. orgazm sigarasına değişmem o sigarayı.
benim tiryaki olacağı o zamandan belli pezevenk kardeşim benden 3 nefes önce bitirdi sigarayı. attı izmariti yere. kan beynime sıçradı resmen.
- olm dingonun ahırı mı lan burası? atılır mı o sigara yere, görürler amk. al çabuk. mal mısın yakalatıcan bizi?
sinirden elim ayağım titriyordu ama sigara hala ağzımdaydı. bildiğin kapı önü sigara içip sağa sola bağıran pezevenkler gibiydim. sigarayı ve kardeşimin elinden aldığım izmariti götürüp dereye atmak için o sinirle açtım kapıyı. sigara hala ağzımda.
ağzımda sigarayla utanmadan baba diyordum bide. şok hali tabi hoş görmek lazım. yediğim dayağı anlatmak istemiyorum. 8 yaşında bi çocuk beyin kanaması geçirtilmeden ne kadar usturuplu dövülebilirse işte babam o kıvamı çok iyi bilirdi. gene aynı kıvamda bi porsiyon yedim işte.
pezevenk kardeşim babamı farkedince korkuyom dediği ineğin arkasına saklanmış. namussuz. böyle kardeş olmaz olsun. ama babam yer mi lan. 20 yıllık içici. akla hayale gelebilecek her yerde içmiş herif. neyse, aynı porsiyondan 0-6 yaş grubuna uygun kıvamdan ona da tattırdı.
bayağı etkili bir dayak olmuş ki 15 sene içmedim. şu aralar bırakamazsam gene çalıcam babamın kapısını. iki posta dayağa gene bırakırım bu sigarayı. hem 15 sene az değil, günde yarım paketten hesaplasan, 5.5 liradan, böl ikiye, sonra çarp onu... yok lan değmez o dayağı yemeye. parası neyse veririm.