çıtayı öyle bir yükseltir ki bu şarkı, popüler kültürün ürünü olan hiç birşey ilginizi çekmez bir süre sonra. tek başınıza kalırsınız aval aval bakarsınız etrafınızdakilere.
insanlar nelerden hoşlanıyor? nasıl hoşlanıyorlar ? nasıl mutlular ?
efsane şarkı. abi bu nasıl bir şey ya. sen nasıl bir şeysin ya. bu şarkıyı bir insan yazmış olamaz, uhrevi bi yanı var elbet. notaları vahiy olunmuş diyen arkadaşlar var, sonuna kadar haklılar. böyle bir şarkı sıradan olamaz. uzun zamandır dinlemiyordum iyi geldi.
tam da dinlerken taymlayn midir sol freym midir iste neyse mobilcilerin gordugu seyde gorup nedense cok sasirip ohaa cektigim sarkidir. efendim bir de gitar sololari yok mu ohohov.
intro solosu tarihte çalınmış en güzel sololardan biri olan şarkı. belki de en güzeli. en güzeli. mükemmel. inanılmaz. yine dinliycem amk parasıyla değil mi.
meltdown ve remember that night versiyonlarında david gilmour volume ve delay pedalları ile çılgınca şeyler yaparak solo çalmıştır bu şarkıyı. akoru basıyor ardından pedala basıyor ve ses 20 saniye kadar uzuyor, üstüne solosunu atıyor. ayrı bir tadı vardır bu versiyonları dinlemenin.
'S'hine on 'y'ou crazy 'd'iamond'dan da anlaşılacağı üzere pink floyd'un ilk gitaristi olan syd barrett'a ithafen yazılmıştır. insanı alıp bambaşka yerlere götüren bir şarkıdır, ne zaman moralim bozuk olsa ilaç niyetine dinlerim bu şarkıyı.
bazen film izlemek yerine tercih ettiğim şey.
tam hakkında bi şeyler yazacakken aklıma gelen melodisiyle donup kalıyorum.
sözlerin derinliği, nakaratı zaten mükemmelin ötesinde. ama david gilmour ilk 8 dakika zaten öyle anlatıyor ki meseleyi, sözleri ben yazsaydım bunlara yakın bi şeyler olurdu.
ilk 8 dakikası dünyanın en güzel melodilerinden değil, en güzel şeylerinden biri.
Sonsuz bir fırtınanın içindeydim. Rüzgar tenimi aşındırıyor, yağmur gözlerimi yakıyordu. Ellerim titriyor ve ayaklarım yeri deliyordu. Bedenim damarsız mermerden bir heykel gibi tepkisiz ve sabitti. Fakat ruhum, enerjim...
gözlerim açıldı aniden ve ruhum titredi. Yağmur dinmişti, gözlerim çok mutluydu. Ellerim birden kaşmir kumaşlarla buluştu zamanın küçüklüğünde. Tenimi hissedebiliyorum, hayat gibi mucizeviydi. Bedenim çatlattığı mermerin içinden çıkmıştı; o, karanlıktan kurtulmuş ışık tayfıydı.
şu an için işyerinden en azında mental olarak uzaklaşmak adına sesi sonuna kadar acıp kulaklıkla dinlerken başlığına entry girdiğim parcadır.
insanı bir o kadar etkileyen, içindeki iç ruhunu karşısına alıp oğüt verircesine tokatlayan hislerin bir bütününü barındıran parça.