sebebi yanlış yorumlanan olaydır. öncelikle, bahçelinin ''biz ne yavuz dan ne de şah ismail den vazgeçeriz'' sözü için bir şey diyemem. bunca zamandır türk milliyetçiliğini, islamcıların da oy vereceği bir biçimde dizayn etmek adına dar bir sünni müslüman-türk milliyetçiliği haline getiren adamlar düşünsünler onu. o "eski ülkücüler" kaset skandalının patlak verdiği sene, bilimum yandaş gazete ve tvlerde bangır bangır bağırıyorlardı "başbuğ yaşasa akpnin politikalarından çok memnun kalırdı" diye. halbuki bu adamların oylarını alabilmek uğruna, alevilerle böylesine yıpratıcı ve böylesine adi bir kavga içerisine girmeselerdi, sadece oy olarak değil, politika olarak da çok büyük katkılarda bulunurdu aleviler türk milliyetçilerine. ve daha da önemlisi, belki maraş, çorum ve hatta madımak olayları da yaşanmazdı. dolayısıyla ben bahçelinin bu sözlerini olumlu buldum. ama bir yandan da düşünüyorum, alevi olsam sırf bu sözlerden dolayı mhpye oy verir miyim diye? hayatta vermezdim.
akp kanadına bakarsak, işte asıl olay orada dönüyor. ben başbakanın alevilerden bu saatten sonra oy koparamayacağını bildiğini düşünüyorum. her şey bir tarafa, gezi parkı eylemlerinde bile ölen vatandaşlarımızın bazıları aleviydi. kaç alevinin yaralandığını Allah bilir. onu da geçtim, akp şu ana kadarki politikalarıyla alevileri çoktaaan kaybetmiş durumda. bunun artık geri dönüşü yok. peki neden her allahın günü bu adam tvlere çıkıp alevi kardeşim diye serenat yapıyor?
öncelikle durum, üç beş oy kapmaktan çok daha ciddi ve karışık. ortadoğu yeni bir sünni-şii kavgasına sürükleniyor. türkiyenin bundan etkilenmesini engellemek ya da hasarı minimuma indirmek istiyorsak eğer, elimizi çabuk tutup bir şeyler yapmalıyız. bu mesele akp, mhp, chp meselelerinin çok çok ötesinde bir mesele. başbakan, şimdiye kadar ortamı ne kadar gerdiğinin farkına varmış olmalı. şimdi ise bir nevi alevilerden özür diliyor. gezi eylemleri sırasında akit, habervaktim ve bunun gibi çöplüklerde nasıl yorumlar yazıldığına bir bakın derim. alevilere atılan iftiraların haddi hesabı yoktu. nefret ve kin dolu söylemler vardı bol bol. zannediyorum ki toplumdaki bu kamplaşma başbakanın da kulağına gitmiş olmalı. ve bir şeyler yapıp, kendi seçmeninin içerisindeki haddini bilmezleri dizginlemeye çalışıyor. çok da iyi yapıyor çünkü türkiye böyle kritik bir süreçte ikinci bir alevi-sünni kavgasından çok ağır yaralar alır. bir vatandaş olarak söylüyorum ki, böyle bir kavga yaşanmasından sa ülke çapında büyük bir ekonomik krizi kesinlikle yeğlerim. çünkü o krizden çabuk kurtuluruz ama ötekisi çok da sancılı olur.
şimdi yapılması gereken, birbirinin samimiyetini sınamaktan ziyade herkesin bir işin ucundan tutması ve elinden gelen yardımı yapması. ortadoğu bu kadar karışmışken elimizde çok önemli bir fırsat var şu anda. eğer alevi-sünni kavgasına bir çözüm üretebilirsek böyle bir dönemde, çok değil 10 yıl sonra bunun çok faydasını görürüz. yok eğer, birbirimize kurşun atmaya devam edersek, bu gemiyle beraber biz de batarız.
