TÜRKiYE'DE VE DÜNYADA SEZARYEN ORANLARI
Dünyada sağlık örgütünü (WHO) önerdiği sezaryen oranı %15'tir, buna göre bir ülkedeki bütün doğumların yüzde onbeşi en fazla sezaryen ile gerçekleşmelidir. Belirlenen %15 oranının çok üzerine çıkılması da çok altına inilmesi de anne ve bebek morbiditesi açısından sakıncalı olarak belirlenmiştir.
Türkiye'de sezaryen oranları:
- Sezaryen oranı en yüksek bölge batı ve güney bölgelerimizdir. En az sezaryen oranı güneydoğu anadolu bölgesindedir.
- Kentsel bölgelerde sezaryen oranı daha yüksektir.
- Annenin veya babanın eğitim düzeyi arttıkça sezaryen oranlarında artış izlenmektedir.
- Ülkemizde 1998 yılında sezaryen oranı %14 civarlarında iken, günümüzde %50'ye yakın oranlara gelerek dünyada en yüksek oran olmuştur. Türkiye'de 2007 yılında hastane doğumlarında sezaryen oranı %42, 2010 yılında %49.7'dir.
Ülkemizde 2013 yılı ortasına kadar sezaryen oranının %35'e indirilmesi hedeflenmiştir. Bu amaçla çeşitli kampanyalar, eğitimler yapılması planlanmıştır.
Dünyada sezaryen oranları:
- Dünya ortalaması %15 civarındadır.
- En düşük oran Afrika'da %3-4 civarındadır.
- Amerikada 1950'li yıllarda %3-5 civarında olan sezaryen oranı, 1970'lerde %15, 1990'larda %22 civarına kadar yükselmiştir. Günümüzde Amerika'da sezeryan oranı %29 civarındadır.
- Hollanda, Belçika, Norveç, Finlandiya sezaryen oranı en düşük ülkelerden bazılarıdır. Bu ülkeler sezaryen oranını 2000 yılından günümüze kadar %13-16 civarında korumaktadır.
- Fransa'da sezaryen oranı son on yılda %17'den %20'ye çıkmıştır ancak halen Dünya sağlık örgütünün önerdiği orana yakın iyi bir orandadır.
- Almanya'da sezaryen oranı son on yılda %20'den %30'a çıkmıştır.
- Çoğu ülkede sezaryen son 20 yılda artış göstermiştir ancak Türkiye'deki artış çok fazla olarak rekor düzeye ulaşmıştır.
kaç tane ve nasıl doğuracağımıza karar veren sayın başbakanımızın yasal mevzularla ilgili kişisel fikir beyanlarının sıklıkla gündeme gelmesi şaşılacak durumdur. çok çocuk yapılması gerektiğini savunurken bu çocuklara bakacak maddi gücün nereden geleceği hakkında bir söylemi olmaması kadar şaşılasıdır hem de...
saat 20.00 ntv haber bülteninde de tekrarlanandır. aynen şöyle buyurmuşlardır : "sezaryen de cinayettir kürtaj da " ne eksiği ne fazlası olan ifadedir.
halihazırda normal doğumun performans puanı sezeryandan daha yüksektir. sanıldığı üzre hekimler daha fazla para kazanmak için bu yöne yönelmezler. olayın aslı şu gündemdeki davalar malpraktis meselesi zorunlu sağlık sigortası sezeryana yöneltmiştir. normal doğum sırasında gelişebilecek asfiksi, doğum felci olayları doktorları normal doğumdan kaçırmakta. diyeceksiniz ki yıllarca normal doğum yapıldı. bu riskler yok muydu. ama o zamanlar da malpraktis yasası yoktu. doğumun riskini ben göğüsleyeyim gebe kadın ağrı çeksin çocuk asfiksik doğsun davası bana açılsın. bekara konuşmak kolay...
tıbbi komplikasyon - tıbbi kusur ayrımı yapılmadıkça kimse yanaşmaz buna ....
komplikasyon: modern tıbbın gerektirdiği, teknolojik imkanların sonuna kadar kullanılabildiği tüm önlemleri alınmasına rağmen oluşabilecek istenmeyen durumlar.
tıbbi kusur: bilgi birikim yetersizliği, hatalı davranışlar...
herkesin gözlerinde dolar işareti olduğu için mantıklı bir düzenlemedir.
doğru olanın yapılması için paradan başka çözüm olmaması ne kadar kötüyse yapılan uygulama da o kadar yararlıdır.
ülke başbakanının ne kadar cahil olduğu gözler önüne serilmiştir. ayrıca insanlara karışacak, bok atacak bir şey kalmadı herhalde ki son çare ana rahmine giriş olmuş. e oraya da girdiysek artık nerelerden çıkacağız kim bilir.
kendisini günahım kadar sevmem belirteyim ama iftira da atmamak gerekir kendileri sezeryana değil kürtaja cinayet demiştir, sezeryana ise karşı olduğunu söylemiştir. Haklıdır da bence.
yanlış bir sözdür. tam ağız dolusu küfür edecektim sözün sahibine, aaa bir baktım başbakan demiş. konu hakkında yorum yapmıyor ve allah'a havale ediyorum.