Evet, brad Pitt bir markadır ve aynı zamanda cansız ve elde edilemeyen ama tüketilebilinen bir üründür de... şöyle ki; Pitt ile Beckham arasında esasen hiçbir fark yoktur, ikisi de aynı işi yapmaktadırlar; show business... show business dediğin şeyde de ortada dönen şey emekten ziyade bir emek ortaklığıyla oluşturulmuş bir nevi hayalettir... Dokunulamaz, elde edilemez anca taklit edilir ve tüketilir bir şey (!)... Pitt'in karısı, Beckham'in saçı, Britney'nin kıçı, Paris'in memeleri (ya da aynılarının yerli versiyonları) derken ortada oluşan ağır mı ağır bir hiçlik ve üzerinden dönen onlarca sektör... Sanırım show businessi tanımlarken son on yıldan daha evvelki kaynaklar bile eski kalabilir...
gösteri dünyasında şöhret ve para sahibi olmak için kişiyi hedefe ulaştıracak şahıslarla birlikte olmak gerekir. bu tip şeyler çok yaygındır. küresel ölçekte böyledir, hatta eğer seçilen kişi için yukarılardan gelen emir demiri kesmiyorsa bir kuraldır. the godfather'da mafyanın dayattığı aktörü kabul etmeyen yönetmenin atının başını yatağına bırakmışlardı hani. işte çok güçlü yapılar tarafından desteklenmiyorsan ve güzel/yakışıklı biriysen ve gösteri dünyasına aktör, model, şarkıcı veya sunucu gibi mesleklerde ilerlemek istiyorsan işte bedeli bu şekillerde oluyor.
güzellik kraliçesi, model kralı/kraliçesi gibi müsabakalarda ilk üç önceden belirlenmiş olur. (bkz: torpil) sonuçlar sürpriz değildir. eğer kızı ya da erkeği arka planda güçlü biri seçtiriyorsa bu kız ve erkek yarışmacı bu yarışmaları düzenleyen organizatör ve diğer yetkili isimlerle düşüp kalkmak zorunda kalmaz. şayet durum başkaysa yani yarışmacının arkası sağlam değilse, o zaman organizatörle bir münasebet gerçekleşmeden dereceye girmek söz konusu bile değildir.
nihayetinde kimseye zorla bir şey yaptırılmıyor. çünkü çarkın işleyişi bu ve kimse değiştiremez. gönül isterdi ki her şey güzel olsun. ama nedeni olan nasıla katlanır. şan, şöhret, para isteyen ve buna razı gelen bedeli öder, yoluna devam eder. bize gelmez diyen de gider asgari ücretle çalışır.