iki saç teli arasında oldukça mesefa olan insandır. o kadar çoktur ki o arada bale yapılabilir. bazı bazı "kel" olarak karşımıza çıkan insanlardır. çevremde çoğu arkadaşım böyledir. artık onlarla olan samimiyetime dayanarak bu konuda sık saçlı bir insan olarak şaka yapmak zaman zaman çok eğlencelidir. tabi küsen insanlar da olmuyor değil arada.
saçlarımın çok sık olmasından dolayı, bazen seyrek saçlı arkadaşlarla harika diyaloglara giriyorum.
-abi şu saçın şuralarından hafif döktürmek istiyorum ha. ne dersin?
-naptırmak istiyorsun?
-döktürmek hacı ya. baksana hafif bi fazlalık var gibi. sence de mi?
-siktir git lütfen.
gibi. bu diyaloglar çok farklı ortamlarda da icra edilebilir tabi. arkadaşımı kulak-burun-boğaz doktoruna götürmüştüm beşiktaş ta bir tıp merkezine. o sırada, "lazerle dövme siliyoruz" yazısını gördüm. danışmadaki hafiften kel arkadaşa yaklaşıp, "merhaba, bu lazer hakkında bilgi alabilir miyim?" diye sordum. bir dövmemden ciddi anlamda rahatsız olmaya başladım da. neyse konu bu değil. bana lazerle yapılan olayları anlattı dövmeyi de içine katarak. istenmeyen tüylere son falan filan. "hacı" dedim, "şurda saçlarda fazlalık var gibi di mi?" diye sordum, boynunu öne eğdi ve "hıhı biraz" dedi. yüzü kızarmıştı, tokat yemiş bir velet gibi hüzünlüydü. "bunları lazerle aldırmak istiyorum" diye bir anda söyledim. şok olmuştu. gözleri yerinden fırlayacak gibiydi, "nasıl olur?" tarzı bakışlar atıyordu bana. içimde kopan kahkaha tufanı dışarı çıkmak için adeta yüreğimi debeliyordu. "evet" dedim, "şuradan hafif döktürmek istiyorum. bana bir seans ayarlayıp daha detaylı bilgiler verir misiniz?" dedim. "saça uygulanan bir yöntemimiz yok beyfendi." dedi ahlaksızca. yalan söylüyordu tabiki. "hacı bak bu saç gidecek." dedim. "gidecek ulan".
adamın yüzündeki ifade beni harab etmişti. nasıl bir harab? o sırada arkadaşım geldi, "tamamdır orta kulak iltihabı doğruymuş." dedi. danışman, "geçmiş olsun" dedi arkadaşıma, ben de ona, "yine gelicem ve bu saçı döktürücem" dedim. "bana bunu yapma" dedi kısık bir sesle. "yapıjam" dedim. sustu. hiçbirşey demeden işaret parmağımı ona doğru salladım ve dilimi ısırdım, "gününü göreceksin" anlamında. bulunduğu standın altına doğru sokuldu. elimdeki kağıtı fırlattım, "dökülecek ulan" diye bağırdım. "tamam abi yaa" dedi. "aferim" dedim ve çıktık merkezden. çok güzel bir gündü. insanın maymundan geldiği gerçeğini düşündük sonra arkadaşımla beraber iki sık saçlı insan olarak. enteresan.
saçları seyrek olan, yani saç köklerinin birbirlerinden ayrı olan olan insandır. dökülme ihtimali oldukça fazladır bu tip saçların. fazla taranmamalı ve rüzgardan korunmalıdır.
