rivayete göre;
hz. isa dönemi yahudiyesinde, roma egemenliğine karşı yahudiler' in başkaldırmasından sonra, roma' ya vergi ödenmemesi gerektiğini düşünen yahudilerden biri; mesih kabul ettikleri isa' ya şu soruyu sorar:
- ey isa ! bize bu kadar zulüm yapan roma'ya vergi vermememiz gerekir değil mi ?
hz. isa bir bozuk para ister. ( dolaşımda ki para roma sikkeleri olduğu için paraların üstünde sezar' ın resmi vardır.)
+ bu sikke' nin üstünde ki resim kimin ? diye sorar.
yahudilerden biri:
- sezar'ın resmi.
der.
hz isa ise:
+ o zaman sezar'ın hakkını, sezar' a veriniz.
der.
isa peygamber yeruşalim'e geldiğinde, bir yahudi ibadethanesi yanında kendisi gibi yahudilere öğütler veriyordu.
tam o sırada, 2 ferisi isa'nın yanına geldiler ve;
"sen ki liderimiz, kralımız olduğundan dem vuruyorsun, söylesene bize: sezar'a vergi ödemek töremizde geçiyor mu?" diyerek, isa'yı müşkül durumda bırakmak maksatlı bir soru yöneltirler.
kıvrak, parlak ve dahiane mentaliteli isa;
"bana 2 dinar getirin" der. kendisine 2 sikke roma dinarı verilir.
isa dinarları kaldırır hem halka, hem 2 çapulcu ferisiye gösteriri:
"üzerinde kimin resmi var?" diye sorar. herkes hep bir ağızdan, "sezarın" derler.
isa da: "o halde, sezarın hakkını sezara, tanrı'nın hakkını tanrıya verin!!" der.
Aslında tam hali "sezar'in hakkını sezara, tanrının hakkını tanrıya verin" dir.
bu sözün altinda yatan metafori sudur; kullandiginiz paranın üzerinde sezar'in resmi vardır, bu yüzden sezar'a vergi vermekle yukumlusunuz. Sizin uzerinizde de tanri'nin nefesi vardır; bedeniniz emanettir. bu yüzden o'na olan ibadetleri yerine getirmekle mükellefsiniz...