"Parlamenter rejimden sapma anlamına gelen, Devlet ve Ulus yaşamında çok önemli sonuçlar yaratacak bu Anayasa değişikliğinin, temsilde adaletin sağlanamadığı bir Meclis tarafından ve bu kadar kısa bir süre içinde, tartışılmadan, olgunlaştırılmadan yapılmasının uzun erimli ve giderilmesi olanaksız sakıncalar yaratacağı açıktır.
Üstelik bu değişiklik, Cumhurbaşkanı'nı seçemediği için, Anayasa'nın 102. maddesi uyarınca "derhal yenilenmesi" gereken bir Meclis tarafından gerçekleştirilmektedir. Anayasa değişikliğinin gerektiğinde halkoyuna götürülmesi de gözönünde bulundurulduğunda, hem halkoylamasının, hem bu oylama sonucuna göre Cumhurbaşkanı'nın halk tarafından seçiminin, hem de genel seçimin neredeyse birlikte ya da üst üste yapılacağı bir gerçektir. Böylesine önemli bir konunun, bu kadar sıkışık bir süreçte gündeme getirilmesinin haklı ve kabul edilebilir bir gerekçesi olamaz."
halk tarafından seçilmiş ve dolayısıyla siyasi sorumluluğa haiz bir hükümetin cumhurbaşkanlığı seçimi hususunda meclise sunduğu bir değişiklik noktasında yukarda belirtilen maddelere dayanarak muhalefet etme hakkı gene siyasi partilere aittir.
cumhurbaşkanının hükümetin devletin çeşitli uygulamalarıyla alakalı tasaruflarını engelleme hakkı yalnız ve yalnız bunların hukuka uygun olmamasıyla doğar. cumhurbaşkanı hükümete bir siyasi parti gibi muhalefet edemez.
her ne kadar (kendince) haklı olursa olsun, üstte yazılı gerekçeleri ortaya sürebilmesi için sezer'in 14 gün boyunca oturup düşünmesi akıl alacak iş değil. bunları öne sürerek iade etmesi için yalnızca bir gün belki ondan da az bir sürede bu işi halledebilirdi.. gene kendince.
ama öyle yapmadı cumhurbaşkanı. aslında asla sahip olmadığı siyasal sorumluluğu veya sorumsuzluğu kullanarak haftalarca ve pek tabiki kasıtlı olarak paketi bekletti. bu bekletiş sezer'in ne denli samimiyetten uzak bir adam olduğuna delalettir.
akp nin popülizmine geçit vermemektir. sen madem halka gitmeyi düşünüyodun, neden 5 sene anayasayı değiştirmek için bekledin? apo'yu seçtiremeyince mi halka gitmek aklına geldi? iki elinizle bir s..ki düzeltemeyincemi halka başvurmayı düşündün? eğer 367 bulunsaydı halka gidecek miydin? vs. vs...
bilgisiz, cahil, koyun sürüsü halkın seçtiği vekillerin seçtiği cumhurbaşkanının açıklamasıdır. anayasal hakkıdır. veto da edecek, 15 gün de bekleyecek, somurtacak da, hepsi hakkı, bu hakkı herkes kullanacak, zamanı geldiğinde, kimse dertlenmesin. o zaman bu entry de masaya slop diye koyulacak.
madem halk doğrudan cumhurbaşkanı seçecekti ne diye okadar zahmet edip millet vekili seçiyoruz ki, tbmm ye gönderiyoruz ki? bizi temsil etmek için oraya gönderdiğim milletvekili işe yaramıosa kim takar o milletvekilini? * torpilde yapamaz o millet vekili... bakın bir cumhurbaşkanı bile seçemiyor diye kız vermezler o vekile... * diye düşünerek allahın gereksiz yasasını çatır çatır geri gönderen canııım uzatmalı cumhurbaşkanımın davranışı.
böyle bir nedeni gösteren birini destekleyebiliyorsunuz, helal olsun... allah aşkına biraz sağduyulu düşünün, meclise seçtirmedikleri gibi halka da seçtirmiyorlar. ne demek bu; halktan korkmak demek.
nasıl bir ülkede yaşıyoruz yarabbim. reisimiz bizi küçümsüyor, aşağılıyor, benim halkım aptal dır, kendi yöneticisini seçemez diyor, bazıları da alkışlıyor. aklım mantığım almıyor.
çok sevdiğim bir söz vardır; her toplum hak ettiği gibi yönetilir. gözleri boyanıp uyutulanlar, hayali tehditlerle korkutulanlar gözlerinin önüne konan perdeyi kaldırmayı başaramadıkça malesef bu rezilliğe devam edeceğiz.
bilenler bilir, akepeyi ve ampül abileri eleştirmenin ötesi şeyler de yapmışımdır, giydirmişoğlu giydirmişimdir. ama gel gör ki "akepe yapmışsa kesin kötüdür, sorgulanamaz " yaklaşımı en az aekepe'nin kendisi kadar yanlıştır, ve ampül'ün şekli kadar komiktir.
akpyi falan bir kenara bırakalım, değinmek istediğim konu o değil zira.
yanlış olan "halkın seçmesi egemenlik yönünden yanlıştır" gibisinden diktatörce bir önerme.
halk seçmesin, halkın belirli (sosyal-sınıfsal-etnik vs.) kesimleri temsil edilmesin vs gibi yaklaşımlar ne kadar sürecektir, merak konusudur. neyse, fazla konuşmayım.
not: "la la la goşun la goşun soul forged sin anarşik mi olmuş, kürtçü mü olmuş, etnik metnik diyo ne iş?!!!"
evet, bezdim bir takım iki yüzlülüklerden.
edit: akepe tayfası belki kendi adaylarını gösterecek. (ha belki de değil) onu konuşmuyorum. halkın gerçek anlamda seçmesine karşı olmaya karşıyım diyorum, anladık mı?
halk bugün milletvekili bile seçemezken cumhurbaşkanını seçmesi tabii yanlıştır. bu veto da doğru bir karardır.
milletvekilini halk seçiyor deyip de sakın komik olmayın, tüm partilerde parti başkanları oturur ve karar verir hangi ilde kim adayımız olsun diye. halkta onların seçtiği bu seçilmişlere oy verir.
aynı olay cumhurbaşkanlığında da geçerli olacağı için halkın seçmesi martavalına inanmamızı beklemeyin lütfen.
çok da iyi etmiş, doğru da söylemiş, egemenlik kayıtsız şartsız milletindir diyen atatürk halt etmiş yani ne var?!
alttan üstten söyledikleri kısacası şu:
görüyoruz ki aynı halk akp'yi de seçiyor.
öyleyse bu halktan adam olmaz.
biz seçkin azınlık zümresi bu işe el koymalı, artık oligarşi mi dersiniz, aristokrasi mi adına bilemem, çok bilmişler hükümeti kurulmalı ülkeyi o yönetmelidir bu tavrın adı.
o da olmadı, elaleme rezil olmayalım, -koyun surusunden farkı olmayan, bilgisizliğin, kararsızlığın anası olan bir güruh- dışında fransa'dan italya'dan halk ithal edelim onlar seçsin.
yok yine rezil oluruz derseniz, ömrünü chp'ye vakfetmiş bilinçli, görgülü, aydın, kararsız değil -bu nasıl bir gerekçeyse artık- aksine yıllardır chp'de karar kılmış bu ülkeye laik, kaymak tabakası seçsin cumhurbaşkanını.
o zaman sorun yok nasıl olsa yine sezer gibi biri gelecek, gönüller huzura kavuşacak.
artık geri kalan millet denen güruhu da iran'a mı süreriz, suudi arabistan'a mı iltica ederler -gerçi okumak için avusturya'yı tercih ediyorlar bu sonradan görmeler ama- bir çaresine bakalım.
böylecek halkı halkla karşı karşıya getirmemiş oluruz.
demokrasiye zarar verecek bu türden "halka soralım efendim" çıkışlarını bertaraf ederiz.
hakikaten şu rezaletin adını koyalım da sonra destekleyelim neyi destekleyeceksek..
gerçi bize soran yok, adımıza karar vermekle yetkilendirilmiş kişilerin ebediyyen o makamda kalması kafi.
doğru cümlelerle ve doğru gerekçelerle yapıaln eylemdir.
demokrasi çığırtkanlarına sorarım... türkiye cumhuriyeti'nde eğer ki; antidemokratik bir uygulama varsa -ki çokça var- bunların en başında gelen yasa ve uygulama, seçim kanunu'dur... öyle ki; 2002 seçimlerinde seçmenin verdiği oyun %48'i mecliste temsil edilmemiş, %34 oy alan bir parti, %65, %18 oy alan bir parti de %30 oranında mecliste çoğunluk sağlamışlardır... eğer demokrasi savunuculuğuna soyunacaksanız, önce bu yasadan başlamanızı tavsiye ederim... işinize gelince, "anayasa antidemokratik", işinize gelince, "anayasaya uygunluk" hakikaten komik bir yaklaşım... cumhurbaşkanı'nın halkın seçmesine körü körüne karşı olan biri değilim, ancak; bunun bu kadar sıkışık bir zamanda, enine boyunda toplumda tartışılmadan, toplumdaki yansıması hesaplanamadan, toplumun bakış açısı dikkate alınmadan, "ben yaptım oldu" mantığı ile hareket edilirse, doğacak kaotik ortamdan dolayı, halk da, tarih de bunu yapanları affetmez... çok değil, 40 gün önceye kadar, "akp seçsin cumhurbaşkanını" diyen partizanca siyasi yazılar yazmaya çalışanlar, bugün "halk seçsin" diyorlar... çok halkçıysanız, erkan mumcu'ya neden bu fikrinden ötürü destek vermediniz? neden bu adamı sallamaz pozisyonda eleştirdiniz? ayrıca demokrasi, demokrasi diye konuşuluyor... demokrasi tek çeşit değildir...
çoğulcu demokrasi
halk demokrasisi
klasik demokrasi
liberal demokrasi
parlamenter demokrasi
plüralist demokrasi
endüstriyel demokrasi
kalkınmacı demokrasi
koruyucu demokrasi
marksist demokrasi
plebisitçi demokrasi
sosyal demokrasi
yeni demokrasiler
şeklinde kategorilendirilir... türkiye'de şu anda bulunan demokrasi de, halk demokrasisi değil, parlamenter demokrasi'dir. ve sistem ani bir değişimde çok büyük tıkanıklıklara ve sorunlara gebedir...
neymis... herseyi halka soralim demek demagojiymis.
--spoiler--
efendim demokrasiyi "egemenliği millet adına kullananların yine millet tarafından seçilmesi" demek olduğunu bilemeyecek kadar isteyerek ya da bilmeyerek "asgari ücret belirlenmesi, hakim savcı seçimi, otoyol hız sınırı vs. vs." ile karıştıranlara yani yine başkalarının tabiri ile "koyun surusunden farkı olmayan, bilgisizliğin, kararsızlığın anası olan bir güruha" rağmen karşısında olduğum gerekçelerdir.
bırakın da sizden sonra gelecek olan cumhurbaşkanını cumhur seçsin.
buna abidik gubidik bahanelerle hukukçu kimliğinizi de yerler altına seren bahaneler bulmayın.
halkı halkı yönetmesi yönünde atılan adımları kesen bir davranıştır. bu ülkedeki sistem halkı piyon olarak görüyordu, kim iktidar olursa olsun ülkeyi yöneten belli kesimler vardı ve bu kesimlerin bildiği bir şey vardır, o da başbakanlığı, cumhurbaşkanlığını ve meclis başkanlığını elinde bulunduran bir güce karşı hiçbir şey yapamayacaklarıydı. yani bu ülkeyi sömüremeyeceklerdi.
sokakta simit satan bey amca bile bu ülkeyi yönlendiren sistemin farkında, bürokrasini bu halkın önüne nasıl bir engel teşkil ettiğini de çok iyi görüyor. gücü halka vermek işte bu yüzden önemliydi, perde arkasındaki güçleri etkisiz hale getirmenin yegane çözüm yolu.
ayrıca bu meclis halkın bilmem kaçını temsil etmiyor deniyor ya şaşıyorum. daha önceki seçimlerde neredeydi aklınız. sistemi eleştirmek şimdi mi aklınıza geldi. bir parti yüzde on oy aldı da akp mi yasakladı meclise girmesini. başkasına olunca iyi, size olunca kötü.
seçim barajı yüzde on olsun; yok olmaz, ya 8 de 9 da takılırsak, 7 olsun en iyisi.
seçim barajı yüzde 7 olsun; yok olmaz; ya dtp meclise girerse, türk halkı buna hazır değil.
önce ne istediğinize bir karar verin, onu istemem, bunu istemem diyerek ne elde edeceksiniz.
demokrasiyi, çoğunluğun diktatör gibi aklına her geleni yapması ve pkk yüzünden şehitler verilirken halay çekerek köprülü kavşak açmak sananların, demokrasiyi ne denli makattan algıladığının kanıtıdır.
aynı güruhtur ki, anayasaya aykırı bir toplaşmayla cumhurbaşkanını seçmeye çalışmış, anayasa mahkemesi "anayasaya aykırı" diye hükmedince demokrasiye dem vurmuştur. oysa ki unutulmamalıdır, demokrasi çoğul sesliliktir ve belli bir güruhun şu kadar oyumuz var, anayasaya, yani hukuka aykırı toplaşıp cumhur da seçeriz, anayasa da değiştiririz, hatta milletvekili olması imkansız bir vatandaş için yasa çıkartır sivas'tan yine seçeriz mantığı değildir.
anayasal sözleri, daha düne kadar aynı anayasaya inanmayanların sarfetmesi sadece gülünçtür. işin erbabı ne de güzel gerekçelendirmiş %34 sevdalılarına, türkiye'nin geri kalan %66'sının cevabını yapıştırmıştır.
mitingleri küçümseyenler, sanırım yüzde hesabının, çıkarma işlemi neticesinde karşıtını da bulamayacak kadar matematik özürlü.
sorun 2: cumhurbaşkanımızın, kendine göre kurnazlık yaparak yasa tasarısını hakkı olan son güne kadar elinde tutması kafalarda soru işareti ve ünlem oluşturan bir davranıştır. madem ret kararın bu kadar net, niçin bunu açıklamayı bu kadar geciktiriyorsun?
sorun 3: **a canlar, daha bir ay öncesine kadar cumhurbaşkanını halk seçsin diye çığırmaktan ses telleriniz bi tarafıma benzemişti. peki şimdi neden ''yok birader ne halkı, meclis seçecek'' gibi dönekliklere başvuruyorsunuz?
ha sunu söyleyeyim ben tayyipçi falan değilim, bilenler bilir zerre de hazzetmem zaten. ama bu konuda haklıdır. ve cumhurbaşkanılığı seçiminde halktan biri olarak bana güvenilmemesi, bana koyar arkadaşım...
madem siz, hem iktidar hem de muhalefet olarak cumhurbaşkanını seçecek kadar olgun değilsenir, o kadar kafanız basmıyorsa bırakın biz seçeriz...
anayasa mahkemesi başkanlıgı yapmış cumhurbaşkanın, anayasaya aykırı buldugu degişiklikleri, anayasanın kendisine verdigi hakkı kullanarak veto etmesidir.