kitap yarışmasına katıldığım yazar. çok ağır bir dili var mı diye tartışılır ama devrik cümleler kullanıyor olması yani verilmek istenen mananın cümlenin sonunda görülmesi gerçekten can sıkıyor bazen.
"düşünceyi kritik etmezsen (tenkit etmezsen, eleştirmezsen) düşünce kendi kendini kritik eder." der islâmın dirilişi yapıtında üstad. ne güzel demiş...
Edebiyatçı-Yazar Sezai Karakoç, Suriye krizinin ortaya çıktığı ilk günlerde Müslüman kamuoyunu uyarmıştı.
Karakoç, Suriye’de tuzak olduğuna dikkat çekerek şu ifadelere yer vermişti:
‘Şimdi Batı bize diyor ki, 'Suriye'de kötü bir yönetim var. Orada halk ile devlet arasında problem var, masum insanlar ölüyor. Bu işi siz halledin, siz çözün, insanların ölümünü seyir mi edeceksiniz?' Şüphesiz Müslümanlar asla seyir etmez, ama bu meselenin çözümü silahla olmaz. O yönetimi uyaracak olan kılıç değil kalemdir. Çünkü kılıç ile girdiğiniz takdirde halk ile karşı karşıya gelecek ve siz yine masumları öldürmek zorunda kalacaksınız. Aynı o devletin yaptığını siz yapmış olacaksınız. işte bu size kurulmuş bir tuzaktır. Çözümün sadece silah ve kılıç olduğu doğru değildir. Daima ondan daha güçlü olan bir çözüm vardır ve o çözüm fikirdir. Kılıç dahi fikrin emrindedir. Aksi halde zarar verir.
Bugün Türkiye çok büyük bir tehdit ile karşı karşıyadır. Şimdiye kadar Müslümanların başına gelen zulümlerde hiçbir zaman Batı Türkiye'ye 'gel sen buna karış' dememişti. Tam tersine kendisi işgal ettikten sonra, 'gel bize destek gücü ver' demişti. Afganistan'da Bosna'da böyle oldu. Katliamlar olurken bizi sokmadılar, katliamlar oldu, bitti kendileri girdiler ve destek için çağırdılar.
Bugün bilhassa Türkiye ile iran'ı çarpıştırmak istiyorlar ve ben bakıyorum ki, bunu önlemesi gereken kalemler tam tersine, en basit bir bahanelerle tahrikçi bir şekilde ortaya atılıyorlar. Tabii bu tek taraflı değil. iran'da da mutlaka böyle oluyor. Suriye'de de öyle oluyor. Türkiye'de de. Şunu bilelim ki bu ülkelerin arasındaki meseleleri çözemeyecek tek şey var ise o da silahtır. Bir tek kurşunun bile atılmaması gerekiyor. Eğer bu atılırsa arkası gelir ve bu ülkeler göz göre göre mahvolur gider. Arkası da Batı'nın korkunç istilasıdır. O zaman ne ezan ne kitap kalır. Bu yüzden uyarıyorum tüm Anadolu'yu, çilekeş Anadolu'yu.
Hakk'ın ve doğrunun emrinde olması gereken kalemler maalesef hükümetin emrindedir. Hakk'ın, doğrunun emrinde olan, bağımsız olarak islam ülkelerinin tümünün menfaatinin, tümünün çıkarının ve geleceğinin emrinde olan kalem istiyorum ben. Bilgi istiyorum. Bu boşluk var. Bu boşluğu kim dolduruyor? Onu Batı medyası, Batı düşüncesi, Batı ajansları dolduruyor. Bu sebepledir ki öncelik islam aydınlarının öne çıkması ve adeta bir örgütleniş içinde olup bir araya gelmeleridir. Ve zaman zaman islam aleminin durumunu gözden geçirip verdikleri kararları da uygulamalılar.
Mona Roza, siyah güller, ak güller
Geyvenin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Ah, senin yüzünden kana batacak
Mona Roza siyah güller, ak güller
Ulur aya karşı kirli çakallar
Ürkek ürkek bakar tavşanlar dağa
Mona Roza, bugün bende bir hal var
Yağmur iğri iğri düşer toprağa
Ulur aya karşı kirli çakallar
Açma pencereni perdeleri çek
Mona Roza seni görmemeliyim
Bir bakışın ölmem için yetecek
Anla Mona Roza, ben bir deliyim
Açma pencereni perdeleri çek...
Zeytin ağaçları söğüt gölgesi
Bende çıkar güneş aydınlığa
Bir nişan yüzüğü, bir kapı sesi
Seni hatırlatıyor her zaman bana
Zeytin ağaçları, söğüt gölgesi
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ve vardır her vahşi çiçekte gurur
Bir mumun ardında bekleyen rüzgar
Işıksız ruhumu sallar da durur
Zambaklar en ıssız yerlerde açar
Ellerin ellerin ve parmakların
Bir nar çiçeğini eziyor gibi
Ellerinden belli oluyor bir kadın
Denizin dibinde geziyor gibi
Ellerin ellerin ve parmakların
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Saat onikidir söndü lambalar
Uyu da turnalar girsin rüyana
Bakma tuhaf tuhaf göğe bu kadar
Zaman ne de çabuk geçiyor Mona
Akşamları gelir incir kuşları
Konar bahçenin incirlerine
Kiminin rengi ak, kimisi sarı
Ahhh! beni vursalar bir kuş yerine
Akşamları gelir incir kuşları
Ki ben Mona Roza bulurum seni
incir kuşlarının bakışlarında
Hayatla doldurur bu boş yelkeni
O masum bakışlar su kenarında
Ki ben Mona Roza bulurum seni
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Henüz dinlemedin benden türküler
Benim aşkım sığmaz öyle her saza
En güzel şarkıyı bir kurşun söyler
Kırgın kırgın bakma yüzüme Roza
Artık inan bana muhacir kızı
Dinle ve kabul et itirafımı
Bir soğuk, bir garip, bir mavi sızı
Alev alev sardı her tarafımı
Artık inan bana muhacir kızı
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış
Bir gün gözlerimin ta içine bak
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak
Altın bilezikler o kokulu ten
Cevap versin bu kanlı kuş tüyüne
Bir tüy ki can verir bir gülümsesen
Bir tüy ki kapalı gece ve güne
Altın bilezikler o kokulu ten
Mona Roza siyah güller, ak güller
Geyve'nin gülleri ve beyaz yatak
Kanadı kırık kuş merhamet ister
Aaahhh! senin yüzünden kana batacak!
Mona Roza siyah güller, ak güller
Sezai Karakoç
En sevdiğim şiirlerden biridir. Bir de hikayesi vardır. Kimi gerçek der kimi yalan. Aşkı ve çaresizliği anlatan cok güzel bir şiirdir.
Şiirindeki en büyük eksiklik mânâdır. Şiirden anlamayanların 'çok derin yazmış be' dedikleri dizeler esasen mânâ derinliği taşımaz. Şairin gayesi her ne kadar bu olsa da şiirleri bunu karşılamaktan uzaktır.
Yaşayan efsanedir; şu söze bakarmısınız, ve hiç ölmeyecek şahsiyettir.
"Geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah ve bir gündüz, bir güneş vardır."
saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın
saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen
tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin
gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir
sen kaç köşeli yıldızsın
fabrika dumanlarında resmin
kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun
hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi
aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun
benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
bir tek köşen bile ayrılmamışken bana
var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim
ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
sen kaç köşeli yıldızın?
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak,
Meyvalar sabırla olgunlaşırmış.
Bir gün gözlerimin ta içine bak:
Anlarsın ölüler niçin yaşarmış,
Yağmurlardan sonra büyürmüş başak.
aşk kadar nazlı saat kadar gerçek
bir bülbül bakıyor bana doğru
boş oda kadar tedirgin tehlike kadar güzel
bir bülbül içimde sedefle kaplanıyor
payıma korkarım eşsiz bir azap düşecek.
Şair ve Gönül insanı. Sevgisine saygısını bir ömür boyu koruyan ve taşıyabilen koca yürekli bir şair. Özünde ise inanç ruh ve mânâ insanı. Cemal sürey(y)a ve ece ayhanın da sınıf arkadaşıdır.
"Saçlarını kimler için bölük bölük yapmışsın
Saçlarını ruhumun evliyalarınca örülen
Tarif edilmez güllerin yankısı gözlerin
Gözlerin kaç kişinin gözlerinde gezinir
Sen kaç köşeli yıldızsın.
Fabrika dumanlarında resmin
Kirli ve temiz haritaları doldurmuşsun
Hâtırasız ve geleceksiz bir iç deniz gibi
Aşka veda etmiş topraklarda durmuşsun.
Benim geçmiş zaman içinde yan gelip yattığıma bakma
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
Bir tek köşen bile ayrılmamışken bana
Var olan ve olacak olan bütün köşelerinin sahibi benim
Ben geleceğin kara gözlü zalimlerindenim
Sen kaç köşeli yıldızsın"
BALKON
Çocuk düşerse ölür çünkü balkon
Ölümün cesur körfezidir evlerde
Yüzünde son gülümseme kaybolurken çocukların
Anneler anneler elleri balkonların demirinde
içimde ve evlerde balkon
Bir tabut kadar yer tutar
Çamaşırlarınızı asarsınız hazır kefen
Şezlongunuza uzanın ölü
Gelecek zamanlarda
Ölüleri balkonlara gömecekler
insan rahat etmeyecek
Öldükten sonra da
Bana sormayın böyle nereye
Koşa koşa gidiyorum
Alnından öpmeye gidiyorum
Evleri balkonsuz yapan mimarları.
sevgili
en sevgili
ey sevgili
uzatma dünya sürgünümü benim.
ülkendeki kuslardan ne haber vardir
mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir.
ask celladindan ne çikar, madem ki yar vardir
yoktan da vardan da ötede bir var vardir
hep suç bende degil, beni yakip yikan bir nazar vardir.
o sarkiya özenip söylenecek misralar vardir
sakin kader deme, kaderin üstünde bir kader vardir
ne yapsalalar bos, göklerden gelen bir karar vardir
gün batsa ne olur, geceyi onaran bir mimar vardir
yanmissam, külümden yapilan bir hisar vardir
yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir
sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir
gögsünde, sürgününü geri çagiran bir damar vardir
senden ümit kesmem, kalbinde merhamet adli bir çinar vardir
sevgili
en sevgili
ey sevgili.
Erdoğanı seven yada sevmeyen lütfen bu şiiri onun sesinden dinleyin siyasi görüşünüzü bir kenara bırakın.