-teslim ooooool
--asıl siz teslim oluuuun
-ne içtiysen bize de yollaaaa, sağlammııııış
--içinde 20lik banknotlar halinde 1 milyon dolar olan ve pilotu ile hazır vaziyette bir helikopteri derhal çatıya istiyorum,yaklaşmayın yakarım !
kendisine bok atanların götünden kan alacak düzeyde cesarete sahip olan devrim şehidi. bir polis mi şehit etmiş bir asker mi şehit etmiş beni bağlamaz bilader. ben karakterine bakarım, ben yaşadığı hayata, ben çektiği acılara, ben verdiği mücadeleye bakarım... uğruna savaştığı değerler için serden geçmiştir, devrim yolunda düşmüştür.
selam yoldaş selam sana, selam silah elde düşenlere
düşen yoldaş der ki yola devam
ne güzel gülüyorsun
alnında parlayan güneş yolumuzu aydınlatıyor
selam sana yoldaş selam, devam kavgaya devam...
aynı zamanda okmeydanı'nda bir park adıdır.mücadele uğruna ölenlerin aslında ölmediğini kanıtlayan somut örneklerden biri olsun diye bir parka ismi verilmiştir.devlet o parka ısrarla fatma girik parkı dese de orası bal gibi de sibel yalçın direniş parkı'dır..
suç işlemiş, adam öldürmüş, yakalanmamak için güvenlik güçlerine direnmiş ve sonunda çatışmada ölmüş bir şehir eşkıyasıdır. gafil yakaladığı ekmek parası için görev yapan polisleri vurarak zavallı emekçi halkımızı kurtaracak zihniyetin ardından ağıt yaktığı canidir.
takıntılı insanların kahraman arayışlarında ulaşılan son insan herhalde sibel yalcin. peki o öldürülen polisin çocuğu da aynı acıları çekiyor, ve akebinde o da gitse öldürse bir kaç dhkp-c li bizim kahramanımız mı olacak? ya da ben onu kahraman olarak düşünüp sözlüğe taşıyacak mıyım? iki dakkada çocuğa faşist damgası vurulacak. anarşinin her şekli iğrençtir, savunulmaz ama siz kendi fikirlerine yakın diye bunları bile kahraman görüyorsunuz ya ne diyim allah ıslah etsin sizi. düşman olduğunuz devlet kadar başınıza taş düşsün. her ayın yedisinde aldığınız öğrenim kredileri haram olsun, oturduğunuz devlet üniversitelerindeki sıralar da münasip bir yerlerinize monte edilsin umuduyla yazıma son veriyorum.
ilginçtir, "kahrolsun savaş, silahlar bombalar vesaire" diye her fırsatta bağıranların ilginç bir şekilde, eğer kendi görüşlerine uyuyorsa, makyavelistin allahı bir ruh haliyle silahları, savaşı, kurşunları, savaşçıları övdüğünü, antimilitarizmden çiçekten böcükten bahsedenlerin bile işlerine geldiğinde, kendi çıkarları doğrultusunda ne kadar iki yüzlü olabileceğini bizlere göstermiş, bu yüzden aslen içten içe takdir ettiğim bir kızdır. "burjuva, sermaye öldürmemeli kimseyi" cümlesinin devamının bu s.kik zihniyete göre "... çünkü onları öldürmek bizim hakkımızdır!" cümlesi olduğunu gözler önüne sermiştir. "kahrolsun sermayenin köpeklerinin sebep olduğu ölümler" cümlesini de "yaşasın davamız için sebep olduğumuz ölümler!" cümlesi izleyecektir hal böyleyken. e, takke düşer, kel de böyle görünür. neyse, onlar için kötü bir haberim var, zira bu insan öldürmeyi kendi tekelinde gören über insanlık yanlısı adamların herhangi bir antimilitarist, savaş, çatışma karşıtı yazısına karşı bu başlık referans olarak gösterilecektir ileriki tarihlerde.
not: ha bu kızın durumunda ben de olsaydım, ben de belki kafayı yerdim. hatta çoğu insan da aynı durumda olabilirdi. biliyorsunuz, seri katil psikolojisi de böyle işler, genel olarak travma sonrası stres bozukluklarıyla ortaya çıkar. bir de insan kendini bunu bir amaç doğrultusunda yaptığına inandırırsa, sonuç sibel yalçın'ınki gibi de olur. bu çok normaldir.
