türkçeye muzır etkiler olarak çevrilen absürd komedi kitabı.
kitapta vicdanımı tırmalayan tek nokta, karakterlerden birinin kötülüğünün ispatı olarak
filistin kurtuluş örgütüyle görüşmesini anlatmasıydı. ama hırsızın itiraflarında masadan
karşılıklı tuzlukla biberliğin çalınması, bu kadar güzel bir kadının benimle birlikte
olmasının karşılığında neyim kurban gidecek ki kainatın düzeni bozulmasın gibi daha önce* annie hall'da rastlanılan ezik yahudi enteli geyikleri, abraham lincoln'ın bir idam mahkumunu
affetme sürecinde baba-oğul kıskançlığına varan zekice eleştirileri ve sonuca götüren saçma sorusu,
yahudilerin tevrat kaynaklı bağnazlıklarına akrabasının tevrattan cezalara olan kör inancı örneği
üzerinden new york'lu bir yahudi olarak eleştirisi, heimlich manevrasının komik bulunma
hikayesinin güncesi, ve ilkinde isteyerek düştüğünü ispatlamak için her gün tiyatronun locasından
atlayıp kafayı çizen ihtiyar gibi absürdlüklerin olduğu woody allen kitabı.
1989 basım, orjinal adı * olan, woody allen kitabıdır efendim. kapağından geliyor;
--spoiler--
uyarı: bu kitap sağlığınıza zarar verebilir. çünkü bazen canınızı yakar ve bazen de soluğunuzu kesen gülme krizlerine yol açabilir.
--spoiler--
ek olarak ;
--spoiler--
meraklı mısın?
çılgın mısın?
açıksözlü müsün?
gece yarısı sıkıntılarıyla boğuşmak için "muzır etkiler"i eline al...
hayat bir yandan akıp giderken bir yandan da aleyhine komplolar kurarken, ya da ikisini birden yaparken "muzır etkiler" e ihtiyacın var demektir.
hiç kimsenin seni sevmediğini ve asla sevmeyeceğini bilirken, pamuk kedin yanlışlıkla Valium'unu yutarsa ve doktorunun sesi otomatik telefonda suratına karşı kahkahayla gülerse "muzır etkiler"i eline al ve kendini yavaşça çaresiz histerine terket!
--spoiler--
bir woody allen kitabı. ilk hikayesi dünyanın en yüzeysel adamı isimli bir hikaye olup okuduğum en sağlam hikayelerdendir. ayrıca tüysüz* isimli kitabında yer alan bir hikaye bu kitapta da vardır.
Hastası olduğumuz rooney mara ve yanında bonus track caterine zeta jones un yer aldigi enteresan film.
--spoiler--
Enteresan olmasi aslinda filmin ilac sektorune elestirisel bir yaklasim getirmesi minvalinde devam ederken birden saglam bir u cekerek bambaska bir yere gitmesi nedeniyleydi. Rooney mara nin negada da basarili bi ogada da das oldugunu bir kez daha gormus olduk tabi bu film neticesiyle.
bir noktaya kadar herşey soru işareti şeklinde ilerlerken gayet güzeldi, jude law abimizin başını yakmaya çalıştıklarını anladığı anda işler değişti, o kadar kolay kurtardı ki paçasını amaaaan dedim izlerken.. özellikle finali feci tırt
catherine zeta-jones un başrol oyuncuları arasında sayılmasının anlamsız olduğu, kurgusu iyi, sonu tipik amerikan sineması kolaylığında olan vasat film.
Beklentilerimin altında çıkan bir film.Hem IMDb'den aldığı puan hem metascore'dan aldığı puan hem de oyuncu kadrosu beklentimi arttırmıştı fakat maalesef beklediğim kadar iyi bir film çıkmadı.Öncelikle filmin başları hep hızlı diyaloglar ve ilaçlarla ilgili konuşmalarla geçiyor,filmin sonuna kadar ben izlediğimden pek bir şey anlayamadım aslında bu açıdan iyi çünkü seyirci resmen Jude Law'ın karakteri gibi hiçbir şeyden haberi olmayan insan gibi boş boş bakıyor filme fakat ilerledikçe puzzle parçaları yerine oturuyor fakat ben yinede sonunu çok tatmin edici bulmadım aksine filmin finalini biraz zorlama buldum.Filmde çok fazla olay olmasa da baştan sona kendini izlettiren bir film.Jude Law filmi tek başına götürmüş diyebilirim gerçekten iyi bir performans çıkarmış.Filmin görüntü yönetmenliği ve soundtracklerini beğendim.Açıkçası kesin izlenmesi gereken bir film değil piyasada çok daha iyi şaşırtan filmler varken Side Effects bence zorlama finaliyle ne tekrar tekrar izlenesi bir film değil ne de "vay canına" dedirtecek kadar da iyi bir film değil fakat vasatı aşan,sonuna kadar merakla izlettiren ve sonuyla da çoğu seyiriciyi şaşırtabilecek ve tatmin edebilecek bir film.
ilaç sektörüne ufak da olsa -olumsuzluğuna- atıfta bulunan, zaman zaman geren izlenebilitesi olan bir film. ayrıca jude law ne kadar da kelleşmiş diye düşündürüyor insanı.*
yine kadın kafasının fettanlığının çok güzel anlatıldığı bir film bu arada. bir kere de satmayın yav sevdiklerinizi. ama kadın diyor "biz küçük yaştan beri rol yapmaya alışığız" diye, çok doğru gerçekten.
konusu hakkında gram bilgi sahibi olmadan izlediğim film. zaten huyum gereği izleyeceğim filmin konusunu bilme, fragmanını izleme gereği duymam. film boyunca içim sıkıldı, kadrosu bana göre iyi değildi. tabi jude law dışında, konusu ilgi çekici ama senarist bütün olayın içine etmiş.
Ters köşeye yatıran film. Bi yandan da bi sürü mantık hatası mevcut tabi ama film izlerken insan bi şekilde mantık hatalarını görmezden gelmeyi seçiyor.
