seyit onbaşı

    43.
  1. "Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı.
    Çanakkale'de 276 kiloluk top mermisini tek başına sırtlayıp ingiliz zırhlısını vuran kahraman.
    1889'da Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı bir orman köyü olan Manastır köyünde doğan Seyit Ali, Yörük çocuğudur.
    Mavi gözlü ve ufak tefektir.
    Gariban Anadolu köylüsü.
    Keçi güder arada kaçak odun kömürü yapar satar.
    1909'da askere gider.
    1912'de Balkan Savaşı'na katılır.
    1914'te Birinci Dünya Savaşı başlayınca Çanakkale cephesinde topçu eri olarak bulundu.
    18 Mart1915'te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçti. Bu sırada Seyit Ali, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevlidir.
    (Savaşın en kritik anlarından birinde Queen Elizabeth zırhlısından atılan bir top mermisi Mecidiye Tabyası'na isabet eder. Mecidiye Tabyası'nın pozisyonu çok kritiktir. Boğazdan geçen düşman savaş gemilerini vurmak üzere oradadır. Ve hedef alınan tabyada geriye sadece iki er ve tabya komutanı kalmıştır. Bu erlerden bir tanesi Seyit Ali Çabuk'tur. Seyit, 276 kiloluk bir mermiyi, mataforası yani vinci bozuk olan topçu bataryasına tek başına sırtlayarak yerleştirmeyi başarır. ilk denemesinde Ocean gemisini vurmayı başaramaz, ikinci kez tekrar bunu dener ve başarır, ancak yine vurmayı başaramaz ingiliz zırhlısını. ve son denemesinde Niğdeli Ali'nin de yardımıyla top mermisini bataryaya yerleştirir. Ve Ocean gemisini dümen sisteminden vurmayı başarır. Ocean daha sonra sürüklenir ve Nusrat'ın döşediği mayınlardan birine çarparak batar.
    10 ...
  2. 1.
  3. çanakkale savaşı kahramanlarından
    tekbaşına 258kg lık (yanılıyor olabilirim) top mermisini kaldırmış ve o mermiyle bir düşman zırhlısını saf dışı bırakmıştır.
    8 ...
  4. 3.
  5. koca seyit'in başarısını duyan atatürk savaş sonrası seyit'i ziyaret eder ve onunla bir konuşma yapar.
    atatürk: beni de o mermi gibi kaldırabilir misin?
    koca seyit: hayır paşam.
    atatürk: ben o mermiden ağır mıyım seyit?
    koca seyit: sizi bütün dünya gelse yerinizden kaldıramaz.
    12 ...
  6. 40.
  7. Köyünde onu herkes öldü bilmektedir.
    Çanakkale’den Havran’daki köyüne kadar 145 kilometreyi 13 günde yayan yürür.

    Geldiğinde evine giremez. Çünkü 9 yılda belki karısı, yeniden evlenmiş olabilir. Akşamdan geldiği evini sabaha kadar göz hapsine alır. Sabah koyunları çıkarmak için gelen bir akrabası ile karşılaşır.

    “-Sen kimsin?

    -Ben Seyidim.

    -Biz seni öldü biliyoruz.

    -işte sağ döndüm. Benim hanım evli mi?

    -Hayır evli değil. Bir çocuğun var içeride, çocuğu korkutursun. Bağırarak git, haberi olsun.”

    Kapıdan eşinin ismini seslenir. 8 yaşında bir kız çocuğu kapıya gelir. “Anne” diyor, “kapıda sakallı biri var korktum.” Annesi geliyor kapıya bakıyor ki, adamı. “Korkma kızım o senin baban.”

    Ve 9 yıl sonra kızıyla böyle tanışıyor.

    O kız, sonradan nine olduğunda torunlarına, “Baba deyip de bir müddet kucağına oturamazdım” der.

    ***

    Kocaseyit namı, Seyit Ali Çabuk tam adı.

    Çanakkale’de 276 kiloluk top mermisini tek başına sırtlayıp ingiliz zırhlısını vuran kahraman.

    1889'da Balıkesir'in Havran ilçesine bağlı bir orman köyü olan Manastır köyünde doğan Seyit Ali, Yörük çocuğudur.

    Mavi gözlü ve ufak tefektir.

    Gariban Anadolu köylüsü.

    Keçi güder arada kaçak odun kömürü yapar satar.

    1909’da askere gider.

    1912’de Balkan Savaşı’na katılır.

    1914’te Birinci Dünya Savaşı başlayınca Çanakkale cephesinde topçu eri olarak bulundu.

    18 Mart1915'te Müttefik donanması Çanakkale Boğazı'nı geçmek için saldırıya geçti. Bu sırada Seyit Ali, Rumeli Mecidiye Tabyası'nda görevlidir.

    (Savaşın en kritik anlarından birinde Queen Elizabeth zırhlısından atılan bir top mermisi Mecidiye Tabyası'na isabet eder. Mecidiye Tabyası'nın pozisyonu çok kritiktir. Boğazdan geçen düşman savaş gemilerini vurmak üzere oradadır. Ve hedef alınan tabyada geriye sadece iki er ve tabya komutanı kalmıştır. Bu erlerden bir tanesi Seyit Ali Çabuk'tur.

    Seyit, 276 kiloluk bir mermiyi, mataforası yani vinci bozuk olan topçu bataryasına tek başına sırtlayarak yerleştirmeyi başarır.
    Ve Ocean gemisini dümen sisteminden vurmayı başarır. Ocean daha sonra sürüklenir ve Nusrat’ın döşediği mayınlardan birine çarparak batar.

    Bu başarısından ötürü onbaşı rütbesine yükseltilmiş bir de ödül olarak çift tayın verilmiş.

    O da bir hafta sonra kursağından geçmeyince istememiş.

    Seyit Ali, 1909'da gittiği askerden, 1918'de onbaşı olarak döner.

    1915’teki zaferden sonra 3 yıl daha Çanakkale’de askerliğe devam eder.

    1918’de terhis olur.

    BiR TEK ATATÜRK HATIRLAR

    Kocaseyit, harpten döndükten sonra burada köyünde kimseye savaş ile ilgili bir şey anlatmaz. 9 yılda yaşadıklarını kendine saklar. Kolay değil, yaşanan olaylar, büyük travmalar yaratmıştır muhtemelen. 1929’da Gazi Mustafa Kemal Atatürk, bir açılış için Havran'a gelir. Açılıştan sonra Havran Nahiye Müdürü’ne der ki, “Burada bir Seyit Onbaşı olacaktı onu görmem lazım.”

    Ancak Havran Nahiye Müdürü, Seyit Onbaşı’nın hangi köyde olduğunu bilmez. “Buluruz tabii Paşam” deyip, Edremit askerlik şubesinden Seyit’i sordurur. Manastır köyünde bulunur. Şubeden 2 jandarma görevlendirilip salınır. Sabah çıkan jandarmalar akşamüstü köye gelir. Kocaseyit, dağa kömüre gitmiştir. Jandarmalar evinin önünde akşama dek bekler. Akşam geç saatte evine gelen Seyit, jandarmayı görünce, kaçak kömür için geldiklerini sanır. Ama bozuntuya vermez. Askerlere “suçum ne ki” diye sorar. “Hayır, suçun yok biz seni bekliyoruz. Seni Paşa çağırıyor.” Seyit, sevinir.

    Gece yarısı vardıklarında nahiye müdürü, Seyit’i perişan vaziyette görünce, önce onu bir güzel yıkatır, berberde saç sakal traşı yaptırır. Sabah da elbisesini verir. Atatürk’ün yanına çıktığında, biraz sohbetten sonra Paşa ‘ne istersen, iste sen büyük kahramanlık yaptın’ der.

    Maaş bağlatılmasını teklif eder. Seyit Ali, “Hayır paşam" demiş, "biz görevimizi yaptık maaş için değil” der. Tek bir isteği olur Atatürk’ten, “Ben dağda kaçak odunla kömür imal ediyorum. Havran ve Edremit'te gece kaçak satıyorum. Senin emrinle o dağdaki ormancılar baltamı almasa. Rahat çalışsam, maaş da istemem”

    Atatürk, nahiye müdürüne talimat verir, Seyit’e dokunulmasın diye.

    Ancak iki yıl sonra yeni gelen nahiye müdürü bu emri uygulamaz, Seyit’e pek rahat verilmez.

    Seyit Ali Onbaşı, bir süre daha dağda odun kömürü yapar.

    Yaşlanmaya başlayınca zorlanır, Havran’da bir fabrikada hamallığa başlar.

    Seyit Ali Çabuk, 1939'da 50 yaşındayken, zatürreye yakalanır ve yaşamını yitirir.

    Köyündeki mezara gömülür.

    Kocaseyit'in köyü, hala yoksul...

    Yüze yakın torununun yaşadığı Kocaseyit Köyü (köyün adı sonradan Çamlık, 1990’da da Kocaseyit olmuştur), büyük oranda elektriksiz ve susuz.

    TSK bir dönem köye de sahip çıkmış, Kocaseyit Anıtı da yaptırmış ama Ergenekon, Balyoz darbeleri sonrası onun da eli çekilmiş.

    Güneydoğu’dakilerden farksız köylü topraksız, koyun keçi güdüyor, ovaya yevmiyeye gidiyor.

    Aynı dedeleri Kocaseyit gibi.

    Kocaseyit’in öyküsü, bir yerde Türkiye’nin tüm kahramanlarının öyküsüdür.

    En azından o yine şanslıymış, bugünküler üzerine bir de suçlanıp, hapse atılıyor, intihara zorlanıyor.

    Hüseyin Vodinalı
    8 ...
  8. 8.
  9. balıkesir'in edremit ilçesindendir "edremitli seyit" olarak da bilinir. gösterdiği üstün kahramanlıktan sonra bu büyük adamı ödüllendirmek isterler. "ben bunu ödül için değil vatanım için yaptım!" deyip her şeyi reddeder. fakat çok ısrar üzerine utana sıkıla, "bana bir tayın (bildiğim kadarıyla askerlere verilen küçük somun ekmek) yetmiyor, mümkünse iki tayın verin" der. daha sonra "arkadaşlarım bir tane yerken ben iki tane yiyemiyorum" deyip bunu da kabul etmez. kişiliği bu kadar güçlüdür. ben de edremitliyim ve bu adamın, dedemin annesinin dayısı olduğunu 18 yaşımda öğrenince duyduğum sevinç çok büyüktü. hayranı olduğum asker yakın akrabam çıkmıştı. sadece seyit onbaşı değil, o zamanın tüm türk askerleri bu yüce kişiliğe sahipti. türk halkı olarak onlara layık olmaya çalışacağımıza neler yapıyoruz... yaptıklarımıza bakıp düşünmeliyiz artık.
    8 ...
  10. 43.
  11. 44.
  12. büyük kahramandır.
    huzur içinde uyusun.
    7 ...
  13. 44.
  14. Oduncu Seyit ama biz onu daha çok Seyit Onbaşı olarak biliyoruz.

    Savaş biter. 1918 yılında köyüne döner. Çok fakirlik çeker. Ormandan odun kesip bu odunları satarak hayatını sürdürmeye çalışır. Mustafa Kemal, Edremit'ten geçerken onu görmek ister. Yetkililer Seyit Onbaşı'ya hemen kaymakamın yedek takım elbisesini giydirip Ata'nın huzuruna çıkarır.
    Atatürk'ün ''seni iyi gördüm Seyit bakıyorum durumun iyi'' demesi üzerine Seyit Onbaşı aslında durumunun iyi olmadığını ve elbisenin kaymakamın olduğunu söyler. Bunun üzerine Atatürk gazilere maaş bağlanmasını ilk kez burada emreder. Fakat Seyit Onbaşı bu maaşı kabul etmez. Ben bunu maaş için değil vatan için yaptım der. Ama yine de iş Bankası'nda bir hesap açılır ve maaşı oraya yatırılır.
    Soyadı kanunuyla ÇABUK soyadını alan Seyit Onbaşı, Mustafa Kemal'den bir sene sonra 1939'da vefat eder. Ve öldüğünde bakarlar ki iş Bankası'ndaki hesabına yatan maaşından tek kuruş çekmemiştir...

    kaynak: tarih tarih facebook sayfası.
    7 ...
  15. 42.
  16. gelmiş geçmiş en yürekli insanlar listesi yapılsa, ilk 5 e rahat girer.
    6 ...
  17. 45.
  18. kahraman ırkımın yetiştirdiği kahraman.
    5 ...
© 2025 uludağ sözlük