muğla belediyesinin esnaftan cüzi bir rakam karşılığında, öğrencinin bağımsız para kazanmasını engellemek ve ucuz işçi gücü yaratmak adına uyguladığı şerefsizliktir.
şerefsizlik boyutu sokakta satılamayacak gıda maddelerini rüşvet vererek satan binlercesine rağmen selpak satana, kalem satana, çakmak satana zulmetme boyutudur.
ihtiyaç sahibi olduğu için görmezden gelinmesi ya da yasal hale dönüştürülmesi için el verilmesi gerekene değil, ihtiyaç sahibi olmadığı için rüşvet dahi verebilene sokaklar teslim edilmektedir.
bu zabıta olarak çalışan kişinin kişisel fikri değildir. kanun koyucular kanunu hazırlar. memurlar uygular.
seyyar satıcı vergi vermez, kira ödemezken, diğer taraftan dükkanda esnaflık yapan kişi; vergi öder, kira öder, belediyeye tabela vergisi öder, işçi çalıştırır ağırlaştırılmış şekilde ssk öder, işçinin vergisini öder, esnaf odasına para öder bir de üstüne üstlük kazandığı üç kuruşun pazarlığını yapan müşteriyle uğraşır(tabi bu bahsettiğim küçük esnaf).
peki bu durumda nasıl oluyorda seyyar satıcı kabulleniliyor. ekmek parası ama eşitlikçi değil.
aciz kişiler gibi gün boyu bir yere oturup dilenmeyen, yazın sıcağın altında ter döküp, kışın götü donarak emeğiyle para kazanmaya çalışan seyyar satıcıların zabıtalar tarafından it muamelesi görüp tezgahlarının dağıtılmasıdır.