komodo ejderini hiç düşündün mü kko ? hani çinli'lerin efsanevi hayvanı, ejderha' nın var olan en yakın akrabası... soylu bir hayvan olur kendisi anlayacağın.
peki... bu soylu hayvan nasıl beslenir bilir misin? ağzındaki zehir bir mandayı bile şoka sokacak güçtedir. önce avını ısırır, zehri verir şoka sokar. ardından gündelik işlerini halletmek üzere olay mahalinden ayrılır.
çünkü bilir ki; o zehirden ecelin bizzat kendisi bile kurtulamayacaktır. öyle ya asalet bir anlamda özgüvenin ve kibirin sonucudur.
geri döndüğünde ise çoktan ölmüş canlıyı** derisi, tırnakları, gözbebeği dahil olmak üzere, hiç bir parçasını bırakmadan yer. temiz çalışır yani...
peki bu hayvanın asilliği ve yemek yeme alışkanlığı paradoks mu kko? aslında bir paradoks yoktur, aristokrasi zaten aç gözlülükten doğar, soyluluk sadece onu sosyal ilişkilerde gizleyen bir paravandır. komodo ejderi ise delikenlı bir aristokrattır anlayacağın...
komodo ejderinin çatallı dilinin hiçbir dostane yanı olmadığını bilir misin kko . nasıl bir adalet simgesi olabileceğini bilir misin? çünkü o hayatı ve eylemlerini dili vasıtasıyla anlamlandırır. onun bakış açısında geyik ve yaban domuzu aynı şeylerdir. geyik iyi kalplidir onu yemeyeyim, kahrolsun yaban domuzu demez mesela... bunda ne yaban domuzunun ne de geyiğin bir kabahati vardır oysaki. çünkü adaleti sağlayan, meşru gücünü adaletsizlikten alır her daim...
komodo ejderi anaerkil bir varlıktır kko. erkeklere olan ihtiyaçları sembolik bir anlamdan öteye gitmez. neden mi?
dişi komodo ejderlerinin içinde erkek üreme hücresi üretebilen bir mekanizma vardır çünkü. zor durumlarda kendi kendini döllemek suretiyle üremesine devam edebilir.
peki burdaki cinsel eşitsizliği sezdin mi kko? dişisi, erkeğinin tanrısı olan bir varlıktan bahsediyorum, tahayyül edebildin mi?
dişisi, erkeğinin var olmasında bir mahzur görmediği için varlığını sürdüren cins olarak erkeklik... anaç merhametin gücünün varlıklar üstü bir payda olduğunu şimdi anladın mı peki?
midye gibisin kardeşim,
midye gibi kapalı, rahat."
diyor nazım hikmet bir şiirinde. devam edesim geliyor;
"komodo ejderi gibisin kardeşim,
ejder gibi ver zehri ölmesin, çevir kazı yanmasın.
tazmanya şeytanı gibisin kardeşim,
gol olur diyen şeytan rıdvan gibisin."
o zaman sorarlar adama; tazmanya şeytanını hiç düşündün mü sida? siyah kürkü, irkildiğinde yaydığı nahoş koku, yüksek sesle çıkardığı ürkütücü çığlık ve beslenirken yaptığı bir çok hırçın hareket gece rüyalarını süsledi mi? kamyonu devirdin mi hı?
bu asil hayvan ufak bir köpek ebatlarında ama yapılı ve kaslıdır sida, Şu anda Dünya üzerinde bulunan en büyük etobur keselidir de aynı zamanda. biliyor musun?
biliyor musun sida; Canavarın yüzünde ve kafasının tepesinde bıyıkları vardır. ama bunlar bu canavarın deden olduğu anlamına gelmiyor, tıpkı her sakallının da deden olmadığı gibi... Bu bıyıklar karanlıkta yemek ararken avlarının ve diğer canavarların yerlerini tespit etmede işe yarar. Kışkırtıldığı zamanlar keskinliği kokarcanınkine rakip olabilen bir koku salabilir. Duyma egemen duyusudur bu hayvanın sida iyi dinle beni, aynı zamanda mükemmel bir koku alma duyusuna da sahiptir. Canavar geceleri avlandığı için görme duyusu en kuvvetli siyah beyazdadır. Loş ışıkta hareket eden nesneleri hemen görebilmekte fakat durağan nesneleri seçmekte zorlanmaktadırlar.
öyle aman kaçayım topukları yağlayayım dersen arada badem olursun söylemedi deme.
ve en önemlisi sida, bu hayvan benim ve cevat abi'nin* taraftarı olduğu "Şeytanlar" diye bilinen Avustralya futbolu takımının simgesidir.
