seğmenler parkı

    58.
  1. Baya eğlenceler oluyor güzel ama ben artık o yokuşu çıkmak için fazla yaşlıyım ki bence bir esprisi de yok. Koca yokuş çıkıyorsun çimende oturmak için, harcadığın enerjiye yazık be. Dağları doğayı severim de o yokuşu sivmiyirim.
    10 ...
  2. 54.
  3. Bir çok kutlama var. Kışın kar topu. Yazın su savaşları...
    9 ...
  4. 42.
  5. ankara'nın açık hava kampüsüdür.

    nerdesiniz ulan sözlük üyeleri.
    8 ...
  6. 9.
  7. ankara'da nefes alınıp, içi huzur dolduracak nadide yerlerden biridir. özellikle bahar aylarındaki güzelliği dillere destan. ilkbaharda da sonbaharda da seyrine doyum olmaz manzaralar bulunur içinde. hele fotoğraf çekmeyi seviyorsanız özellikle uğranmalıdır. ayrıca kısa bir süre uğramak için gidilse de upuzun çimenlik alanı görüp oturmamak imkansızlaşır. yanınızda giderken bir rahatça yayılabilmek adına bir polar, ayrıca yemelik içmelik bir şeyler götürülmesi şiddetle tavsiye.
    7 ...
  8. 32.
  9. hazır beleş metro varken gitmeyi düşündüğüm park. gözlüklerim bile hazır.

    metro yoksa banliyö treniyle giderim, napiyim.
    5 ...
  10. 5.
  11. ankara'da görülebilecek en güzel rüyalardan birisidir. yerine imza attırıp okuldan kaçılan günlerde * yapılabilecek en güzel ritüellerdendir.
    şöyle ki; evvela tunalı'nın başındaki d&r da kitap dergi vs incelenir -ki bu 2-3 saat sürer- akabinde mümkünse sevdiceğiniz ile elele parka doğru yürünür, parkın ortasındaki yolda yürürken yukarı bakarsanız -bazı yerlerde- sadece ağaç ve gökyüzü görürsünüz, kenardan sızan bir dere vardır. böylece bazen oturarak atakule'ye kadar yürünür ve geldiğiniz gibi geri dönülür.
    bitti mi?
    hayır.
    sıra yemekte/atıştırmakta.
    eğer eğer japon, çin ya da tay mutfağı isterseniz doğru arjanti caddesinden yukarı çıkıp soldaki sokaktan sushico ya da en güzeli beymen'in girişindeki papermoon cafe'de çay, kurabiye eşliğinde sohbet ya da şampanya kalamar arkasından tatlı ile güzel zaman geçirebilirsiniz.
    4 ...
  12. 22.
  13. geçenlerde sakal ile ilgili şöyle yazmıştım.

    "poz tipler, sürekli bir aranma hali, libidonun önderliğinde süregiden tıraş ayaküstü geyikler nedeniyle hiç sevemediğim bir mekan. seveni çok, sevsinler. ben de itfaiye meydanı'nda avurtları geçim kavgasıyla çökmüş, suretleri bordo viceroy içe içe kayısı kurusu gibi kararmış dayılarla çay ocağında muhabbet ederek 75 kuruşa çay içmeyi seviyorum."

    ***

    aynısı seğmenler parkı için de geçerli. insanların fikirleriyle, muhabbetleriyle değil de yere serilen kırmızı pötikare örtüyle, yönetmen koltuğunda "tombul şişe efes" içerek imaj kastıkları bir yer halinde. ki çok olmamıştır o kırmızı kareli örtülere "varoş gibi yerde sofra bezi üstünde yemek yiyorlar" diye burun kıvırmak veya efes tombul şişeyi de keza varoşlukla itham etmek. müslüm gürses'i geçiniz, ümit besen'e bile üstten bakanlar "hangimiz sevmedik" yavşaklığının bayrak taşıyanları olmuş durumda. ulus'a gitmeyi sanki egzotik diyarlara yapılan seyahatlermiş gibi gören, bakkaldaki ekmeğin fiyatından haberi olmayan, giydiği sikindirik bir tişört nedeniyle kendini elit sanan böylesine olmamış bir güruhun herhangi bir duyguyu -acıysa acı, sevinçse sevinç, umutsa umut- hakikaten yaşamasını ben mümkün görmüyorum. oturup kafa dinlemeye gelen insanlara hiçbir lafım olamaz; ancak kahir ekseriyet böyle bir profil çizdiği için seğmenler parkı'nın müdavimlerini sevmiyorum.

    kurtuluş iyidir. gün yapan 8 bilezikli menopoz teyzeler, viceroy içmekten avurtları çökmüş dayılar gezer; ama harbidirler, hakikidirler.

    botanik ise şükür işgale uğramadı.
    4 ...
  14. 28.
  15. çimlerde hunharca yuvarlanın zira biz öyle yapıyoruz.
    4 ...
  16. 34.
  17. Hazır skorsky'ler kaçırılmışken gitmeyi düşündüğüm park.
    3 ...
  18. 33.
  19. taze kız eti, köpek ve seyyar biracı dolu.
    3 ...
© 2025 uludağ sözlük