DENNiSE LEHANE' NiN mistik ırmak' TAN SONRA YiNE BiR PSiKOLOJiK GERiLiM YAZMASI BEKLENEN BiR ŞEYDi. ANCAK KiMSE BÖYLE FANTAZYA, HALÜSiNASYONLAR, KUŞATILMIŞLIK, KISTIRILMIŞLIK DUYGULARININ HEPSiNi BiRDEN VEREN BiR HiKAYE BEKLEMiYORDU. THE iDENTY , SEVEN , THE GAME GiBi KARANLIK TEMALI GERiLiM FiLMLERiNiN TADINI TAŞIYAN ROMAN, SÜRPRiZiNiN VURUCULUĞUYŞA DENNiSE LEHANE' i TAKiP EDiLECEK YAZARLAR SINIFINA ALIYOR.
23 ekim'de vizyona girecek olan, yönetmenliğini martin scorsese'in yaptığı, başrollerinde leonardo di caprio, mark ruffalo, ben kingsley ile michelle williams'ın bulunduğu film.
--spoiler--
massachussets sahili açıklarındaki zindan adası'nda suç işlemiş akıl hastalarının tedavi edildiği bir psikiyatri hastanesi vardır. teddy ve chuck adlı iki polis müdürü, rachel adlı bir katil hastanın esrarengiz şekilde kayboluşunu soruşturmak üzere görevlendirilmişlerdir. şiddetli bir kasırga nedeniyle hastayı aramaya başlayan polislerin işi zorlaşır.
--spoiler--
son gunlerdeki uzun film furyasini devam ettiren film.inglourious basterds(153 dk.),transformers revenge of the fallen(150 dk.),harry potter 6(153 dk.),public enemies(143 dk.) son zamanlarda vizyona girmis diger uzun filmler ve neredeyse hepsine buyuk umutlarla giden seyirciler aradiklarini bulamasalar da cok da kotu filmlerle karsilasmadilar ama inglourious basterds i daha cok yeni oldugu icin disarida tutabiliriz.yani en azindan yonetmen ve iyi oyunculuklarin iyi olacagini dusunmemek icin hicbir neden yok.konu ise cok da farkli olmasa da iyi islenmis ise fena olmayacaktir.
dikkatle izlenmesi gereken bir film, fragmanda gorundugu kadar germiyor insani. kult olacak sahneleri var scorsese ye yakisir bicimde. oscari verdim simdiden. en iyi film ve en iyi erkek. umarim alice furyasindan etkilenmez.
yarısında terk etmek istediğim ender filmler arasında rahatlıkla zirveye oynayabilecek bir film olmuştur ama leonardo dicaprio'nun performansına kesinlikle bişey diyemem, adam gene babalar gibi oynamış.
bu filme de sirf adinda scorsese var diye "süperdi yeaa" diyecekler cikacaksa agzini burnunu kirayim onlarin. gergin bir adamim, germeyin beni olum.
o kadar oy veren imdb fanboylarinin elleri kivrilsin da götlerine girsin ne diyeyim.
Finalde sürprizin sürprizi var.
En son hastane merdivenlerindeki bölümü dikkatli izleyin.
Genel olarak başarılı diyemeyeceğim filmi bir nebze de olsa kurtaran harika bir iki dakika.
Tekrar aklını kaçırmıyor, onlar icin fazlasıyla akıllı. Sadece bildikleriyle yasamak istemiyor ve eger tekrar aynı duruma donerse ne olacağını agızlarından kacırmıslardı. Sonucta ne oluyor. Eski haline donmus gibi yapıyor ve istediği sonsuz huzura kavusmak icin yerinden kalkıyor.
film kurgu olarak güzel diyebiliriz ama bilindik kurgu. bir çok örnegini defalarca izledik. film içinde sonuna dair ip uçları her daim veriliyor ki bu çok işlenmiş ve şahsen çok gereksiz buldum o rüya kısımlarını. yer yer sıksada insanı bazı gereksiz detaylar aman tüh kaçırdım filmi degil.
filmden ziyade kendimi adventure bir oyunda hissettim. adeta bir (bkz: fahrenheit) oynuyordum. ya da (bkz: heavy rain).
film boyunca adada kasvetli ve gergin bir hava hakim ve doktorlar kötü adam gibi gösteriliyor bizlere. lobotomiler, hastaların denek olarak kullanılması gibi bir ortam estiriliyor ancak anlıyoruz ki bunların hepsi bir role play imiş. henüz film başında çok ufak detaylarla sonuna yapılan göndermeler bile mevcut. federaller hastaneye girerken sözde ortağının silahını teslim ederken tek hamlede çıkaramaması gibi. sonradan adam doktormuş ulan diye dank ediyor bu sahne bizlere.
onun dışında leonardo di caprio yine döktürmüş diyorum.
psikolojik gerilim türünde olacağını düşündüğüm yapım bu türüevdiğim için izlemeyi düşünüyorum ama konusu gereği bu türde sadece oyunculuk değil bir anti kahraman birde kaliteli bir senaryo var bakacaz görecez izlicez.
hikayenin sonu daha baştan kabak gibi belli olmasına rağmen kendini izletiyor. hikayenin işlenişi sürükleyici ve kesinlikle sıkıcı değil. tek kusuru filmi izlerken sanki buna benzer onlarca film izlemiş gibiydim.