icraatın büyük olduğu, sifon yetersiz kalınca kova kova suyun boca edildiği ve kenarlardan taşmaya başladığı anlardır.
zamanın nasıl geçtiğini anlayamaz, dışarıdaki meraklanmalarla mı, tuvaletle mi mücadele edeceğinizi şaşırırsınız. bulunulan ortama göre kabuslar silsilesini de beraberinde getirir.
(bkz: hoşlanılan kızın bulunduğu mekanda tuvalet tıkamak)
(bkz: #5187130) entry sini görünce kötü anılarımı canlandıran başlıktır efendim.
Olay Akışı: Doğu karadenizin güzide illerinden ankara ya doğru giden uzuuun otobüs yolculuğunda bünyede kıpırtıların başlaması, mola yerine gelmenin çileli bir bekleyiş haline gelmesi.
Giriş: Otobüs nihayet mola yerine varır, ve kahramanımız hevesle tuvalete doğru yol alır. Tuvalete giriş hamlesini yaparken elinde minik bir leğenle bekleyen bir adam görür fakat umursamaz, durum vahimdir çünkü.
Gelişme: Anneeeeeeeeeeeee bitti! Ohhhhhhh, valla dünyadaki en rahatlatıcı şey bu olsa gerek. Derhal kalkınır, itinayla fermuar çekilir, anatemaya bir göz gezdirilir ve sifona basılır. Oops. basamadık herhalde bir daha deneyelim o zaman. ı ıh tık yok. lan çalış bu böyle bırakılmaz. fısssssss. utançla tuvaletin kapısı açılır ve hızlıca sıvışılma planı yapılır amma ve lakin kapıdaki sevimli ve yazık insan elindeki leğen su dolu biçimde çıkışımı beklemekte, dangalak müessesenin kendisine verdiği görevi yapmanın telaşı içerisindedir.
Sonuç: Beyinde ampul yandığı an yüz kızartılır ve ışık hızıyla kaçış başlar. Üzgünüm anne. Çınlama sesini de hiç sevmezsin! Valla bilerek olmadı.
(bkz: çok utanıyorum sözlük)