izmirli sanatçı.şarkı söylemeye çok küçük yaşlarda başlamış ve çabuk yıldızı parlamıştır.kısa boylu çirkin bi bayandır ama sesi güzeldir,güçlüdür.minik serçedir o.her aşkta,yaşanılan her ilişkide muhakkak şarkısıyla vardır...
aşk 3 kişiliktir sevgilim. sen,ben ve sezen aksu...
ayrıca bir zamanlar vokalistliğini yapmış olan günce de kendisi için "aşkın teslim olduğu tek kadın" tanımlamasını yapmıştır. doğru da yapmıştır...
yeniden kilo vermiş haliyle yine kalplerimizi yakan konserler vermeye devam edecek olan sanat kraliçemiz, sevgi ve aşk şarkılarının beyaz kanatlı meleği. kendine sanatçı diyenlerin biraz bakıp ta örnek almaları gereken yüce şahsiyet.
her konserinin başlangıcında söylediği ve izmir e olan özlemini dile getirdiği izmir yanıyor şarkısını kendi albümünde söylemeyerek izmirlileri hayal kırıklığına uğratmış üstad.
"ne böyle senle ne de sensiz" diyen ve dedikçe bana müslüm gürses'i hatırlatan insandır. halbuki baba "ozlerim ben seni seninle bile" demiş ve son noktayı koymuştur. velhasılı dişi müslüm gürses'tir fark yoktur.
herkesin bir sezen aksu şarkısı ile ilgili anısı vardır, her sezen aksu şarkısının da dokunduğu duygular vardır. Herkes gittiğinde yanlız sanırken kendini , bir toz tanesi olarak düşünürken hayatı kendi kalbine mırıldanırsın "küçüğüm daha küçüğüm bu yüzden tüm hatalarım diye" mazi geçerken gözünün önünden "ah bir devir muhteşemdik diye geçiri verirsin içinden hoşlandığını başkasına kaptırmışsan onu alma beni al diye tutturabilirsin ve daha niceleri. yeri doldurulamayacak sanatçıdır iy ki var
alkol ile hem en iyi giden hem en kötü giden.
canını bilerek yakmak isteyenlere.
karşıda anlayan birini bulmak isteyenlere.
kendini satırlarda bulmak isteyenlere, ilaç.
pop piyasasında değerlendirilmesini, detone olmasını, kraliçe olmasını falan okumaktan artık midemin bulandığı sanatçı. Doğası gereği duygularını şiir yazarak dökmekten, sahneye çıkıp şarkı söylemekten başka çaresi yoktur. Meslektaşları ile kıyaslanmayacak bir yerde durmaktadır, çünkü aynı zamanda şair ve düşünür kimliği taşımaktadır.
bir şekilde büyüdükçe daha çok sevilen kadın, nedeni sanırım küçükken şarkılarındaki acıların hiçbirinin insana uğramaması, aşkların en saf haliyle yaşanması, yaş ilerledikçe katlanan acılar.
Sezen Aksu, Hrant Dink için yazdığı ağıtı, Dink'in kızı Sera'ya armağan etti. Aksu taziye ziyareti sırasında yazdığı ağıtı, hiçbir zaman albümlerine koymayacak ve yalnızca kâğıt üzerinde kalacak. Aksu, Hrant Dink'in ölümünün ardından, Dink'in ailesini Bakırköy'deki evlerinde ziyaret etmişti. Sezen Aksu, ölümün ardından ailesinin acısına ortak olmuş ve burada "Güvercinin Ölümü" başlıklı ağıtı yazıp, okumuştu. Dink'in, ölümünü hissedercesine bir hafta önce "Ruh halimin güvercin tedirginliği" başlığıyla yazdığı yazı, milyonları ağlatmıştı. Şimdi de Sezen Aksu'nun taziye sırasında yazıp kızı Sera'ya okuduğu ağıt yürekleri dağlıyor.
ALBÜMÜNDEN AYRI
Konser için Hollanda'ya giden Sezen Aksu, yazdığı bu ağıtı hiçbir albümünde okumayacağını bildirdi. Aksu'nun menajeri, sanatçının sözleri Rakel Dink ve kızı için yazdığını, asla bir albüm için düşünmediğini söyledi. Agos gazetesi, o an evde bulunan herkesi gözyaşına boğan bu ağıtın tamamını bugün yayınlıyor.
Güvercinin ölümü
Bir daha açar mı karanfil
korkusuz
Bir daha uçar mı güvercin
şehirde
Yalancı güneşli bir ocak
Mübarek cuma gününde
Gitti cancağızım gitti
Bitti son istanbul
Kaldırımlar zabıt tuttu
Hepimiz şahidiz
Her yer tetikti
Bir daha yazar mı kalem
kanaya kanaya
Kağıdı da kan tutar ağaç değil
mi soyu
Ağla doyasıya ağla
Aynı denizde çoğalır yüreğin öz
suyu
Sen de çekip gitme
Dayan be umudum
Dön gel meydan okur hayat
Pabuç bırakmaz ölüme
Dön gel.
"evet sezen!..
bazen önceden bilen.
en gerçek sözleri en yakışan melodiyle buluşturan...
aşklarını hep taze, hep şiirsel tutan... bütün sevdalarını gözümüzün önünde en güzel şarkılara bahane eyleyen...
hayatımızın bütün aşklarına eşlik eden, bazen yol gösteren, bir tür aşk arkadaşı... istediği sevdaya konan bir minik serçe...
severiz kalbimize ve tenimize aynı ateşi düşüren bir insanı, ardından el ele susar sezen' i dinleriz birlikte. budur vatanımda bir sevdanın normal rotası.
yolu sezen' in herhangi bir şarkısından geçmeyen bir sevdanın muhakkak bir bozukluk vardır akordunda.
aradan saçma yıllar saçma bir hızla geçmiş olsa da hiçbir şey değişmedi bu bahiste ve bu şahısta.
daima aynı kalitede acıtabilir bizi firuze... bundan ala yalnızlık nerede var dedirtir her dinleyene "bir kedim bile yok anlıyor musun" dizesi... söz kemal burkay' ındır... ve böyle birinin bırak şiir yazdığını, adını bilen yoktur sezen' in oturduğu semtte!.. bir tek o bilir... bir tek o sezer... çünkü minik serçe dolaşır durur istediği zaman yurdun istediği yerinde.
sezen diyorsa ki "istanbul istanbul olalo, hiç göremedi böyle keder" emin olun orada çok ciddi bir mesele var demektir!.. yoksa sezen ortalığı boş yere velveleye verecek insan değildir.
bize dedi ki, bir ayrılık yaşadım hepinizinkine bin basar!... sonra anlattı meseleyi : çok şarap içilmiş bir gecenin imzası olarak, ki içinde bir kaç şişe yakut şarabından bahseder, nicedir karşısında duran şahane boğaz manzarasına da bir nevi borç ödeme mahiyetinde bestelenmiştir bu şarkı. ve yürek koca bir kara deliktir üstelik!..
hiçbir ayrılık güzel değildir. ama sezen' in ayrılık şarkısı şahana!..
zaten ayrılığın tek iyi tarafı bazen iyi bir şarkı ya da şiire yol açmasıdır. yoksa ölümdür allah' ın emri olan, ayrılık bir insan hatası!..
sezen' in hiçbir şarkısı milli eğitim müfredatına alınmamıştır, hatta henüz tartışma konusu bile değildir (umarım bu yazıdan sonra olur) ama bütün şarkılarını herkes zebere bilir.
neredeyse yaptığı beste sayısından fazla sayıda hit'i vardır! bir ayrılığın kederinden gebermek üzereyken de şifadır şarkıları, bir düğüne gittiğinde de seni kapıda karşılar!
yüreğinin her mağlubiyetinden namağlup bir şarkı çıkarır o!.. biz ölümsüz bir şarkı kazanırız o her "kaybettiğinde"...
hepimiz üç aşağı beş yukarı biliriz hangi şarkıyı kime yazdığını.
ve hepsinde bir magazin haberi değil, soylu bir aşk çıkar karşımıza... "seni pamuklara sarmalar sararım, ne bedel isterim ne hesap sorarım..." şarkısına sebep olan kişiyi merak ettim. sezen bu sözü tuttuysa, kimse kusura bakmasın bu arkadaş eşeklik etmiş...
besbelli bu "hayal mahsulü" bir şarkı!..
tüm aşklar da, tüm şarkılar gibi "hayal mahsulü" nasılsa..
sezen' in anlattığı herşey, ya kendi hikayesi ya da o sıra dinleyenin...
evet ben de kaç kez bizzat yaşadım, yalnızlığım yollarıma pusu kurmuş beklemekteydi ve o sıra böyle bir şarkının bestelenmiş olmasının çok yararını gördüm.
biz sezen' in hangi şarkıda ne diyorsa, dosdoğru yüreğinin sesi olduğuna inanmış, kaynaşmış bir milletiz. pek çok şeyine gıcık oluruz ülkemizin ya da birbirimizin ama hepimiz sezen' i severiz. sanatçı olarak da insan olarak da... sanatçı olacaksa mutlaka sezen gibi olmalıdır!..
ondan ala örnek sanatçı görmedim. hepimize çıkaracak bir ders vardır hayatında...
star adaylarının o'ndan çıkaracağı ders şudur : kendiniz gibi olun. kendiniz gibi olmak büyük avantajdır, kendiniz adamsanız!..
kadınlara mesajı bellidir : "çalışın, kuvvetli olun kimse sizi durduramaz!.. hani toplumda kadının önünde ekstra engeller var filan diyorlar ya, yok öyle bir şey... olsaydı üstünden geçerken en azından dikkatimi çekerdi. bir iki küçük tümsek gördüm tabii ama üstünden atlamam için zıplamam bile gerekmedi!.. çoğunun altından geçtim zaten!.."
uzun boylulara mesajı açıktır : "üzgünüm ama beni her gördüğünüzde eğilmek zorundasınız!.."
ve erkeklere diyor ki : "her şeye rağmen, her şart altında sevilmeye layık bir tür olarak değerlendiriyorum sizi!.."
müziğin, aşkın bu koca yürekli kraliçesi' nin mesajı şudur kalbi olan herkese : aşk için ölmeli!.. aşk, o zaman aşk!..
evet sezen!..
kalbiyle gülen, söyleyen düşünen...
türkiye' nin şarkılarını bağıra çağıra söylemek için büyük bir ses yetmiyordu maalesef. bir de kocaman yüreğe ihtiyaç vardı. çok şükür zaten, büyük bir ses, kocaman bir yürekten ibaret sezen!..
kulağında hangi türkü, hangi şarkıyla doğarsa doğsun, bu vatanın tüm çocukları sonsuza dek kraliçe' nin eteklerine tutunarak söylenecek."
Türk pop müziğinin en tepesindeki bu insanı karalamak için daha elle tutulur, mantıklı, seviyeli, ikna edici olmak gerektiğinin bir kere daha altını çizmek zorunda olmama sebep olan kraliçem..
Seni sevmeyen 1 kişiyse seven 10 kişi kraliçem, hele karalamak isteyip de mantıklı sebep sunamayanlar 0 kişi..