bu duruma kol gibi benzetmesi yerinde olur. böyle dimdik ve sert. **. gitmemesi halinde klozet fırçası yardımıyla ittirilip, ezilerek mutlu sona ulaşılır.
çok fazla, lifli besin yenildiğinde başa gelen bir durumdur. biraz protein artırılırsa sorun kalmaz; bu arada konu boktan açılınca aklıma çetin altan geldi, kendisini hiç sevmem bir gün bir yazısı gözüme takılmıştı, çanakkale savaşında otların arasında, gerçekten nerdeyse bir kol kalınlığında bok bulunuyor. ilk anda çok komik geliyor; ama biraz düşününce garibim bir mehmetçik, savaşın dehşetinden sıçmaya bile vakit bulamamış yada stres'den
sıçamamış.
evdeyseniz sorun yok yeterli zamanınız ve hayvanlaşacak ortamınız vardır, örneğin kovaya su doldurup tuvalete dökebilirsiniz.
ama alışveriş merkezi veya misafirlikteyseniz açıkcası bir kere daha sıçıyorsunuz o anda.
alışveriş merkezi demişken bırakın kakanın gitmemesini sifonu çekmeden çıkan hayvan oğlu hayvanlar var ama bu başka bir başlığın konusu tabii.
hehh geçenlerde gördüm, x bir üniversitenin tuvaletinde 4 arkadaş lavaboda ayaklarını yıkıyorlardı, şimdi arkadaşım belli ki cumaya gideceksin, bunu da "allah rızası için ve sevap için yapıyorsun" lakin senin o ayağını ben orda göründüğümde az daha kusacaktım okulun mescidi var neden gidip orda abdestini almıyorsun? ayrıca iğrene iğrene gittiğim lavoboda burun pisliği vardı benim kul hakkımı nasıl ödeyeceksin sen şimdi. *
neyse konumuz kakaydı bunuda başka bir başlığa saklıyayım, öncelikle efendim baktınız ki kaka gitmiyor tuvalet fırçasını - daha sonra yıkamak kaydı ile- alın onla iteleyin baktınız ki olmuyor o halde tuvaletin sifonunda sorun vardır su az geliyordur ve bekletmek gerekmektedir gelen suyu.
suyu bekletin bir iki kere deneyin ve daha sonra fil sesi gibi bir ses ile boklarınızın gittiğini göreceksiniz. çıktığınızda yüzünüze tuhaf tuhaf bakan insanlar olacaktır görmemezlikten gelin.*
bok da olsa tutunamayanların arasında olmanın ne de boktan bir şey olduğunu bildiğinden tutunmuştur bir dala. belki onun da isyanı budur. ama su her zaman galip gelmiştir dünya üzerinde en büyük en sert kayalara karşı bile...*
tuvalet deliği genişliğinden daha büyük sıçabilen bünyenin eseridir. elalemde ne göt var be kardeşim,hayır banane de çıkarken zorlanacak arkadaş yırtıcak bi tarafı yani.
şizofrene bağlatan durum. bir de, o temizleme fırçası da yoksa, vay halinize !
sevgilinin evinde de başınıza gelirse, değişik bir halet i ruhiyeye büründürür adamı. vakt i zamanında, alaturka tuvalete zıçıp da, gitmeyen boku çok afedersiniz, sümüklü mendille sildiğim gibi. ihtiyaç meselesi.
daha da kötüsü umumi tuvalette sifonu bulamamak. tophane'deki ünlü nargilecilerin birinde başıma geldi. ulen bi güzel doldurdum tuvaleti ara ara sifon yok. bi düğme buldum sonunda "zzttt" diye bi ses geldi. korktum baya. meğerse klozetin oturulan yerinin naylonunu değiştiriyomuş. işin daha da kötüsü kapı çalmaya başladı sırada insanlar varmış meğer " nasıl çıksam" falan diye düşünürken kapıyı açtım. "kardeş tuvaleti pis bırakmışlar yalnız" dedim o da "biz elimizi yıkıcaz zaten" dedi. o gün nargileye 20 lira almışlardı ve bi nargileye 20 lira verirken içimiz gitmişti. belki de anlamışlardır tuvalete benim sıçtığımı temizlik parasını da içinde almışlardır. hala duruyo mudur benimki orda acaba?
vakt-i zamanında rezil olmama sebep olmuş, kovalarca suyla bir şekilde gönderilmesi gereken kakadır. misafirlere rezil olmayalım diye hem beni hem kendini rezil ettin be anne, "insanlar var bu evde oğlum ayıp, sıçıp bırakılır mı?" diye bağırmak da neymiş?
