sene doksanların sonu, haliyle 00ların başı. sarılık denen merete yakalandık. thanks god iyi huylusu. hastalıkların böyle de bi dünyası var.kimisi hulusi kentmen tontoşluğunda, filiz akın anne sıcaklığında, kadir inanır tehditkar şefkatinde kimisi ise erol taş gaddarlığında, nuri alço sinsiliğinde,üç kağıdında ve coşkun kadar sikici.coşkun kadar ama; etek,pantalon üstü seks kadar, genital temas yok şükür ki. neyse efendim lets go on.. nerden duyulduğu bilinmez bunların zaten, ya şıhdır, ya erzurumlu bilmem ne amcanın alaylı hoca hanımıdır yada marankiyle referans olması adına gerçeklendiği düşünülen dedi-koducu mahalle karısı söylemiyle anam sidiğin bu merete faideli geldiğini duymuş.anonim bazen anominedenidir ya zaten.neyse konumuz bu değil.
annea:zigana34 tuvaletin geldiğinde meşrebeye yap
zigana34:annea delik var neden meşrebeye yapıyorum
annea: sen dediğimi yap.çişin geldiğinde meşrebeye yap
hastalık sarmış dört bir yanımı, bastığım her yerde dört bir yanım ağrıyor, zihinsel herhangibir performansı kaldıracak durumda değilim ve sorgulamadım tabiki. işedim. sarı sarı. asitli ve sıcacıktı. köpüğü üzerinde. annemi yaptığım şeyden haberdar edip yatağıma uzandım ve elimde tetris 8. levelda beni zorlayan c şeklindeki karakterlerle cebelleşiyordum. aradan geçen saatler sonunda soğutulan sidik anne yalanıyla kayısı hoşafına evrilmişti.
zigana34: yeter artık şekerim, kayısı hoşafı terliyorum yeaaa
annea: olur mu yavrum, çok faydalıymış bu kayısının hoşafı
zigana34: herşey kararında güzeldir demezmiydiniz siz ya, kararı nedir bunun.günde içtiğim 35 litre değilse nedir annea
annea: buraya koydum.içeceksin zağana
zigana34:(içtim) fondip.ughhh.(titreme)
insan ne yediyse ne içtiyse onun sindirim sisteminden sonraki halini boşaltımla saçıyo. benim içtiğim kayısı hoşafının sindirim sisteminden geçmiş, bütün iç organlarımla sevişip orgazm olmuş ve pipimden çıkmış versiyonuydu ve benim için hala kayısı hoşafıydı, bimde satılan la portadan farksızdı, asidi kaçmış fantaydı. soğuk içildiği takdir de tiksinmeden bugün dahi içebileceğim bir geri dönüşüm harikasıdır sidik. ama fakat ve de lakin arkadaşlarınıza toplu olarak bir kaba işeyelim karıştıralım ve hepberaber içelim önerisinde bulunmayalım zira pek hoş tepkiler gelmiyor.
not:entry girilmesinde maddi desteğini esirgemeyen sponsorlarım sözlüğün ve yazarların dostu bim,la porta ve fantaya teşekkürler.
edit: maşrapa o meşrebe değil.meşrebe ne la hakkaten
idrarın yüzde 95 i sudur. Yüzde beşi tuz, nitrojen atığı ve aminoasitlerden oluşur.
idrar içenlere göre sidik, harika bir anti oksidan, anti bakteriyel ve tümörleri önleyicidir.
Kuzey çin de idrar sağlıklı yaşam için içilir.
Yaklaşık 3 milyon Çin li düzenli olarak idrar içmektedir.
Japonya da 2 milyon insana, astım ve şeker hastalığının tedavisinde idrar verilir.
Hindistan da idrar, tanrı şiva nın suyu olarak, gençleştirici gücüne inanıldığı için beş bin yıldan bu yana içilmektedir.
Hindistan da 1970 lerde başbakanlık yapan ve 99 yaşında ölen oraji desayey uzun yaşamasının sırrını kendi idrarını içmesine borçlu olduğunu söylemiştir.
Doktorlara göre idrar, enkaz altında kalmak gibi durumlarda nadiren ve mecburiyetten fayda sağlar.Uzun geçmişine rağmen idrar içmenin modern tıpta yeri yoktur.
Kaynak: National Geographic "insan bedenine dair" belgeseli.
eskiden sibiryalı köylülerin keyif almak için yaptığı eylemlerden biridir. o bölgede yetişen fly agaric türünde keyif almak için yenen mantarı topluluktaki seçkinler ve şamanlar kullanıyordu. bu mantarın keyfi veren etken maddesi idrarla birlikte dışarı atılır ve mantarı yiyemeyen köylüler bu mantarı yemiş seçkinlerin sidiklerini içerlermiş.
* aslında biz bu olaya tıp dilinde; idrar içmek diyoruz ancak ukteyi veren xargn arkadaşımız gayet rahat bir biçimde sidik içmek demiş ve uktesini vermiş. buna göre;
Tıbbın babası Hipokrat, önleyici tedavide idrar terapisini tavsiye etmiştir. 18. ve 19. yüzyıllarda idrar içmek, gut hastalığı, bağırsakların çalışması, derideki kaşıntılar ve sarılık için en etkili tedavi usulü olarak biliniyordu. Aynı yıllarda dişçiler idrarı ağız gargarasında antiseptik olarak öneriyorlardı. *
Depremde enkaz altında kalındığında kullanılabilecek bir hayatta kalma metodudur. Günlerce hayatta kalınabilir. Sağlığı yerinde olan bir kişinin içmesi de hastalık teşkil etmez.