arnavutca "arnavut" demek. ayrıca gecenin bu saatinde online olmuş çaylak yazar. şu anda entrylerini göremiyoruz o bakımdan arnavutca mı türkçe mi yazdığını bilememkteyiz, kesin olan entry girdiği başlıklar türkçe en azından bundan eminiz, artık yazar olana kadar bekleyecez bakalım.
o sırada; çok büyük ve garip kanatları olan bir kartal görür.
kartal, avcının üstünde uçuyor ve gagasında çok büyük bir yılan vardır.
kartal dağdaki yuvasının bulunduğu sarp uçurumun üstüne iner.
ve bir süre sonra kartal yuvasından uçup gider.
ardından genç avcı sarp uçurumun üstüne tırmanır ve kartalın yuvasını bulur.
yuvada kartalın yavrusu vardır ve ölü yılanla oynuyordur.
fakat yılan ölü değildir.
aniden canlanır ve dişlerini gösterir ve ölümcül zehiri ile kartal yavrusunu ısırmaya hazırlanır.
genç çok hızlı bir şekilde ok ve yayı ile yılanı öldürür.
ardından kartalın yavrusunu yanında götürmek için alır.
aniden genç avcı kartalın kanatlarının uğultusunu duyar.
kartal ağlamaklı bağırmaya başlar:
niçin benim yavrumu alıyorsun?
genç: çünkü ben onon hayatını kurtardım ve o senin yüzünden ölecekti.
kartal ağlamaklı: bana çocuğumu geri ver, bende sana gözlerimin keskinliğini ve kanatlarımın korkunç gücünü vereyim. yenilmez olacaksın ve bundan sonra benim ismimle bilinen olacaksın.
genç avcı ona yavrusunu geri verir.
o yavru büyür ve genç avcının nereye giderse gitsin üstünde uçmaya başlar.
genç artık büyümüştür, yay ve okları ile ormanın pek çok vahşi hayvanını öldürür. kılıcı ile düşmanlarını yener.
bu yavru kartalın çok ilginç bir yanı vardır. onun iki kafası vardır.
yiğit avcının yaptıklarıyla hayrete düşen halkı onu kralları seçip ona:
shqiptar - arnavut (kartalın oğlu) dediler.
bilinir hale gelen kraliyet zamanla shqiperie - arnavutluk (kartalların ülkesi) olarak anılır.
