william shakspeare'in venedik taciri oyunundaki temel karakter. kendisi yerden goge kadar haklı oldugu halde sapa oturmustur. kendisine her turlu asagilamalar yapilmis , kizini elinden almislar, gıdım gıdım biriktirdigi serveti elinden alinms hayatta onem verdigi ne varsa ne yoksa elinden alinmistir. shylock hayata kuskun ama karakterli bir bir insandir. millet zevk sefa icinde iken o karinca gibi calismıs ve hayatini idame etmeye gayret etmistir. fakat intikam alırken biraz gozu karardigindan isin dozajini biraz kacirdigindan dolayi maglub olmustur. ama bence kim nederse desin dangalak othellodan, kararsiz hamletten, essek kafalı leardan hatta kereste macbetten daha muhtesem bir karakterdir. bir derinligi bir asaleti vardir. hatta söyle diyebiliriz ki bu karakter herseyden cok diger karakterlerden daha cok insana benzer. gerci oyunun ilizyonu olsa gerek kendisini nefret edilecek hedef adam yapmistir o da artik ayri mevzu ...
vazgeçtim bu dünyadan tek ölüm paklar beni,
değmez bu yangın yeri, avuç açmaya değmez.
değil mi ki çiğnenmiş inancın en seçkini,
değil mi ki yoksullar mutluluktan habersiz,
değil mi ki ayaklar altında insan onuru,
o kızoğlan kız erdem dağlara kaldırılmış,
ezilmiş, horgörülmüş el emeği, göz nuru,
ödlekler geçmiş başa, derken mertlik bozulmuş,
değil mi ki korkudan dili bağlı sanatın,
değil mi ki çılgınlık sahip çıkmış düzene,
doğruya doğru derken eğriye çıkmış adın,
değil mi ki kötüler kadı olmuş Yemen'e
vazgeçtim bu dünyadan, dünyamdan geçtim ama,
seni yalnız komak var, o koyuyor adama.
william shakspeare'in yukarıda geçen sonesini bir vesile ile tekrardan okudugumda nedense aklıma shylock geldi. belki william shakspeare shylock karakterine can verir iken bu sonesinde geçen temel duygudan ilham almiştır. ki ne kadar gerçek ne kadar benim hayal mahsulum oldugu bilinmez. ama nedense hoş bir tesadüf olsa da sahsi kanatimce bu soneyi anlamadan shylock'u ve venedik tacirini yorumlamak biraz eksik kalacağini düsünmekteyim.