okulda bir radyo programi icin röportaj yapmam lazimdi sorularin arasina bunun melodisini koymustum, hey gidi günler. sonunda da where is my mind ile bitirmistim röportaji. sonradan fark ettim ki yaptigim isi asil güzel yapan müziklerdi.
kisacasi böyle bir sey yapacaksaniz müzigi iyi secin, cok daha iyi sonuclar elde edeceksiniz.
en iyisini ben yapmistim ozamanlar, ah, ah, ondan sonra daha da birsey basaramadim sanirim. olsun, önemli olan yasamakti.
sözleri gerçekten güzel bir şarkıdır. tanrı, poker, aşk, hayal ve gerçek kavramlarının "stingçe" bir takım felsefi sözlerle harmanlanması sonucu böyle bir şarkı ortaya çıkmıştır. sting'in bu şarkıyla ilgili şöyle bir sözü vardır, türkçeye kendiniz çevirirsiniz artık:
"I wanted to write about a card player, a gambler who gambles not to win but to try and figure out something; to figure out some kind of mystical logic in luck, or chance; some kind of scientific, almost religious law. So this guy's a philosopher, he's not playing for respect and he's not playing for money, he's just trying to figure out the law - there has to be some logic to it. He's a poker player so it's not easy for him to express his emotions, in fact he doesn't express anything, he has a mask, and it's just one mask and it never changes."
bu şarkıya duygusal diyen insanların galiba ingilizceleri ilkokul düzeyinde. hani her şeyi geçtim kartlarla oynayan birinin neresi romantik?
hadi şarkıdaki imaları anlayamıyorsun bari yorum yapma da yanlış anlamasın insanlar. az üzüntülü slow her şarkı sizin için aşk şarkısı zaten. daha büyük bi derdiniz olabilir miydi ki?
nette bir çok farklı teori var, herkes farklı anlamlar çıkarmış. tabii ingilizce kaynaklardan okuyun, bizim türkler la bu aşk şarkısı adam aşık işte amk diye çevirir iki dakikada.
berlin'deki konserinde sting az batırdı ama stüdyo kaydı olsun akustik versiyonu olsun gayet güzel bir şarkı. insanı sakinleştirir. its so chill dedirtir.
edit: ayrıca
He doesn't play for the money he wins
He don't play for respect
bu satırlarda stingcim ingilizce grammari baya baya seviyor. he dont nedir canım açıklar mısın?
sting'in dokunaklı parçası. uzun zaman önce pianist'i izlerken yağmur yağıyordu ve en son orada zaman durmuştu sanki müzikle. yine leon'u izlerken zaman birkaç dakikalığına durdu, kollarımı açtım etrafımda döndüm ve şarkının içinde kayboldum.