dot tiyatrosu tarafından yeni sezonda yine Bilsar'da sergilenecek olan heyecanla beklediğimiz, izlemek için sabırsızlandığımız bir oyun. (bkz: in-yer-face) murat daltaban öncülüğündeki dot tiyatrosuoyuncuları bu sefer de bu yeni oyunla alışveriş çılgınlığına dikkat çekeceklermiş. ayrıca bu oyunun içeriği nedeniyle bir çok ülkede sansürlendiği de edindiğim duyumlar arasındadır. *
sahne sanatları içinde izlediğim en kışkırtıcı eser. tam dot'luk bir parça. 2 saat ara vermeden sergilenen oyundan çıktığımda bir süre şaşkınlıktan düşmüş olan çenemi kapatmakta zorlandım (ki rahatlıkla liberal bir sanatsever olduğumu söyleyebilirim). tabi sahne mısır apartmanının bir katındaki küçücük bir daire, seyircilerin sayısı yaklaşık 30-40 civarında ve oyunla birebir iç içe olunca, ajitasyon üzerine kurulu görselliği ile oyun izleyiciyi yeterince allak bullak ediyor.
sadizm, mazoşizm, homoseksüelite, uyuşturucu, düzen, kokuşmuşluk, iyi günde dostluk, kötü günde dostluk, masumiyet, masumiyetin kaybı, para-medeniyet, medeniyet-para... bunlar oyundan zihin süzgecime takılan kavramlar. tüm bu kavramları anlatım şekli ise bir hayli "hardcore", yer yer inanılmaz komik ve tabi ki trajik.
gelelim oyuncuların performansına; 5 kişilik kadronun hepsinin çok başarılı olduğunu düşünüyorum. fakat tuğrul tülek ve cem özeren tek kelime ile muhteşem. cem özeren'in oyundaki karakteri 16 yaşında bir erkek fahişe. kendisi görüntü itibari ile de öylesine 16 yaşında bir lolita kıvamında duruyordu ki bu sabah google'layıp kaç doğumlu olduğuna baktım . neyse ki 1984 doğumluymuş da sosyal hizmetleri aramaktan vazgeçtim. oyunun sonlarınaa doğru cem özeren'in canlandırdığı karakterin düğümünün çözüldüğü bir sahne var, işte o sahnede karnıma bir ağrı saplandı, bir süre resmen fiziksel acı hissettim.
sonuç olarak, broşüründen okuduğum kadarı ile yazar mark ravenhill oyunu 1996 senesinde ingiltere'de ilk sergilediğinde "shopping and fucking, çağdaş tiyatro için bir dönüm ve zirve noktası" olmuş. dolayısı ile kaçırılmamsı gereken bir eser.
yine de sahnede indirilmiş donlar, açıkta erkek kıçları ve çıkarılmış sütyeler görmeye alışık olmayan türk seyircisi, hele hele de ileri derecede homofobik türk erkeği için ağır gelebilir oyun. dikkat derim.
oldukça, sert ve sıra dışı bir oyun. ingiltere'de ortaya çıkan In-yer-face akımına dahil olan Mark Ravenhill'in yazdığı oyunu Ece Dizdar Türkçe'ye çevirmiş. Oyunda rol de alıyor zaten. Dot'un küçücük sahnesinde hiç sıkılmadan izleyeceğiniz, zaman zaman şok geçireceğiniz, güleceğiniz ama kesinlikle ve kesinlikle etkileneceğiniz bir oyun. Oyunculuklar hele hele böyle cesur sahneler için oldukça başarılı. Ara vermeden iki saat süren oyunda tempo da oldukça yüksek. In-yer-face akımının seyircinin yüzüne çarpma amacını kesinlikle başarıyla yerine getiriyor. izlenmeli.
