sigara içmeyenlerin:
-açık havada içtiğim sigaranın dibine oturup "uuff içmesene şunu" demeleri. arkadaşım ben mi dedim gel yanıma otur diye?
-küllüğe kağıt, naylon atıp "o benim için küllük değil çöplük" demeleri, sigarayla o kağıdı yakıp kokuttuğumda da yine bana kızmaları.
dışarda gayet normal bir mesafede sıgara içmeyen biriyle durursunuz, lak lak edersiniz. birden karşınızdaki el kol haraketiyle "duman bana geliyor hühüü boğuluyorum" tavırlarına bürünür. işte o an dumanınızı tam suratının ortasına üflemek istersiniz.
-eline de hiç yakışmıyor şu sigara (inan en önemsediğim konu bu, sen bunu dedin ya, bitti yani, bırakıyorum)
-çok zararlı biliyor musuun (biliyorum şekerim, artık bilmek istemesem de görüyorum her elim pakete uzandığında)
-ay ay ay ay sakın benim yanımda yakma tıkanıyorum ben nefes alamıyorum (oha, nasıl yalan atıyorsun be öyle, ayrıca burası açıkhava!^+%/)
rahat bırakın artık bizi, hele hele hemcinslerim, artık yeter..
karşınızda bir erkek sigara içerken gösterdiğiniz anlayışı, lütfen bize de gösterin.
zaten mıymıymıy dişil şakraklıklarınız yeterince çekilmezken, bir de böyle huysuzluk etmeyin. vallahi ağzınıza çakasım geliyor.
sigara içtikten sonra birisine bir şey anlatırken;
(gelen kokuyla)
+ sigara mı içtin sen?
sorusudur.. "evet" cevabı verirken daha da bir hohlayarak konuşturuyorlar insanı..
her içişte "kendini zehirlediğinin farkındasın di mi" diyen birinin olması. belki zehirlenmekten zevk alıyor. olamaz mı yani. dokunmayın. her insanın kendini yavaş yavaş zehirleme hakkı vardır.
sigara yasağından yüz bulup sağlıklı yaşam koçu edasına bürünenlerin kınayıcı tavırlarıdır. bir de bunlar açık havada sigara içenlere de bu edayla bakarlar. gözleriyle didiklerler insanı... *