futbolculuğu efsane, teknik direktörlüğü muamma olan adam. hagi'yi andırıyor bu anlamda. ama yaşı çok genç ve yolun çook başında. başarılı olması ümidiyle...
avrupa hedefinden dolayı metin diyadin'i gönderen kasımpaşa'nın anlaştığı teknik adamdır. birincisi shota teknik direktörülük kariyerinde avrupa'da bir başarı elde edememiştir. ikincisi ligde ise başarılı olmuş bir adamı gönderip son sıralardaki bir takımın teknik direktörü ile anlaşmak nasıl bir kafadır. merak ettim doğrusu.
ikiz kardeşi arçil'le beraber trabzonspor'a geldiğinde, trabzonlular tarafından yönetimin; "habu nedu yaağğuu ayni adamdan iki tane mi alduk?" eleştirilerine maruz kalmasına neden olan futbolcu.
inanılmaz sempatik bir adam. kayseri'de her ne kadar istediklerini yapamamış da olsa inşallah ileride çok iyi işler başarır. muhabirlere yaptığı meşhur kontralarla az güldürmedi. "basın toplantısında soru alma tribi"ne müthiş değinmiş. bu ne şirinlik arkadaş ya.
adam gürcü milletinin tüm özelliklerini yansıtıyor tam karadeniz insanı.
ha fatsa'daki, ordu'daki, rize'deki gürcü köylerindeki dayılar ha şota hiç fark yok karakterlerinde.
shota iyidir, hoştur da maçtan sonra hakemin nesini eleştirdi anlamak mümkün değil. hakem, buz gibi kırmızı kart ve faulü vermedi elmander' e yapılan. hatadır, görmemiştir eyvallah ama yan hakem niye var lan bu maçlarda?
edit: birilerinin zoruna gitti sanırım. elmander' in pozisyonunda adam topu dokundu doğru, elmander de devam edecekti zaten topun peşinden ama adam ayağını kaldırdı ve gidemedi elmander. bu fauldür!
"bakın şota türkçe konuşuyor" desinler diye türkçeyi* öğrenmediği, gerçekten öğrenmek istediği belli. ayrıca şu videosunda tavırları ve yüz ifadesiyle güldürmüştür.
''Dün Galatasaray - Kayserispor maçının ardından Şota, yayıncı kuruluşa verdiği demeçte özü ingilizce olan bir kelime kullanınca, bakın nasıl özür dileyip düzeltiyor: "Bazen böyle maçlarda kendimi, oyuncularımı ya da başkasını suçlamak benim stilim... Pardon tarz olmalı, doğru, stil dedim ben. ingilizce konuştum. Benim tarzım değil. izninizle bugün susma hakkımı kullanmak istiyorum."
Erman Toroğlu Arveladze kardeşleri o zamanın Trabzonspor yönetimine önerirken; "iki çocuk var, ikiz bunlar; tüm takıma telefon kulübesinde çalım atarlar. Bi izleyin derim." demiştir. Ondan sonra arveladze kardeşler yıllarca oynayacakları takıma, trabzonspor'a transfer olmuşlardır.
"... sen futbolcu için seyircini çağrıyorsun para istiyorsun, iyi izlemen lazım. arsenal 4 sene izledi stoperi 12 milyon verdi büyük para tamam, 1 milyon az para mı? ya da bedava gelsin yine bir sürü beklenti ve gider var. türkiye'de kulüpler youtube'dan transfer yapıyor, iyi ki açıldı tekrar açılmasa ne olurdu acaba?..."
--alıntı--
bahane peşinde koşmadığını söyleyen genç teknik adam, "futbol hayatım boyunca böylesi bir şanssızlık ve sakatlık dönemi hiç yaşamadım. herşey çok üst üste geldi. bizim antrenman sistemimizden dolayı sakatlıkların çok fazla olduğunu söyleyenler yanılıyor. zira, hadi diyelim ki türk oyuncular böylesi antrenmana dayanıklı değil. peki cangele, santana, zaleyata, moritz, troisi, amrabat ve son olarak da kujovic'e ne oldu? bizim yabancı oyuncularımız, türk oyunculardan daha fazla sakatlandı. o nedenle bu mantığa katılmıyorum" dedi.
sakatlıkların maçlarda rakip oyuncuların darbesinden kaynaklandığını, antrenman sisteminin sakatlıkları teşvik etmediğini belbirten gürcü teknik direktör, hemşehrisi aleksandr amisulashvili'nin ansızın çekip gitmesinin kendisini çok üzdüğünü ve hırpaladığını söyledi. genç teknik adam, dha'ya yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"zaten haftada bir maç oynuyoruz. düşünün, son haftalarda kaleci souleymanou yok, serdar yok, önder sakat, kujovic bel fıtığı sıkıntısı yaşadı. yani, 8 oyuncunuz bir anda yok. furkan, abdullah ve ömer konusundaki neden oynatılmadıkları eleştirilere gelince bunları da haksız buluyorum. zira abdullah benim dönemimdeki kadar sahada forma giymedi. furkan sakatlık geçirdi. ömer 3 hafta süren hastalık yaşadı. formayı kim iyi oynarsa ona veririm. oyuncularım arasında kesinlikle ayırım yapmam. o nedenle eleştrileri çok samimi bulmuyorum. defansın bel kemiği aleksandr amisulashvili'nin gidişi konusunda ne yönetimin ne de genel menajerimizin bir boşvermişliği veya parayı artırıp kalmasını sağlama konusunda en ufak bir hataları olmadı. hemşehrim gürcü oyuncu antalya kampında kendisinin gideceği yolundaki söylentilere karşılık, benimle ve yöneticilerle konuşarak bunun doğru olmadığını söyledi. hatta, bu konuda mukavelesini yenilemeyi önerince kabul ettiğini söyledi. ben de ona çok güvendim. sonra bir baktık i̇stanbul deplasmanı dönüşü. rusya liginde kendisine takım bulmuş. para konusunda beklentisinin daha yüksek olduğunu ve böyle davranacağını bilseydim, antalya kampında mukavelesini uzatıp sözleşmesindeki 'gidebilir' maddesini kaldırtabilirdik. o konuda zaman zaman kendime çok kızıyorum. hemşehrimin yaptığı bu hareket beni çok ama çok üzdü. kötü bir dönemden geçiyoruz. eleştriler elbette haklı. ama bunun altında başka nedenler yok. 2 çocuğumun üzerine yemin ederim ki, bizde sorun edilecek konu yok. üst üste gelen yenilgiler tamamen sakatlıklardan ve şanssızlıklardan kaynaklanıyor.
--alıntı--
türkiye'deki en iyi yabancı hocadır. pardon özür dilerim bizden biridir. seviyoruz seni şota, sen böyle samimi ol, sen yenilmene rağmen kendi oyununu oynat; biz düşmeye de razıyız. çünkü eminiz ki; düşsek bile geri geleceğiz, çünkü sen futbol oynatmaya çalışıyorsun.